KONYA (AA) - Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca, "Paralel Devlet Yapılanması" iddialarına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY), "devletin ve Cumhuriyet'in varlığını tehlikeye düşürmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak, yıkmak veya ele geçirmek, devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla kurulmuş, örgütlü yapıya sahip, cebir ve şiddet yöntemlerini kullanan bir terör örgütü" olduğu belirtildi.

İddianamede, ideolojisi kapsamında örgütün temel hedefinin, şantaj, tehdit ve yasa dışı dinleme gibi faaliyetlerle devlet otoritesini kendi amaçları doğrultusunda baskı altına almak, yönlendirmek, alternatif bir otorite ortaya çıkarmak ve neticede devlet otoritesini ele geçirmek olduğu bildirildi.

FETÖ/PDY'nin, belirlenen amaçlar etrafında insan sayısı olarak üçten fazla kişinin bir araya geldiği, hiyerarşik görev dağılımının yapıldığı, gizliliğin esas alındığı, iş bölümünün, faaliyet alanlarının, sorumlulukların önceden tespit edildiği, eleman ve finansal kaynak temini ile üyelerinin eğitiminin ne şekilde yapılacağı gibi hususların açıkça ortaya konulduğu, iletişimin gizliliğine riayet ederek kod isim ve yemin uygulaması olan, kendine özgü ceza ve ödül sistemi bulunan profesyonel bir örgütlenme olduğu vurgulanan iddianamede, şunlar kaydedildi:

"Fetullah Gülen Örgütü'nün dosya içeriğinden de anlaşılacağı gibi kolluk kuvvetleri ve yargı içerisinde yer alan mensupları tarafından kurgulanmış soruşturmaların sahte ihbar mektupları, yasa dışı dinlemeler, gerçeğe aykırı deliller üzerine inşa edildiği, bu sayede verilen mahkumiyetlerle toplum nezdinde başta yargı olmak üzere kamu kurumlarına duyulan güvenin yok edildiği, kendilerinden olmayanlara karşı yürütülen baskı, korkutma, yıldırma, sindirme ve tehdit faaliyetlerinin kolluk kuvvetleri, kamu kurumları ve yargıda görev alan bağlıları yardımıyla gerçekleştirildiği değerlendirilmektedir. Emniyet Genel Müdürlüğü kadrolarının ve il emniyet müdürlüklerinin etkin birimlerinde yapılanan örgütlü yapının, emniyet birimlerinin doğasında var olan cebir ve şiddet kullanma yetkisinin verdiği baskı ve korkutuculuğu kullanarak çoğu zaman delil uydurularak, yahut var olan olgular kasten farklı yorumlanarak, hedefte olan kişi ve kurumlar etkisiz hale getirilerek, idari devlet mekanizmasındaki kadroların ele geçirilmesinin amaçlandığı, bu çerçevede kendisini kamuoyuna karşı 'hizmet hareketi' olarak gösteren yapılanmanın cebir, şiddet unsurunu yasal yoldan kullanarak bu hususta talimat verme yetkisine sahip birimlerde yapılanarak amaca engel gördüğü kişi ve kurumları hem kamuoyunda aleyhte algı oluşturularak hem de 'yasal soruşturma ve tahkikat yapılıyor' görünümü altında eylem ve uygulamalarda bulunarak etkisiz hale getirdiği, bu sebeple hiyerarşik örgütlü yapılanma içerisinde olduğu değerlendirilen bu oluşumun manevi cebir ve şiddet unsurlarına sahip olması ve bu şekilde toplum üzerinde baskı, korkutma, yıldırma ve sindirme yöntemleri kullandığı, Yargıtay'ın bazı kararlarında da belirtildiği gibi anayasal düzene karşı işlenen suçlarda manevi cebirin yeterli olacağının öngörüldüğü anlaşıldığından, söz konusu yapılanmanın 3713 sayılı yasanın 1. ve 7. maddelerinde öngörülen terör örgütü olarak vasıflandırılmasının gerektiği anlaşılmıştır."

İddianamede, "FETÖ/PDY isimli yapılanmanın, Terörle Mücadele Kanunu 1. ve 7. maddelerinde yer alan, anayasada belirtilen Cumhuriyet'in niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, devletin ve Cumhuriyet'in varlığını tehlikeye düşürmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, devletin iç ve dış güvenliğini kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla kurulmuş terör örgütü niteliğinde örgütlü yapıya sahip, cebir ve şiddet yöntemlerini kullanan bir terör örgütü olduğu anlaşılmıştır" ifadelerine yer verildi.

- Olay

Konya merkezli "Paralel Devlet Yapılanması" iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında, 22 Mayıs'ta 19 ilde düzenlenen operasyonda, adliyeye sevk edilen 18 kişiden, eski Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü ve polis başmüfettişi Anadolu Atayün'ün de aralarında bulunduğu 5 kişi tutuklanmıştı. Şüphelilerden 5'i adli kontrol kararıyla, 8'i tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.

(Bitti)