Çankaya Belediyesinin Kadın Danışma ve Sığınma Merkezi, şiddete uğrayan kadınlara destek oluyor.

Çankaya Belediyesi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü öncesi Kadın Danışma ve Sığınma Merkezinin şiddete uğrayan ve uğrama riski olan kadınların yanında olduğunu bir kez daha hatırlattı. Danışma Merkezi fiziksel, psikolojik, cinsel ve ekonomik şiddete maruz kalan kadınlara yasal hakları konusunda bilgi vererek, sosyal, psikolojik, ekonomik ve hukuki destek alabilmelerini sağlarken, Sığınma Merkezi şiddete uğrayan ve uğrama riski olan kadınlara tüm bu desteklerin yanı sıra güvenilir barınma ortamı da sağlıyor. Telefonla ya da yüz yüze görüşme olanağı sağlayan Danışma Merkezine 458 89 00/ 1154 numaralı telefondan ulaşılıyor. Psikolojik destek programlarının yanı sıra eşya ve giysi gibi yardımların da yapıldığı sığınmaevinde kalan kadınların sosyal hayata dönebilmeleri ve yaşadıkları travmayı hafifletebilmeleri için konser, sergi, tiyatro gibi etkinliklere katılmaları teşvik ediliyor. Kadın ve çocuklarıyla birlikte toplam 40 kişi kapasiteli merkezde çocuklara bakım ve eğitim desteği de veriliyor. Sığınmaevi bünyesinde okul öncesi yaştaki çocuklar için kreş, okula gidenler çocuklar için ise etüt merkezi yer alıyor.

2 çocuğuyla birlikte sığınmaevinde kalan Ö.K, 8 yıllık evliliği boyunca şiddete maruz kaldığını belirterek, “Eşim tanıştığımızda çok nazik biriydi. Evliliğe giden süreçte hiçbir şiddet olayı yaşamadım. Ancak ilk çocuğumdan sonra gittikçe kötü davranmaya, beni evden çıkartmamaya başladı. Herhangi bir şeyi bahane ederek beni dövüyordu. Aileme sığındım, onları da darp etti. Orada da kalamadık. Bir gün arabada beni kucağımda ikinci bebeğim varken darp etti. Çocuğuma da vurmaya başlayınca arabadan dışarıya attım kendimi. Şans eseri oradan geçen polisler bana ve çocuklarıma yardım etti. Polisler ’Benim karım size ne?’ diyen eşime, ’Senin karınsa, devletin de vatandaşı’ dediler. O an devletin bana da sahip çıkabileceğini büyük bir şaşkınlıkla fark ettim. Bu hiç aklıma gelmemişti gerçekten" dedi.

O gün karakola götürüldüğünü ve ardından çocuklarıyla birlikte sığınmaevinde kalmaya başladığını ve boşanma davası açtığını anlatan Ö.K., “Eğer sığınmaevi olmasaydı belki de çoktan ölmüştüm. Burada benim de haklarım olduğunu, kendimi savunabileceğimi, destek alabileceğimi görerek güçlendim. Çocuklarımla birlikte yeni bir gelecek kuracağım, inanmakta zorlanıyorum ama umutluyum artık” diye konuştu.