ESKİŞEHİR (AA) - Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel İdare Kurulu başkanlar bildirisinde, "Bugün yapılacak en doğru şey, seçim sürecinde oluşan dargınlık, kırgınlık ve suçlamaların bir kenara bırakılarak, seçmenin verdiği mesajın iyi anlaşılması ve bu Meclis içinden çıkacak yeni hükümet seçeneklerinin değerlendirilmesidir" ifadeleri kullanıldı.  

MÜSİAD Genel İdare Kurulu, ülke genelindeki 86 şube başkanı ve Genel Merkez Yönetim Kurulu üyeleriyle Eskişehir'de düzenlediği olağan başkanlar toplantısında, 2015 genel seçim sonuçları sonrasında ortaya çıkan tablo değerlendirilerek, istikrarın korunması için atılması gereken adımlar görüşüldü.

Toplantının ardından yayımlanan başkanlar bildirisinde, "MÜSİAD'dan yapılan yazılı açıklamada, 7 Haziran 2015 genel seçimlerinden sonra oluşan Meclis aritmetiği, bir partiye tek başına iktidar imkanı tanımamıştır. Milletimizin verdiği bu karar, tüm siyasi partiler için bir kayıp değil, özeleştiri imkanı doğurduğundan, kazanç olarak da değerlendirilmelidir. Bugün yapılacak en doğru şey, seçim sürecinde oluşan dargınlık, kırgınlık ve suçlamaların bir kenara bırakılarak, seçmenin verdiği mesajın iyi anlaşılması ve bu meclis içinden çıkacak yeni hükümet seçeneklerinin değerlendirilmesidir. Oluşan yeni Meclis aritmetiğine göre, bir koalisyon hükümetinin kurulmasının zaruri olduğu aşikardır" ifadeleri kullanıldı. 

- "Yeni ve sivil bir anayasaya uygulamaya alınmalıdır"

Türkiye'nin istatistiki olarak, ekonomik ve sosyal alanda sıçrama dönemlerini, güçlü tek parti iktidarları döneminde yakaladığı belirtilen bildiride, şu görüşlere yer verildi:

"7 Haziran seçim sonuçları, yüzde 41 oy alan mevcut iktidar partisine tek başına iktidar imkanı tanımamış ama verdiği hala büyük destek ile öncelikli görev ve sorumluluğu yüklenmesi gerektiğine hükmetmiş, yüzde 15-25 bandında oy alan 3 siyasi partiye de görevden kaçmamaları gerektiğini işaret ederek ciddi sorumluluk yüklemiş, yüzde 10 barajı nedeniyle bazı siyasi düşüncelerin Mecliste temsiliyse mümkün olmamıştır. Bu tabloya göre, mevcut siyasal sistemimizin tıkalı kanallarının açılması ve ulusal ve uluslararası arenada hak ettiğimiz seviyeye ülkemizi taşıyacak, yetki ve sorumlulukların daha katılımcı bir şekilde belirleneceği, etkin bir sistem üzerinde titizlikle düşünülmesi gerekmektedir. Ülkemizde, ‘Kuvvetler Ayrılığı’ olarak ifade edilen, ancak, 'Kuvvetler Kargaşası' şeklinde kurgulanan ve uygulanan, sonuçları itibarıyla içinde sorunlar barındıran siyasal sistemimiz tekrar değerlendirilmeli ve milletimizin hak ettiği, yeni bir sistem, yeni ve sivil bir anayasaya ile uygulamaya alınmalıdır."

Bildiride, bu süreçte, seçim kanununu değiştirilerek, seçim barajı, dar bölge veya daraltılmış bölge sistemlerinin değerlendirilmesi gerektiği, siyasi partiler kanununun tekrar gözden geçirilmesi gerektiği kaydedildi.

- "Ulusal ya da uluslararası ölçekteki herhangi bir manipülatif yaklaşıma fırsat vermemelidir"

Bazı yabancı basın yayın organlarında seçim öncesi ve seçim sonrası yayınlanan haber ve makalelerde, onlara düşmeyecek bir söz hakkıyla, adeta bir zafer havasının esmesi düşündürücü olduğu belirtilen bildiride, "Neticede, milletin kararı yerini bulmuştur. Kazanan da kaybeden de bu millettir, başkalarına söz düşmez" ifadeleri kullanıldı. 

Bildiride, şu değerlendirmelere yer verildi:

"Sonuçları bakımından, farklı yaklaşımları beraberinde getiren 2015 Genel Seçimlerinin, detaylı ve cesur bir değerlendirmeye tabi tutularak toplumsal bir fırsata dönüştürülebileceğine işaret etmek isteriz. Bu gerçekler altında, seçim sonuçlarına yönelik yaptığımız değerlendirmelerde, ortaya çıkan tabloyu şu şekilde ifade ediyoruz. Devlette, devamlılık esastır ilkesinden hareketle, yeni hükümet kurulma sürecinde, kamu kurum ve kuruluşları, zafiyet göstermeden ve aksatmadan rutin görevlerini yürütmelidir. Bürokraside yaşanacak muhtemel tıkanıklık ve yavaşlamalar, ülkemize kaybettirir. Tüm ekonomik ve finansal çevreler, sorumluluk bilinci içerisinde hareket ederek, piyasa dinamiklerinin kendi doğal süreçleri içerisinde işlemesi için büyük bir hassasiyetle hareket etmeli, ulusal ya da uluslararası ölçekteki herhangi bir manipülatif yaklaşıma fırsat vermemelidir. Ekonomimizin temelleri sağlamdır, kısa vadede bu süreçten etkilenmez, ama, sürecin uzaması, fırsatçılara gün doğurur."

 

 

-"Partiler küçük hesapla hareket etmemeli"

İş alemi olarak, huzur, güven ve pozitif  istikrarın devamının önceliklerinin olduğu belirtilen bildiride,  "Bunu yaparken, eğitim reformu, hızlı ve adil işleyen daha iyi bir hukuk devleti, devletin zafiyete uğratıldığı alanların ortadan kaldırılarak milletimizin tümünü kucaklayan çözüm sürecinin devamı arzumuzdur. Bugün TBMM'de güçlü milletvekili sayılarıyla temsil hakkı elde eden 4 siyasi partimiz, ülkemiz için en hayırlı olacak sonucun tahakkuk etmesi için, bundan önceki üslubu ve içeriği tartışmalı söylemlerden uzaklaşarak, tüm koalisyon seçeneklerini samimi ve yapıcı bir yaklaşımla değerlendirmeli ve erken seçimi, her şeyden sonraki en son ihtimal olarak değerlendirmelidir. Siyasetin, ilk ve öncelikli görevi, bu Meclis aritmetiğinden, olabildiğince sağduyulu ve olabildiğince hızlı bir hükümet çıkarmaktır" vurgusu yapıldı.