İran İslam Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi Ali Rıza Bikdeli, 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren İran ve Türkiye arasında ’Tercihli Ticaret Anlaşması’nın yürürlüğe gireceğini açıkladı.

Bikdeli, İran Büyükelçiliği Ticaret Ateşesi Hamid Zadboom ile birlikte, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) organizasyonunda gerçekleştirilen ’İran Ülke Tanıtım Toplantısı’na katıldı. Toplantıda konuşan Büyükelçi Bikdeli, İran’ın, 1.8 milyon metrekare yüzölçümü ve 78 milyon nüfusu ile büyük bir ülke olduğunu söyledi. Kaynaklar ve madenler bakımından dünyanın güçlü ülkeleri arasında yer aldıklarını kaydeden Bikdeli, "Enerji kaynaklarımız daha çok Batı’nın dikkatini çektiğinden dolayı doğalgaz ve petrol madenlerimiz tanıtılmıştır. Devrimden sonra yapılan madenlerle ilgili çalışmalarda İran, her açıdan adı geçen ülkelerden birisidir. Çok genç, yetenekli ve zeki bir topluma sahibiz. Son 35 senede uygulanan ambargolardan dolayı kendi teknolojimizi belirleyip, milli teknolojiyi elde etmeye mecbur kaldık. Coğrafyamızdan dolayı kara ve deniz yoluyla dünyaya bağlanabiliyoruz. Çok üstün kurallarımız var ve bu kurallar ülke ekonomisinin kalkınmasında önemli bir rol oynuyor. Çok zengin tarih ve kültürümüz var, diğer ülkelerle iş birliğimize ön ayak olabiliyor. Dış politikamız daha çok komşularla iş birliği sağlamaya dayalıdır. Komşular arasında da Türkiye ile işbirliği çok daha ön plandadır. Son yıllarda zalimce uygulanan ambargolardan dolayı Türkiye’yi çok daha yakından tanıma fırsatı yakaladık. Bu da İran’a karşı uygulanan ambargoların bir kazanımıdır" dedi.

İran’dan Türkiye’ye yılda 1,5 ile 2 milyon civarında turistin geldiğini, 10 binden fazla öğrencinin bulunduğunu ifade eden Bikdeli, 3 bin civarında İranlı firmanın da Türkiye’de temsilciliğinin olduğunu belirtti.

Türkiye ile böylesine güzel ilişkiler kurdukları için mutlu olduklarını dile getiren Bikdeli, "Ülkeler arasındaki ortaklık, iş adamları arasındaki ortaklığa benzer. Kalıcı ortaklıklar, derin tanımayla mümkündür. Maalesef Müslüman ve Ortadoğu’daki ülkelerin ayrılması için yapılan çabalardan dolayı birbirimizi çok iyi tanıyamadık. Bugün İran ve Türkiye’de küçük çocuklar, Batı’daki oyun parklarının isimlerini çok iyi bilirken, 6 peygamberin mezarının İran’da olduğunu ve isimlerini bilmezler. ’Tarsus nerededir’ diye sorsanız bilmezler. Onlar işlerini çok güzel yapmışlar, biz işimizi iyi yapamadık. Birbirimizi tanımak için adım atmadık. Onların söylediklerinin etkisi altında kaldık" diye konuştu.

"İKİ ÜLKE ARASINDAKİ TİCARİ BAĞLARI GÜÇLENDİRMELİYİZ"

İki ülke arasındaki ticari bağların güçlendirmesi gerektiğine işaret eden Bikdeli, konuşmasını şöyle sürdürdü; "Bu yolla iki taraf da kazanç sağlar. Hem bölgemiz bundan yararlanacak hem İslam dünyası hem de uluslararası camia buna dayalı barış ve istikrara erişebilecektir. Bölgemizde milli hükümetlerin güçlenmesinden yanayız. Bu çok makro bir politikadır. Güçlü bir Türkiye’den yanayız. Güçlü bir Türkiye ve güçlü bir İran, bölgede güzel bir manzara oluşturur. İçten bir şekilde bizim geleceğimiz Türkiye ile ortaklıktır. Kazanacaksak kesinlikle ikimizde kazanmalıyız. Kaybedecek olursak ikimizde kaybederiz. Dünyada hiç kimse Türkiye’yi, İran kadar sevemez. Biz Türkiye ile tarihte kültürümüzün aynı köklere dayalı olduğumuzu biliyoruz. İşbirliklerimiz bizim varlığımızın garantisidir. Umarız bu garanti her gün büyüyerek güçlenir. Turizmde karşılıklı ve iki taraflı işbirliği olması lazım. Ticaret iki taraflı olmazsa kalıcı olamaz."

"TERCİHLİ TİCARET ANLAŞMASI 1 OCAK’TA YÜRÜRLÜĞE GİRİYOR"

Büyükelçi Bikdeli, 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren İran ve Türkiye arasında ’Tercihli Ticaret Anlaşması’nın yürürlüğe gireceğini hatırlatarak, şu bilgileri verdi:

"Bu Türkiye ve İran için yapılmış özel bir anlaşmadır. İran’ın yabancı bir ülkeyle imzaladığı en büyük tercihli ticaret anlaşmasıdır. Tabi içerdiği ürünler 300’den fazla değildir. Ama tabiki her şey ilk adımla başlar. İstenilen listeleri eklemek için müzakere başlayabilir ve daha fazla istenen ürünü listeye alabiliriz. Ulaşım sorunlarımız vardı ama onlar çözüldü. İran olarak neden ambargoda olduğumuzu biliyoruz ve bu bağımsızlığımız isteğinin masrafını bilerek ödüyoruz. Bu istiklal yolunu ve diğer güçlerin İran’a uzanan ellerini kesmek yolunda bu şekilde devam edeceğiz. Ambargo döneminde birçok ülkenin eli İran’dan kesildi ve koşullar Türkiye için daha uygun hale geldi. Türkiye için fırsatlar hazırlandı. Bizim şu an 120 milyar dolarlık ithalatımız var. Türkiye’nin payı ise 5 milyar dolara yakındır. Umarım fırsatlardan yararlanılır ve işbirlikleri gelecekte kopmayacak düzeye gelir."

Büyükelçi Bikdeli, sektör temsilcilerinin araç geçişlerinde yaşanan sıkıntılarla ilgili yönelttiği soruya ise, bunun iki nedeni olduğunu, birincisinin sınır kapısının yetersizlik, diğerinin ise İran’daki ucuz akaryakıt olduğunu söyledi. Bikdeli, ancak bu durumun önümüzdeki süreçte alınacak tedbirlerle düzeltilebileceğini belirtti.

"ÜRETİM BATI’DAN DOĞU’YA KAYIYOR, ASYA YENİDEN CANLANIYOR"

MTSO Başkanı Şerafettin Aşut ise konuşmasında, dünyadaki üretimin Batı’dan Doğu’ya doğru kaydığına dikkat çekti. Amerika’nın 2008 finans krizini yeni yeni aşmaya çalıştığını, Avrupa’nın ciddi ekonomik sıkıntılarla boğuştuğunu, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın sosyal ve siyasi istikrarını modern dünyaya göre yeniden dizayn etmenin sıkıntılarını yaşadığını, kuzeyde ise Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşa varan durumun bölgeyi sıkıntılı bir hale getirdiğini söyleyen Aşut, "Bu küresel denilebilecek sıkıntıların arasında, dünyanın üretim ve ticaret haritası yeniden şekillenmektedir. Üretim Batı’dan Doğu’ya kayarken, Asya yeniden canlanmakta, gelişmekte ve medeniyetin beşiği olan bu coğrafya, yeniden o eski günlerine dönmektedir" dedi.

Coğrafyanın iki büyük devleti olan Türkiye ve İran’ın, ekonomik büyümenin parçası olmak zorunda olduğunu vurgulayan Aşut, "Bunun yolu, bu coğrafyada her anlamda kardeş kadar yakın bu iki ülkenin artık yapay sorunlardan sıyrılması ve el ele tutuşmasıdır. Belli ki birileri bizim el ele tutuşmamızdan rahatsız oluyor. Bu yapay sorunlara baktığımızda, belli ki dünyada birileri İran ve Türkiye’nin ortaklaşa gerçekleştirebileceği şeylerden rahatsız oluyor. Biz bu tuzağa düşmemeliyiz. Sınırdaş olduğumuz, hatta kardeşlik hisleriyle bir birimize bağlı olduğumuz İran ile karşılıklı ilişkilerimiz ve ticaretimiz, ne yazık ki arzu ettiğimiz noktada değil. Bunu geliştirmek istiyoruz" diye konuştu.

Şerafettin Aşut, konuşmasının sonunda, İran’a, Türkiye’den daha yakın bir ülkenin, dünyana İran’ı, Türklerden daha fazla seven bir millettin olmadığını söyledi.