Kadir Has Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Bülent Kahraman, itibarın demokratik bir kavram olarak ele alınması gerektiğini belirterek, “İtibarın demokrasinin gelişimi ile paralel bir yanı var” dedi.

Kadir Has Üniversitesi ile İtibar Yönetimi Enstitüsü işbirliğiyle düzenlenen 3. Uluslararası İtibar Yönetimi Konferansı’nda konuşan Kadir Has Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Bülent Kahraman, itibarın demokratik bir kavram olarak ele alınabileceğine dikkat çekti. Akademik çevre ile iş dünyasını bir araya getiren konferans, İtibar Yönetimi Enstitüsü Başkanı Orhan Samast’ın konuşmasıyla başladı. Orhan Samast, konferansı düzenleme amaçlarını şu sözlerle açıkladı:

“Kadir Has Üniversitesi ile bu yıl üçüncüsünü düzenlediğimiz ‘İtibar Yönetimi Konferansı’ için ekip olarak çok çalıştık. Konferansı düzenlemedeki amacımız itibar konusunda bilgi eksikliğini gidermek. İtibar Yönetimi Enstitüsü olarak itibar yönetimi ile ilgili farklı illerde çok sayıda etkinlik, yayın ve eğitim yaptık. Yakın zamanda burs vermeye de başlıyoruz. Kurumsal itibar yönetimi konusunun yanında şehirlerin itibarı konusuyla da yakından ilgileniyoruz. ’Şehirlerin itibarı’ ana temasıyla Bursa’da Yeşil Şehirler Zirvesi’ni düzenleyeceğiz. Etkinliklerle özel sektör ve akademik çevreyi buluşturmaya devam edeceğiz.”

“İtibarı demokratik bir kavram olarak ele alabiliriz” diyen Prof. Dr. Kahraman, “İtibar konusu, toplumumuzda yaşayan milyarlarca insan gibi sosyal, biraz da felsefe olarak üzerinde düşünülen idrak edilmeye çalışılan bir kavram. İtibar kelime anlamıyla bakıldığı zaman bir şeyin yerine geçme, sayma, saygı gösterme ve saygınlık gibi anlamlara geliyor. Batı dillerinde ise ‘reputare’ olarak kullanılan itibar yeniden düşünme, bir şeyi tam manasıyla ele alma, değer verilen bir şey gibi anlamlar taşıyor. Kurumsal düzeyde itibar kelimesinin anlamına bakıldığında eskiden sadece ürettiği malın niteliğiyle kurumların itibarı ölçülürken, bugün daha geniş bir anlamda itibarın ele alınması ve korunması gerekiyor. İtibarı demokratik bir kavram olarak ele alabiliriz. Demokrasinin gelişimi ile paralel bir yanı var. Demokrasi nasıl ki saydamlıkla, hesap vermekle ilişkili ise itibar da kişi ya da kurumun herhangi bir şeyi kendi bildiği gibi yapmaması, başına buyruk hareket etmemesini gerektiriyor” ifadelerini kullandı.

Panelde “Marka mı itibar mı?” sorusu da tartışıldı. İtibar yönetiminin markanın alt çatısında yer aldığını ifade eden Markam A.Ş. kurucusu ve yöneticisi Güven Borça, “Marka kökenliler için önce marka geliyor. İtibar yönetiminin markanın alt çatısında yer aldığını savunuyoruz. İtibar kökenliler için ise önce her şeyin itibarla başladığı, marka iletişim çalışmalarının itibar yönetimine destek verdiği tezindeyiz. Dijitalleşmeyle birlikte marka yönetiminin karmaşık bir hal aldığına da söyleyebiliriz” diye konuştu.