Mersin Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nde taşeron firmada çalışan ancak sözleşmeleri bittiği için işten çıkarılan DİSK Genel-İş ile sürgün edildiklerini iddia eden Tüm Bel-Sen ve KESK Mersin Şubesi’ne bağlı işçiler, Büyükşehir Belediyesi’ni protesto etmek amacıyla belediyeye yürüdü.

Öğle saatlerinde İstiklal Caddesi üzerinde bulunan Tüm Bel-Sen Mersin Şubesi önünde bir araya gelen işçiler, buradan sloganlar atarak Büyükşehir Belediyesi’ne yürüdü. Yürüyüşte işçilere, KESK Genel Başkanı Lami Özgen ve Tüm Bel-Sen Genel Başkanı Ömer Salih Erol da destek verdi. İşçilerin önü Büyükşehir Belediyesi’ne 50 metre kala çevik kuvvet polisi tarafından kesilerek, daha fazla yürümelerine izin verilmedi. Yapılan görüşmeler sonucunda polisler biraz daha geri çekildi ve işçiler burada basın açıklaması yaptı. Tüm Bel-Sen Genel Başkanı Ömer Salih Erol, adaylık döneminde belediye başkanlarının halkın içerisine indiklerinde halkı temsil edeceklerini, hiç ayrım yapmayacaklarını vaat ettiğini belirterek, "Bu vaatlerle göreve gelirler. Her yerden, her kesimden oy alırlar. Ancak geldiğinde halkın ona verdiği yetki gitmiş, halen siyasi cübbesiyle insanlar üzerinde baskı oluşturarak, insanların emeğiyle, aşıyla oynamaya başlaması düşündürücüdür. Biz emekten, demokrasiden yana, barıştan yana, birlik ve kardeşlikten yana tavır aldık. Bunu her zaman söylüyoruz. Ancak belediye başkanları sadece Mersin’de değil birçok ilde aynı şeyi yapıyorlar. Özellikle KESK ve KESK’e bağlı sendikalara ciddi anlamda baskılar vardır. Biz bugün buradaysak, yarın da burada olacağız. Bizim mücadelemiz burada başlamadı, burada da bitmeyecek. Emekçilerin sorunlarıyla beraber emekçilerin yanında olduk, bundan sonra da yanında olacağız. Nerede sürgün, nerede hak ihlali varsa biz bunları yanındayız, bunları dile getirmeye devam edeceğiz. Bugüne kadar kimseye biat etmedik, hiçbir siyasi partinin arka bahçesi de olmadık, biat etmedik, etmeyeceğiz. Başımızı eğmedik, eğmeyeceğiz. Emekçilerin yanında olmaya devam edeceğiz. Buradan belediye başkanına sesleniyoruz. Buradaysan gel konuşalım, kaçmakla hiçbir şey halledemezsin. Almış olduğu siyasi kararı derhal değiştirmesi lazım. Eğer değiştirmezsen, yarın yine geleceğiz, Mersin halkıyla yine birlikte olacağız. Bu sadece işçi kardeşlerimize değil, onların ailesine de yapılmış bir saldırıdır, hakarettir" diye konuştu.

KESK Genel Başkanı Lami Özgen ise uzun yıllardır bu konularda mücadele ettiklerini vurgulayarak, "Bizler mücadeleye başladığımız yıldan bugüne kadar bütün baskılara, sürgün, gözaltı, tutuklama ve hatta faili meçhul yönelimlere karşı mücadele edip bugüne geldik ve bundan sonra da mücadele etmeye devam edeceğiz. Bugün burada bulunmamızın nedeni Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı’nın hukuksuz, antidemokratik, kendi hukukunu, yasasını, anayasasını ve uluslararası sözleşmeleri hiçe sayan keyfi, partizancı tutumudur. Bu tutumu protesto ediyor ve kınıyoruz. Buradan hareketle sürgün edilen Tüm Bel-Sen arkadaşlarımızın ve aynı zamanda DİSK üyesi ve diğer işçilerin de bir an önce görev alınması noktasında kararını değiştirip, tutum sergilemesi gerektiği ve bunun çağrısını bir kez daha yineliyoruz. Bizim verdiğimiz sendikal hak ve mücadelesidir. Emek ve demokrasi mücadelesindeki bütün kararlaştırmalarını konfederasyon olarak biz alıyoruz. O yüzden Tüm Bel-Sen arkadaşlarımız için istinat edilen suç, suç değildir. Konfederasyonumuzun aldığı kararlar neticesinde en demokratik sendikal hak ve özgürlüklerini hayata geçirmek konusunda barışçıl, demokratik eylem haklarını kullanmışlardır. Bunun için de arkadaşlarımız suç işlememiştir. Keyfi ve hukuksuz bir şekilde suç işlemiş gibi onlara muamele yapıp partizancılığı, eşitsizliği, haksızlığı öne çıkaran belediye başkanlığı ve büyükşehir belediye yönetim kurulu üyeleri suç işlemiştir. Biz arkadaşlarımızın bizim kararlarımız çerçevesinde eylem ve etkinliklere katılmasının suç olmadığını suç ise bu suçu beraber işlemeye bir kez daha devam edeceğimizi burada haykırmak istiyorum. Bizler belediye başkanlarını çok iyi tanıyoruz. Onlar da bizi tanısınlar" şeklinde konuştu.

Konuşmaların ardından işçiler, olaysız bir şekilde dağıldı.