Türkiye Gıda ve Şeker Sanayi İşçileri Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, askerlere yönelik saldırıları şiddet ve nefretle kınadıklarını belirterek, "Her kalleş kurşunun hesabı sorulacaktır" dedi.

Türkiye Gıda ve Şeker Sanayi İşçileri Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, geçtiğimiz haftalarda Hakkari Yüksekova’da şehit edilen üç askerin kanı henüz kurumamışken, Bitlis’te iki aydır kayıp olan geçici köy korucusunun elektrik direğine asılı vaziyette kurşunlanarak şehit edilmesi ve son olarak da önceki gün bir astsubayın Diyarbakır’da teröristler tarafından başından vurularak şehit edilmesine sert tepki gösterdi. Vatan evlatlarına yapılan bu menfur saldırıları şiddet ve nefretle kınadıklarının altını çizen Gök, yaşanan üzücü tablonun hissiyatı izahının mümkün olmadığını kaydetti.

Bir insanın hayatına kastetmenin en büyük insanlık suçu olduğuna vurgu yapan Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, askere, özellikle de sokakta sivil olarak yürüyen bir insana arkasından silah sıkarak onu katletmenin insanlıkla bağdaşmayan bir durum olduğunu söyledi. Gök, “Soruyorum, böylesine saldırılar sözüm ona insanım diyenin, demokratım diyenin, halktan yanayım diyenin, bir halkın mücadelesini veriyorum diyenin yaptığı en büyük kalleşlik değil de nedir? Her ne olursa olsun tarih boyunca Türkiye’yi arkadan vurmak için hep iş birlikçileri kullanan Batılı güçlerin son oyuncağı terör örgütü ve onların iş birlikçi siyasetçilerinin bu saldırılarının, askerimize, polisimize, masum vatandaşlarımıza arkadan sıkılmış her kalleş kurşunun, bu vatan toprakları üzerinde oynanan her kirli oyunun mutlaka hesabı sorulacaktır” diye konuştu.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Osmanlı terbiyesi ve hoşgörüsünü kaybetmeden, hiç kimsenin etnik kimliğine, dinine, soyuna ve sopuna bakmadan herkese kucak açmış bir devlet olduğuna dikkat çeken Gök, şöyle devam etti:

“Son zamanlarda ülkemizde ve sınır ötemizde yaşanan olaylar ileride dini inanç, politik tutum ve insani hassasiyetlere yönelik ilginç sonuçlar ortaya çıkarabilecektir. Özellikle Orta Doğu ekseninde gelişen travmatik olaylara karşı Türkiye’nin çok dikkatli olması gerekmektedir. Ülkemizde son zamanlarda yaşanan olaylar bunun altyapısı niteliğini taşımaktadır ancak Türkiye, tarihi misyonu gereği etrafında cereyan eden olaylara sessiz kalmayacak kadar büyük ve güçlü bir ülkedir. Özellikle İsrail’in Filistin’de yaptığı katliamlara gösterdiği tepki ve insani hassasiyetleri ile duyarsız dünya ülkelerine en başta ise ABD’ye bir manada ders vermiş bir ülkedir. Suriye’de masum insanlar barbarca katledilirken sınır kapılarını açarak mültecilere sahip çıkmış bir ülke olan Türkiye’de çözüm sürecine yönelik atılan adımlar karşısında silahsız insanların pusularla arkadan vurularak katledilmesini ancak ve ancak aklın idrak sorunu ile bağdaştırabiliriz. Demokrasiyi hazmedemeyerek kandan beslenmeye çalışanlar sergiledikleri bu oyunlarla Türkiye’ye aba altından sopa göstermekte, isyan çıkarıp ülkemizi bölmekle tehdit etmektedirler. Silahsız askerlerimizi katleden bu beyinsiz beyinler gün gelecek aynı akıbetle karşılaşacaklardır."

Türkiye’de şehit haberlerinin, terörün ve patlamaların artık manşetlerden ara haberlere doğru indiği bir sürecin yaşandığına dikkat çeken Gök, bunun terörün ana amaçlarından olan yıldırma, sindirme, tepkisizleştirme ve kanıksatmayı da beraberinde getirebileceğini iddia etti. Gök, “Öyle ki, ateş kendi çevresine düşmeden acıyı sahiplenmeyen bir milletin var edilmeye çalışıldığı bir toplum mühendisliği çalışması ile karşı karşıya bulunmaktayız. Her ne olursa olsun artık aynı acıların her gün milletimize yaşatılmasına izin verilmemelidir. Şehit edilen masum askerlerimize ve geçici korucumuza Allah’tan rahmet diliyoruz. Türkiye’nin başı sağ olsun” sözlerine yer verdi.