Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, "Birinci Cihan Harbi’nden önce ve sonra, burada Zeve’de, tamamen o zamanki Rusların, İngilizlerin, Fransızların desteği ile Ermeni çeteleri kaç bin kişi katletti. O gün Zeve’de bu hareketi yapanlarla bugün bu Vandallığı yapanların arasında hiçbir fark yoktur, bunu açıkça söylüyorum. Bu kardeşliği, bu birliği, bu sevgiyi bozmak isteyenlere lanet olsun" dedi.

Çeşitli ziyaretlerde bulunmak üzere Van’a gelen Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, Van Valiliğini ziyaret ederek basın toplantısı düzenledi. Burada Kurban Bayramı’nın 4. gününde çıkan olaylara tepki gösteren bakan Eroğlu, “Biliyorsunuz yaşanan hadiselerden dolayı vatandaşlarımızın çok büyük bir zararı oldu. Gerçekten bizleri ve bütün Vanlıları üzdü. Kimin malı zarar gördü, kime zarar veriliyor. Gerçekten kabul edilemez büyük bir acı, büyük bir Vandallık yani. Burada neticede kardeşlerimiz birbirinin kardeşi, akrabası. Kimin malını yakıyorsun, kimin malına zarar veriyorsun. Bu kadar insan hayatını kaybetti. Tabii vatandaşlarımızın zararı var. Devlet vatandaşların zararını karşılayacak, bunlar tespit ediliyor. Teknik elemanlar tarafından şimdiden uzmanlar tarafından tespit ediliyor. Şu anda Van’da yaklaşık 10 milyon TL vatandaşların zararını karşılamak için gönderdik. Bu rakam artarsa tabii kalan da gönderilecek. Gerçekten fevkalade üzüldük. Bu olacak şey değil. Kobani’yi bahane ediyorlar ama orada bahane edilecek bir durum yok. Biz oradaki kardeşlerimizin tamamını bağrımıza bastık. Kapıyı kapatıp onları ölüme terk etmedik ve kucakladık. Şu anda Suriyeliler, her türlü Yezidi’si de var, Arap’ı da var, Türkmen’i de var, Kürt’ü de var. Her türlü insana kucağımıza açtık. Burası gerçekten herkesi kucaklıyoruz. Zaten oradakiler de bizim kardeşlerimiz. Cetvelle sınır çizilmiş maalesef. Bir kısım akrabası sınırın bir tarafında iken, kardeşi, amcası, dayısı öbür tarafa kalmış. Neticede maalesef Birinci Cihan Harbi sonrası düşmanlar çizdikleri ve burada sürekli kardeşi olsun diye böyle cetvelle belirledikleri sınırdan kaynaklanan bir husus. Neticede onları bir güzel kucaklarımızı açtık ve her türlü desteği verip yardım ediyoruz. Şu ana kadar biz her türlü desteği ve yardımı yapıyoruz. Bu rağmen şu ana kadar Birleşmiş Milletlerin hiçbir yardımı yok. Bu kadar insana milyarlarca dolar onlara yiyecek, giyecek, barınma, sosyal ihtiyaç, hasta hizmetleri, okul ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Dolayısıyla bu hükümetimiz takdir görmesi gerekirken hakikaten bu şekilde dış tahriklerle Türkiye’nin üzerinde çok oyunlar oynanıyor. Bu tamamen bu milletin, Müslümanların, bu milletin Kürt’üyle, Türk’üyle, Arap’ıyla, Çerkez’iyle düşmanlarının oynadığı bir oyundur. Milletimiz bunun farkına varsın. Dikkat et ölen de öldüren de aynı insanlar. Aynı kıbleye dönmüş, aynı ezanı dinleyen, aynı bayrağın altında, aynı vatan toprakların evlatları. Ama yağmalanan, yağmalayan, tahrip eden tahrip edilen aynı insanlar kardeş olmasına rağmen bu nasıl bir Vandallık? Bu nasıl bir anlayış? Bu asla kabul edilemez. Tabii devletimiz zarar gören vatandaşlarımızın yanındadır çünkü onlar bizim kardeşlerimiz, vatandaşlarımız” diye konuştu.

“O DÖNEMİN HÜKÜMETİ MARMARA DEPREMİ’NE 25 GÜN SONRA ULAŞABİLDİ“

Van Depremi’ne de değinen Eroğlu, “3 yıl önce burada deprem hadisesi vuku bulunca bütün hükümet, başta Başbakanımız olmak üzere buraya geldi, yaralarımızı sarmak üzere bizzat talimat verdi. Değerli kardeşlerim ben 99 Marmara Depremi’nde İstanbul Su ve Kanalizasyon İşleri (İSKİ) Genel Müdürü idim. İstanbul’da altyapıda, elektrik, kanalizasyon, su ve diğer hizmetlerden sorumlu afet biriminde grup başkanı idim. O dönemki hükümet Marmara Depremi’ne 25 gün sonra ulaşabildi. Geçici barınaklarda ancak 4 sene bitirebildik. Ama biz buraya geldik. Konut dediler, 18 bine yakın konut yapılmış. Bu iklim şartlarında, köylülerle birlikte bu zor şartlarda çalıştık. Kaynakçının elleri donarak iş bitsin diye kaynak yaptı. Neden? Kardeşlerimiz aç ve açıkta kalmasın diye bir an önce yolları yuvarlana kavuşturalım diye. 77 milyon buralara seferber oldu. İşte millet olma şuuru bu. Hatta biz bakanlık olarak bütün misafirhanelerimizi açtık. Gelsinler biz onları yedirelim, içirelim ve misafir edelim dedik. Bütün sivil toplum kuruluşları birçok erzak gönderdi” dedi.

“BU KARDEŞLİĞİ, BU BİRLİĞİ, BU SEVGİYİ BOZMAK İSTEYENLERE LANET OLSUN“

Van’a geldiğinde çocuklar, “Veysel amca bizi Afyon’a okumak için gönderir misin?” dediklerinde bir program yapıp gönderdiklerini anımsatan Eroğlu, “Neticede ülkemizde böyle bir kardeşlik var ama bu kardeşliği bozmak isteyenleri Allah kahredecek. Ben buna inanıyorum. Bu kardeşliği, bu birliği, bu sevgiyi bozmak isteyenlere lanet olsun. Bu ne biçim şey ya? Arkadaşlar tamamen 300 yıldır oynadıkları bir oyun. Daha öncesine gidersek Haçlı Seferleri. Bizim üzerimize hep oyun oynanıyor. Maksat birbirine kırdıralım, bunları bölelim, yutalım şeklinde şark meselesi adıyla Batı’da planlanan bir oyunun maalesef piyonları bu hareketleri yapıyor. Bunu herkes bilsin yani. Ama şunu söyleyeyim devlet kamu düzenini sağlayacaktır, buna biz oturduk karar verdik. Bu Vandallar teker bulunacak ve cezalandırılacak ve aynı zamanda bu zararlar da onlardan tanzim etmek için rucü edilecek sonradan. Bunu kesinlikle yapacağız. Biz halkımızı seviyoruz. Kardeşlik, milli birlik beraberlik, işte çözüm süreci, vatandaşımız bizim tacı başımızın tacıdır. Herkesi seviyoruz. Ben buradaki arkadaşlarıma da kardeşim diyorum. Biz kardeşiz” ifadelerini kullandı.

“O GÜN ZEVE’DE BU HAREKETİ YAPANLARLA BUGÜN BU VANDALLIĞI YAPANLARIN ARASINDA FARK YOK”

Eroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bakın burada ne oyunlar oynanıyor. Birinci Cihan Harbi’nden önce ve sonra, hatırlayın hemen burada Zeve’de, tamamen o zamanki Rusların, İngilizlerin, Fransızların desteği ile Ermeni çeteleri kaç bin kişi burada katletti. Büyük bir mezar yapıldı. Zeve’yi hatırlayın arkadaşlar. O gün Zeve’de bu hareketi yapanlarla bugün bu Vandallığı yapanların arasında hiçbir fark yoktur, bunu açıkça söylüyorum. Bunu ben bir mühendis olarak değil, bir kardeşiniz olarak söylüyorum. Dolayısıyla sevgili Vanlılar, hep birlikte olalım. Artık bu Vandallara gereken cezayı tabii hükümet verecek. Yani devlet bunun cezasını verecek, gereğini yapılacak. Çok açık ve çok net. Kusura bakmayın. İlelebet bu kardeşliğimiz sonuna kadar sürecektir ve Türkiye’nin bahtı açık. Allah’ın izniyle Türkiye çok daha güçlü olacak."