“Paralel Yapı” operasyonu kapsamında Eskişehir’de gözaltına alınan ve dün akşam saatlerinde serbest bırakılan “Sungurlar” dizisinin yapımcısı Salih Asan, “Devletimiz bizi adam yerine koyup 30-40 saat misafir etti” dedi.

Yapılan operasyonlara karşı başlatılan protesto gösterilerine destek vermek amacıyla geldiği Eskişehir Adliyesi önünde açıklamalarda bulunan Asan, yapılan operasyonun algı ve intikam operasyonu olduğunu öne sürdü. “Netice itibariyle 2007 yılında çekimlerine ve yayınına başladığımız “Tek Türkiye” adlı dizimizde anlattığımız bir tek şey vardı: Tek Türkiye, tek devlet, tek bayrak” diyen Asan, “Dizi yayınlandığı süreç içerisinde 148 bölüm arkadaşlarımızla beraber “Tek Türkiye” dizisini yaptık. Ardından 158 bölüm “Şefkat Tepe” adlı diziyi yaptık. Şimdi ise Yunus Emre’nin otağında sizlerin misafiri olduk, Eskişehir’imizin misafiri olduk ve “Sungurlar” adlı diziyi çekmeye başladık” ifadelerini kullandı.

“YAPMAYIN BEYLER, YAPMAYIN EFENDİLER; BU MİLLETE YAPMAYIN”

Bir terör örgütüne yönelik operasyon kapsamında başka bir terör örgütü icat etmek maksadıyla ve gayesiyle kendilerinin gözaltına alındığını savunan Esen, “Hiçbir anlam veremediğimiz şekilde bundan 7 sene önce bugün Türkiye’yi idare eden siyasi iktidarın Başbakan Yardımcısı konumundaki insanların dahi “takdir ve ibretle izliyoruz. Ülkemize, birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize çok hizmetler ediyorsunuz” dediği bu dizinin 2 bölümünde geçen 2 kelime üzerinden bir algı ve intikam operasyonu yapılıyor. Netice itibariyle bugün gelirken gazetelerden ve radyolardan dinliyorum ki; adı geçen, araştırmaya ve kovuşturmaya o dönem konu olan örgütle ilgili gerekli talimatları, emirleri verenler bugün iktidar partisinden milletvekili olarak halen kabinede olduklarını görüyorum. Mecliste bulunduklarını duyuyorum. Netice itibariyle; yapmayın beyler, yapmayın efendiler. Bu millete yapmayın, bu devlete yapmayın. Yazıktır ve günahtır” diye konuştu.

Yapımcı Asan, “8 bin metre yükseklikte havada gelirken dönemin HAS Parti Genel Başkanı şuanda Başbakan Yardımcısı olan Numan Kurtulmuş Beyefendi’yle tanışma şerefine eriştiğimde, İstanbul-Konya uçuşunda bana; dizimizi çok seyredemediğini ancak etraftan, eşinden, dostundan duyduğunu ve çok yararlı işler işlediğimizi, çok yararlı projelerle bu milletin birlik harcına katkı sağladığımızı o gün söyleyen sayın Numan Kurtulmuş Beyefendi, bugün ne değişti? Bir terör üyesi yaftasıyla bizi terörle mücadele şubelerinde bekletiyorsunuz. Sayın Başbakan Yardımcımız Bülent Arın; Konya programlarınızda “Tek Türkiye” dizisi oyuncularımızla sizi tanıştırdığımızda eşi hanımefendinin ve kendinizin bu diziyi hayranlıkla ve ibretle izlediğinizi, bu ülkeye, bu millete ciddi katkılar da bulunduğunu söylediğiniz o günden bugüne ne değişti? Biz halen durduğumuz yerdeyiz. Tek Türkiye, tek devlet ve tek bayrak diyoruz” dedi.

“VAZİFEMİZİ SÜRDÜRMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

“Vazifemizi sürdürmeye devam edeceğiz” diyen Asan, “Sungurlar dizimizle yine milletimizi, ülkemize hizmet etmeye devam edeceğiz. Zira kaderin bir cilvesi ki terörle mücadeleyi konu alan ülkemiz üzerinde oynanan oyunları sinema diliyle, dizi diliyle anlatmaya çalışan bir dizi projesinde yer alan arkadaşlarımızı terör suçlamasıyla gözaltına aldılar. Bugüne kadar çok şükür herhangi bir suçla jandarmadan, polisten, nezaretten yolu geçmeyen arkadaşlarımızla devletimiz bizi yaklaşık 40 saat misafir etti. Esas kahraman sizlersiniz. Esas kahraman canını dişine takarak bu ülke için, bu ülkenin selameti için gece-gündüz çalışan güvenlik kuvvetleridir. Şuanda parmaklıklar ardında kendilerine Kur’an-ı Kerim götüren aileleriyle görüştürülmeyen, İstiklal Şairi Mehmet Akif’imizin Safahat’ına eriştirilmeyen güvenlik güçlerimizdir, emniyet mensuplarımızdır. Esas kahraman onlardır. Türk Halk Müziği sanatçımız Gökmen’in ifadesiyle sesleniyorum: Yusuflara selam olsun diyorum, Yusufların ailelerine selam olsun diyorum, hepinize selam olsun” şeklinde konuştu.

“ANLAM VEREMEDİĞİMİZ GARİP GARİP SORULARLA KARŞILAŞTIK”

Asan, gözaltında kendilerine yöneltilen sorulara da değinerek, şöyle konuştu:

“Gözaltında kaç yıldır bu şirkette çalıştığımızı, görevimizin tam olarak ne olduğunu sordular. 2009 yıllarında soruşturma ve kovuşturmaya konu olan örgütün adını sordular. Ben duymadım. Ben terörle mücadele şubesinde duydum. O örgütün bir yayınevinden bahsettiler. İsmi “Rahle”ymiş. Dedim ki; “Ben rahleyi duymadım.” Rahle benim bildiğim Konya’da çalıştığımız dönem baba Kur’an okusun diye aldığım rahle. Bizim de çocukken yaz tatillerinde camiye gittiğimiz de cami imamının Elif cüzlerimizi üzerine koyduğu tahta bir obje. Benim rahle olarak tanıdığım, bildiğim bu. Netice itibariyle “böyle bir örgüt ismi de böyle bir unsur da duymadım” dedim. Sonuç itibariyle “biz bir dizi de yapımcıyız” dedim. Yani çok enteresan. Dizinin son bölümünde yayınlanan bir kısımda bu örgütün adı zikredilmiş. Zaten basına yansımış. Böyle bir örgüt adı var. Zaten bu dizi, dizi kurmaca. Kurmacalar var. Yazarlarımız tabi ki gündemle ilgili, gazete köşelerinden, haberlerinden, şundan bundan ilham alarak hikayeler oluşturuyorlar. Bunun ötesi yok. Netice itibariyle bir örgüt, örgütse örgüttür. Değilse değildir. Bunun soruşturmasını, kovuşturmasını yapacak dizi senaristleri, dizi yapımcıları, dizi yönetmenleri değil ki. Böyle anlam veremediğimiz garip garip sorularla karşılaştık.”