İSTANBUL (AA) -  Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Özince, "Ülkemizin çok daha zor dönemlerin üstesinden geldiği düşünüldüğünde hiçbir şekilde enseyi karartacak durumda değiliz" dedi.

Türkiye İş Bankası, satrancın ülkede yaygınlaşması amacıyla 10 yıldır devam ettirdiği Türkiye Satranç Federasyonu ana sponsorluğunu 6 yıl daha sürdürmek üzere bir protokol imzaladı.

İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince ve Genel Müdür Adnan Bali'nin ev sahipliğinde, Türkiye Satranç Federasyonu Başkanı Gülkız Tulay ve uluslararası turnuvalarda ödül alan bazı sporcuların da katıldığı imza töreni düzenlendi.

Özince, törende yaptığı konuşmasında, 23 Aralık 2005 tarihinde imzalanan ilk sponsorluk anlaşmasının ardından okullarda 15 bine yakın satranç sınıfı açtıklarını, satrancın en fazla lisanslı oyuncunun olduğu spor dallarından biri haline geldiğini ve Türkiye'nin uluslararası turnuvalarda kazandığı madalya sayısının 312'ye yükseldiğini vurguladı.

Verilen desteğin, öğrenciler ve ailelerinde büyük karşılık bulmasının kendilerini mutlu ettiğini dile getiren Özince, "Türkiye'nin, satrancın küçük yaşları kapsayan altyapı döneminde dünyanın en hızlı gelişen, en güçlü 3 ülkesinden biri konumuna gelmesi, verilen emeklerin heba olmadığının da en iyi kanıtı. Biz de satrançta yakalanan ivmenin artarak devam etmesi için, Türkiye Satranç Federasyonu ana sponsorluğumuzu burada imzaladığımız protokol ile önümüzdeki yıllara da taşıyacağız" diye konuştu. 

İş Bankası'nın satranç sporunu desteklemesinde, satrancın çocukların ve gençlerin zihinsel gelişimlerine katkı sağlayan bir eğitsel araç olmasının büyük payı bulunduğunu belirten Özince, şöyle devam etti:

"Federasyon ile gerçekleştirdiğimiz iş birliği, Milli Eğitim Bakanlığı'nın yine 2005 yılında satranç sporunun ilköğretim okullarında müfredata seçmeli ders olarak girmesi yönündeki kararını tamamlayan ve pekiştiren bir adım oldu. Dolayısıyla, Federasyon ve Bakanlık ile devam ettirdiğimiz çalışmalar sayesinde, 2005 yılını geçmişte hak ettiği ilgiyi göremeyen satranç için bir milat olarak değerlendiriyoruz."

Ersin Özince, satranca verdikleri desteği 2013 yılından itibaren Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne (KKTC) de taşıdıklarını ve Kuzey Kıbrıs Satranç Federasyonu'nun ana sponsorluğunu da üstlendikleri bilgisini verdi.

Türkiye Cumhuriyeti'nin yakın tarihinde toplumun, kamunun, devletin ve federasyonun insana yatırım konusunda yaptığı belki de en önemli girişimle karşı karşıya olduklarını söyleyen Özince, çağın ne kadar rekabetçi olduğunun herkesin malumu olduğunu ifade etti.

Özince, şunları kaydetti:

"Sürekli inovasyon diyoruz. Aynı şeyleri yaparak gelişemeyiz, büyüyemeyiz. Aynı kapasitelerle düşündükçe Türkiye'yi farklı bir yere götürmek mümkün mü? Ekonomi konuşmak gerekiyorsa; Türkiye'nin en önemli konularından birisi olan büyümenin, kapsamlı büyüme ve kalkınma ile ilgili olduğunu düşünüyorum. Burada çocuklarımızın ortaya koyduğu başarının da gurur kaynağı olarak yansıtılmasında özellikle basınımıza ve toplumumuza çok büyük görev düşüyor.... Türkiye eğer büyümek ve kalkınmak istiyorsa, bunun en önemli faktörü insan unsurudur, çocuklara ve gençlere yatırım unsurudur."

Dünya Satranç Federasyonu Başkanı'ndan duyduğu kadarıyla Türkiye'nin dünyada satrancın en hızlı geliştiği ülke olduğunu ve Rusya'yı bile geçtiğini anlatan Özince, amaçlarının Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Akıl ve mantığın çözümleyemeyeceği mesela yoktur. Hayatta en hakiki mürşit ilimdir" sözlerinde vurguladığı gibi çocukları ve gençleri bilim ve akıl rehberliğinde topluma yararlı bireyler olması konusunda yönlendirici olmak ve buna katkı sağlamak olduğuna dikkati çekti.

 

- "Desteğimiz daha da büyük başarılara vesile olacak

 

İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali ise sadece ekonomik alanda değil eğitim, kültür sanat ve çevre gibi birçok konuda topluma katkı sağlamak için çalıştıklarını, bunu da paydaşlarıyla ortak değerler oluşturarak ve bu değerleri gelecek nesillere en iyi şekilde aktaracak şekilde planlayarak hayata geçirdiklerini söyledi.

Bali, toplumsal gelişme ve ilerlemenin kalıcılığının esas alındığı sosyal sorumluluk projelerinin hepsinin ortak noktasının geniş kesimleri kapsaması ve uzun soluklu olduğunun altını çizdi.

Türkiye’nin bankası olarak hayata geçirdikleri projeler ile aynı samimiyet ve kararlılık çerçevesinde topluma fayda sağlamaya devam edeceklerini ifade eden Bali, "Türkiye'yi bir satranç ülkesi haline getirme yönündeki çabalarımızın, gelecek yıllarda daha da büyük başarılara vesile olacağına yürekten inanıyorum" dedi.

 

- "İş Bankası ile 10 yıl önce iyi bir hamle yaptık"

 

Türkiye Satranç Federasyonu Başkanı Gülkız Tulay da ünlü satranç ustası Bobby Fischer'ın "Tahta üzerinde sadece iyi hamleler önem taşır" sözünü hatırlatarak, "Biz de İş Bankası ile 10 yıl önce iyi bir hamle yaparak Türk satrancı için, Türkiye için dönüm noktası olan güçlü bir iş birliğine imza attık" diye konuştu.

Satranç okullarının son yıllarda Güneydoğu ve Karadeniz bölgesinde yaygınlaştığını belirten Tulay, nüfus yoğunluğu bakımından ise İstanbul, Ankara ve İzmir'in başı çektiğini söyledi.

Türkiye'nin çeşitli okullarında okuyan örencilerden gelen duygu yüklü mektupları okuyan Tulay, İş Bankası'nın desteğinin verdiği güçle bu ülkeye uluslararası alanda madalyalar kazandıran sporcuların gururunu ve mutluluğunu hep birlikte paylaştıklarını dile getirdi.

İş Bankası'nın 2005 yılında Türkiye Satranç Federasyonu ana sponsorluğunu üstlenmesinin ardından gerek yurt içinde gerek yurt dışında çok sayıda başarılara imza atıldı. 2005'ten bu yana bu alanda 15 dünya şampiyonluğu, 25 dünya ikinciliği ve 28 dünya üçüncülüğünün yanı sıra 44 Avrupa şampiyonluğu, 43 Avrupa ikinciliği ve 39 Avrupa üçüncülüğü elde edildi.

Uluslararası turnuvalarda kazanılan madalya sayısı 312 oldu. Yine aynı süreç içerisinde Türkiye'de lisanslı sporcu sayısı 30 binden yaklaşık 630 bine, satranç antrenörü sayısı 2 binden yaklaşık 76 bine, satranç kulüplerinin sayısı ise 600’den 2 bin 104'e yükseldi. 

 

- "Enseyi karartmayalım"

 

Konuşma ve imza töreninin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Özince, satranç sporsorluğuna ilişkin bir soruya kapsayıcılık, yaygınlık gibi kriterler gözönüne alındığında bunun Türkiye Cumhuriyeti'nin bu yüzyıldaki en büyük projesi ve finansmanı olduğunu ifade etti.

"Küresel konjonktür nedeniyle iş dünyasının hareket ederken 3-4 hamle ötesini düşünerek hareket etmesi gerekiyor. Doğru mudur?" sorusu üzerine, muhakkak ki öyle olduğunu belirten Özince, "Kültürümüz ve yaşam tarzımız gereğiyle kısa perspektifli oluyoruz. Türkiye'nin yarınlarda uluslararası rekabete hazırlanması açısından özel sektörün de kamunun da eldeki insan stokunun değerlendirilmesine odaklanması lazım" dedi.

Son dönemde bölgedeki sıcak gelişmelere ilişkin soruya Ersin Özince, şöyle cevap verdi:

"Bu konjonktür içinde Rusya'da ve işaret ettiğiniz muhtelif ülkelerde işleri olan iki şirkete yönetim kurulu başkanlığı yapıyorum. Bir tanesi İş Bankası diğeri Şişe Cam Fabrikaları. Ne ülkemiz açısından ne içinde bulunduğumuz coğrafya açısından yaşanan sıkıntılar, geçmişte kurumlarımızın yaşadığı sorunların üzerinde değildir. Bizim kurumlarımız Cumhuriyet kurumları olarak çok daha zor şartlarda çok daha mütevazi koşullarda kurularak bugüne gelmiştir.

Kurucumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü anarken, onu sadece ülkemizin kurucusu olarak değil, kurumumuzun da kurucusu olarak ifade ettik. Hepimizin bugünlerin temelini atan o insanların bakış açısına her konuda dönüp bakmalıyız. O zaman böyle günlük sıkıntıların hiç vesvese konusu yapmayız. (Rusya'daki gelişmeler) Bizim kurumlarımızı çok ilgilendiren şeylerdir. Bahsettiğiniz ülkede (Rusya) sabit yatırımı en çok olan kuruluşlardan birisiyiz"

Özince sözlerini şöyle sürdürdü:
"Riskler, yönetilmek içindir. En büyük risk Türkiye'nin demografik avantajını gerçekleştirememesi konusudur. Bu çok somut bir konudur. Çok bilimsel ve ekonomik bir konudur. Bunun altını tekrar çizmek istiyorum. Bu satranç oyununda kronometreye bastığınız Türkiye'de demografinin kuralları işlemektedir. Bunu başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere siyasiler vurgulamakta. Bunu kullanmak Türkiye'nin 21. yüzyıldaki geleceğini belirleyecektir.

Tecrübeme dayanarak söylüyorum, Türkiye'nin sorunu büyüme değildir. O ya da şu kuruluşumuzun 3 ayda çıkaracağı rapor değildir. Yatırımcılarımızın bize gelecekte göstereceği ilgi değildir. Çocuklarımızın yarını hangi perspektifte ve hangi güvenle bakacağıdır. Aşırı iyimserlik içinde de değilim. Çok ciddi riskler yönetilmeye devam ediliyor. Ülkemiz çok daha zor dönemlerin üstesinden geldiği düşünüldüğünde hiçbir şekilde enseyi karartacak durumda değiliz"

Ersin Özince, yılın bitmesine bir hafta kala bütün imkanlarla Türkiye Cumhuriyeti'nin yıl sonu fotoğrafını bugünkü iftihar tablosu gibi iyi çektirmek için "31.12.2015 bilançolarını" biraz daha iyi çıkartmak için son bir hafta biraz daha itidal ve gayret gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

 Özince, Finansbank'ın satışına ilişkin ise "hayırlı olsun" ifadesini kullandı.

 

- "Satrançta her halükarda Yellen'in karşısına oturmak istemezdim"

 

İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, bankanın satranç sponsorluğuna ayırdığı bütçeye ilişkin bir soruya, "Bütçe parası, pulu için yapmıyoruz bunu. Herhangi bir harcama kısıtı ile yaklaşıyor olsaydık, bunun yaygınlığına, geniş kesimleri kapsamasına, sürekliliğine, kalıcılığına özen göstermezdik. Ekonomik manada geri dönüş hesabı yaparak da buna bakmıyoruz. Adı üzerinde; bunlar sosyal sorumluluk projeleri. Kapsayıcılık olması özelliği olan projeler bunlar. İş Bankası olarak Kurucumuzun ilk ortaya koyduğu vizyondan bu yana bu ülkenin her bakımdan kalkınması ve gelişmesi için bir görev üstlenmiş durumdayız. Biz kendi beklentilerimizi sonuna kadar karşılamış durumdayız" diye cevap verdi.

"Satrançta Janet Yellen'in mi yoksa ünlü satranç ustası Bobby Fischer'in mi karşısına oturmak istersiniz?" sorusuna Bali, "Her halükarda Yellen'in karşısına oturmak istemezdim. Bizim işimizin çok cazip, her boyutuyla insanları tatmin eden bir boyutu yok. Son zamanlarda çok sevimli de kabul edilen tarafı yok. Onun için her halükarda farklı bir çevre ile oturup kalkmak isterdim" yanıtını verdi.