Türkiye Yol İş Sendikası Genel Başkanı Ramazan Ağar, taşeron işçilerin kadroya geçirilmesi yönünde yaptığı açıklamada, Karayolları Genel Müdürlüğünün işçilerinin kadroya geçirilmesini istemediğini söyledi.

Türkiye Yol İş Sendikası 1 No’lu Kastamonu Şubesinin Olağan Genel Kuruluna katılan Türkiye Yol İş Sendikası Genel Başkanı Ramazan Ağar, Karayollarının Yol İş Sendikasının ana gövdesini oluşturduğuna dikkat çekerek, “Yol İş Sendikası, Karayolları içerisinde kurulan bir teşkilattır. Karayolları ile Yol İş Sendikasını birbirinden koparamazsınız. Bir iş yerinde çalışılıyorsa, aile içinde bile ufak tefek sıkıntılar yaşanır. Biz, Karayollarının yapmış olduğu işleri daha düzenli ve nizamlı, daha verimli olması için çok çaba sarf ettik. İdarecilerimizle birlikte bunların üstesinden geldik. Karayolları’nın işlerinin tamamı artık anahtar teslimi taşeronlara verilmeye başlandı. Biz, taşeronda çalışan arkadaşlarımızı 2010 yılında sendikamıza üye yaptık. Yıllardır taşeron konuşulur ama hiçbir zaman üye yapılması için faaliyete geçilmemiştir. Tüm Türkiye genelinde, sendikamızın hukukçularını gezdirerek taşeron arkadaşlarımızı üye yaptık. Üye yaparken de başına gelebilecek işleri anlattık. Bunları göz önüne alanlar üye oldu. Sonra biz, Karayolları Genel Müdürlüğüne yazı yazdık. Karayollarına, ‘bunlar sizlerin işçisidir, toplu iş sözleşmesini uygulamak zorundasınız’ dedik. Karayolları Genel Müdürlüğü, bizlere cevap verdi: ’Bunlar, bizlerin işçisi değildir. Biz, bu toplu iş sözleşmesini uygulamıyoruz’ dediler. Biz de yargıya gittik. Yargıda kararını verdi ve bu işçiler işe girdikleri günden itibaren Karayollarının işçisidir. Yargıtay’da doğru diyerek bu kararı onayladı. Şimdi 2011 yılından beri yargının vermiş olduğu kararı maalesef bir türlü uygulattıramıyoruz. Geçmişte Bakan Binali Yıldırım, iki defa detaylı bir şekilde yazı yazmasına rağmen Maliye Bakanlığına kararı uygulattıramadı. Bu işin peşini bırakmadık” dedi.

Ekim ayı içerisinde Torba Yasada taşeron işçilerle ilgili yasanın çıkmasını beklediklerini açıklayan Ağar, şunları söyledi: “Bu yıl Eylül ayında Torba Yasada yine Çalışma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Karayolları Genel Müdürlüğümüz oturup yine bir mutabakat sağladık. Bunun dışında sendikanın yapmayacağı bir işi de yaptık. Ücretlerde indirime gittik.”

Yol İş Sendikasında delege olanların resmen karayolu işçisi olduğunu taşeron işçi olmadığını vurgulayan Ağar, şöyle konuştu: “Siz, burada bulunduğunuz için resmen karayolu işçisisiniz, taşeron işçi değilsiniz. Biz, sizlerin ücretlerini bin 500 liraya anlaştık. Eylül ayında Torba Yasa çıkacaktı ama bir haber aldık Maliye Bakanlığı, yine yan çizdi. Sebep ise, Maliye Bakanlığı Müsteşarı ile görüştüğümüzde bize, ’Biz, bunları sözleşmeli düşünüyoruz, bir kısmını memur olarak düşünüyoruz’ dediler. Allah aşkına, kazma, kürekle, asfalt döken adamın memurla ne işi var.

Ardından yine bizlere, “Hastanede de çalışan taşeron işçilerimiz var. Ameliyathaneye giren taşeron var. Laboratuvarda taşeron var. Bunlarla ilgili, sizlerle ilgili bir konu yok. Acele etmeyin, Ekim ayında yine Torba Yasa gelecek. O Torba Yasa da bunu düzenleyelim’ dediler. Biz, üç yıldır bekliyoruz, bir yıl daha bekleriz. Ekim ayı yine bitmek üzere. Maliye Bakanlığımızda, Çalışma Bakanlığımızda bu işin olması için çaba gösteriyor. Çalışma Bakanımız Faruk Çelik’e bir defa değil, bin defa teşekkür ediyorum. Taşeronların kadroya geçirilmesine destek verdiği için. Fakat Karayolları Genel Müdürlüğü, bu işçilerin bir kısmı kadroya geçmesin, işçi bunlar kadroya geçerse çalışmazlar. Türkiye’de 12 yılda 17 bin kilometre bölünmüş yolu bu işçiler yaptı. Hâla bunlar yapıyor. Nasıl çalışmıyor. Çalışmıyor diyen idareciyi görevden alın Allah aşkına. Çalışmıyor diyen idareci varsa, o görevini yapmıyordur. İşçi çalışmaz mı?”

Karayolları Genel Müdürlüğünün taşeron işçileri istemediği için insanın aklına ‘rant mı elde ediliyor’ şeklinde bir sorunun geldiğinin altını çizen Ağar, şunları kaydetti: “Burada akla gelen bir şey var. Maliye Bakanlığı tamam, Çalışma Bakanlığı tamam ama işin esas sahibi sahip çıkması gereken babamız, bize karşı çıkmış. Böyle bir şey olur mu? Sonra nasıl ayıklayacaksın sen bunu. 6 bin 447 kişi, davasını kazanmış ve işçi arkadaşlarımızın büyük bir çoğu 10 yıllık, hepsi AK Parti döneminde il ve ilçe başkanlarının gözetiminde işe başlamış insanlar. Karayolları, işte bizim çekirdek kadroya 3-4 kişi lazım, diğerlerini almayalım. Hadi alma bakalım, nasıl almayacaksın. AK Parti teşkilatları, Genel Müdürün başına üşüşecektir. Biz, bu işten bıkmış değiliz, usanmış değiliz. Biz, bu işin peşini de bırakmış değiliz. Biz, bu işin sonuna kadar gideceğiz. Biz, bu ülkenin menfaatine bu işin olmasını istiyoruz. Hem çalışanın menfaatine olsun, hem ülkenin menfaatine olsun. Tazminatlar ödenirse sadece Karayollarında davasını kazanmış arkadaşlarımıza 2 katrilyon lira ödemek zorunda devletimiz. Maliye Bakanlığı diyor ki: ’Bu insanlar, 8 yıl bedavadan çalışacaklar. Bunu Maliye söylüyor, biz söylemiyoruz. Daha ne istiyorsunuz, ücretlerde bin 500 TL’ye düştüğü zaman devletin bunda daha büyük kârı oluyor. Taşeronla ilgili davasını kazandığımız arkadaşlar, davası devam eden arkadaşlarımız, inşallah bu son Torba Yasasında bir sonuca bağlanacaktır diye düşünüyoruz, bağlanmasının da gerektiğine inanıyoruz. Karayolları Genel Müdürlüğü, hâla bu sözün arkasında durur kadroya almazsa o zaman benim aklına şu gelir. ’Acaba Karayollarında işler hep ihale yapılmak zorunda. Acaba bir tarafta rant mı var diye düşünürüz. Karayolları Genel Müdürlüğü, onun için mi bu kadrolara geçmesini istemiyor diye düşünürüz ve gittiğimiz her yerde bunları konuşuruz.’ Bu insanlar bizlerin insanlarıdır. Bu insanlar, bu ülkenin insanlarıdır. Bu ülkenin insanlarına elbette ki siyasi iktidarlar sahip çıkacaklardır. Bunlarda mevcut insanlar, yeni işe giren insanlar değil.”