ANKARA (AA) - Adalet Bakanlığı Müsteşar Vekili Basri Bağcı, Türkiye'nin artık 1990'lı yıllardaki cezaevi modellerine dönmek gibi bir ihtimalinin bulunmadığını belirtti.

Avrupa Birliği ve Adalet Bakanlığı işbirliğinde hazırlanan Ceza İnfaz Kurumlarında İnfaz Hizmetlerinin İyileştirilmesi Teknik Destek Projesi kapsamındaki Değerlendirme, Profil Araçları ve Rehabilitasyon Programlarının Geliştirilmesi (DEPAR) projesinin açılış programı, The Green Park Otel'de gerçekleştirildi. 

Adalet Bakanlığı Müsteşar Vekili Bağcı, programda yaptığı konuşmaya şehitleri anarak başladı. 

Meslek hayatına cumhuriyet savcısı olarak başladığını ve bu doğrultuda cezaevleri ile ilgili konunun sürekli gündeminde yer aldığını aktaran Bağcı, cezaevlerinin 1990'lı yıllardan bu yana çok büyük bir gelişme kaydettiğini söyledi. 

Bağcı, 90'lı yıllarda cezaevlerinde yaşanan sorunların çok vahim olduğuna işaret ederek, 2000'li yılların başından itibaren cezaevlerinde fiziki durumlar başta olmak üzere ciddi iyileştirmeler yapıldığını belirtti. Bağcı, son yıllarda özellikle rehabilitasyon sistemlerinin geliştirilmesi konusunda yapılan projelerin, ceza infaz hizmetlerinin iyileştirilmesinde önemli destek sağladığını bildirdi.

- "Bu yarışta Türkiye de var"

İnsanları dört duvar arasında tutmanın doğru bir tutum olmadığını ifade eden Bağcı, "İnsanları dört duvar arasında tutmak, onları rehabilite etmek ve topluma tekrar kazandırmak noktasında sisteme bir katkı sağlamıyor. Dolayısıyla bundan sonraki projelerin bu noktada odaklaşmış olması gayet normal, bizim için de sevindirici bir gelişme" dedi. 

Cezaevlerinde 750'ye yakın psiko-sosyal alanda hizmet veren personelin görev yaptığını dile getiren Bağcı, bu sayının yeterli olmadığını ancak ilerleyen süreçte bunların daha da çeşitlendirileceğini söyledi. 

İnfaz hizmetlerinin iyileştirilmesi, sistemlerinin geliştirilmesi yarışında Türkiye'nin de yer aldığını söyleyen Bağcı, "Türkiye'nin artık 90'lı yıllardaki cezaevi tablolarına dönmek gibi bir ihtimali bulunmamaktadır" diye konuştu. 

İnfaz sistemindeki  en büyük sorunun cezaevlerindeki kalabalık olduğunu belirten Bağcı, şunları söyledi:

"Yapılacak yeni infaz kurumlarıyla, bu konuda bir rahatlama sağlanabilir. Fakat buna rağmen infaz sistemlerinin bireyselleştirilmesi amacından vazgeçmememiz de çok önemlidir. 'Bu kadar insan var, elimizdeki uzman sayısı yetersiz, biz sadece bunları tutalım' mantığı bizim için artık devlet olarak bir hedef değil."

Bağcı, yoğunluk ne kadar fazla olursa olsun insanları topluma kazandırma çalışmaları kapsamında hizmet verileceğinin altını çizdi.

İnsanları suça iten unsurlarla ilgili de araştırmalar yapılacağını söyleyen Basri Bağcı, araştırma sonuçlarının projeye dahil edileceğini kaydetti. 

- 173 bin tutuklu ve hükümlüye hizmet veriliyor

Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım da ceza infaz kurumlarını, suçluların kapatıldıkları dört duvar olarak değil, bir daha suç işlememek üzere ıslah edilmeleri gereken yerler olarak gördüklerini söyledi. 

362 ceza infaz kurumunda 50 bine aşkın personel ile yaklaşık 173 bin tutuklu ve hükümlüye hizmet verildiğini belirten Yıldırm, bu hizmetin değişen ve gelişen ülke koşullarına uygun şekilde, dünyada örnek teşkil edecek bir sistem yaratma hedefi ile faaliyet gösterdiğini bildirdi. 

Yıldırım, çalışmalarına destek için tüm taraflara çağrıda bulundu.