İZMİR (AA) - GÜLCAN KAPLAN - İzmir'deki "askeri casusluk" davasının iki numaralı sanığı emekli Albay Coşkun Başbuğ, AA muhabirine yaptığı açıklamada, davanın geldiği aşama ve son dönemde gerçekleştirilen operasyonların, davanın "Paralel Devlet Yapılanması" tarafından kurulmuş bir komplo ve kumpas olduğunu gösterdiğini, artık bu durumun herkes tarafından anlaşıldığını söyledi.

İddianamenin hukukla bağdaşan yanının olmadığını öne süren Başbuğ, delil niteliğinde bir bulgu olmadan suçlamaların yapıldığını belirtti.

"Bu iddianame, savcı Zafer Kılınç'ı aşar. Bana göre çok daha önceden hazırlandı" diyen Başbuğ, şöyle konuştu:

"İddianamede aynı suçla yargılanan bir kişi tutuklu, diğeri tutuksuz, aynı suçtan birine müebbet isteniyor, diğerine 10 yıl istiyor. İddianameyi hazırlayanlar yüzlerine gözlerine bulaştırdılar. Sağlıklı bir psikolojik yapısı olan ve bazı değerleri taşıyan birine deseniz ki 'Bir kumpas kuracağız, iddianame yaz', bunların hiçbirini hayal edemez. Çünkü içeriğinde her yönden inanılmaz sapık yazı ve notlar var. Böyle bir iddianameye hesap verme durumuna düştük."

Kılınç'ın hazırladığı iddianamenin "adamı ipe götürecek cinsten" olduğunu, suçlananların 5 bin kişiye yaklaştığını ve aralarında en üst düzey asker, bürokratlar ile iş adamlarının bulunduğunu bildiren Başbuğ, iddianameyi hazırlayanların hukuk fakültesinden mezun olduklarından şüphe duyduklarını savundu.

Başbuğ, "İşleyen bir hukukta, mahkeme başkanı olsam biri böyle bir iddianameyle gelse, 'bu iddianameyi görmemiş olalım, meslektaş sayılırız, al bunu git' derdim. Dahası bu kişiyle ilgili suç duyurusunda bulunup hakkında işlem yapardım ama Atilla Rahman başkanlığındaki mahkeme, önüne sunulan bu iddianameyi kabul etti" diye konuştu.

Dünyada bir daha ne böyle bir iddianamenin hazırlanmasının ne de böyle bir dava açılmasının mümkün olmadığını ileri süren Başbuğ, "Dünya tarihi 357 sanıklı casusluk ordusunu ilk ve son kez gördü. Her şerde bir hayır vardır. Bu, son kumpastı. Bu dava, örgütün sonunu getirdi" değerlendirmesinde bulundu.

Hakim ve savcıya yurt dışı çıkış yasağı getirilmesi

İddianameyi hazırlayan ve geçen hafta HSYK tarafından açığa alınan savcı Zafer Kılınç ve hakim Serdar Ergül hakkında yurt dışına çıkış yasağı kararının "çok yerinde ve zamanında verilmiş bir karar" olduğununa işaret eden Başbuğ, "Çünkü hep birlikte gördük, savcılar Zekeriya Öz, Celal Kara gibi örgüte aktif hizmet eden çok sayıda kişi yurt dışına kaçtı" şeklinde konuştu.

Başbuğ, 12 Mayıs 2012'de gözaltına alındığını ve 4 günlük gözaltı süresinin sonunda savcının talimatıyla hakim Serdar Ergül'ün karşısına çıkarıldığını anımsattı.

İçeriye girmesiyle çıkmasının bir olduğuna dikkati çeken Başbuğ, "İki dakikada benim suçlu olduğuma kanaat getirdi, 2 bin sayfalık iddianameyi kelime kelime anladı ve beni tutukladı" dedi.

Özel yetkili 12. Ağır Ceza Mahkemesinde de hukuksuzlukların devam ettiğini öne süren Başbuğ, "Biz, hukuku bu mahkemelerin ortadan kaldırılarak davanın 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye başlanmasıyla görmeye başladık" ifadesini kullandı.