Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, “Bir cemaatin, tarikatın, dini yapının ya da grubun emniyette ya da yargıda özel yapılanmaların içine girmesi önemlidir. Bunların üzerine gidilmelidir. Ama doğruyu yanlıştan suçluyu suçsuzdan ayıracak şekilde gidilmelidir” dedi.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, avukatların sağlık alanında daha iyi hizmet alabilmeleri için İzmir Barosu ile özel hastaneler arasında imzalanan protokol törenine katıldı.

Fethullah Gülen’in yakalama kararı hakkında gazetecilerin soruları yanıtlayan Feyzioğlu şunları söyledi:

“Göreceğiz hangi delillerle bu yakalama talep ediliyor bunu bilmiyorum. Asıl baktığımız şudur usul hükümleri doğru uygulanıyor mu? Artık Türkiye’ye usul hükümlerinin ne kadar hayati olduğunu anlatmamıza ihtiyaç yok. Çünkü son 7 yıldır yaşadığımız davalarda usulün askıya alınıp olağanüstü usulün uygulandığı hallerde nasıl canların yandığını, nasıl büyük travmaların yaşandığını gördük. Ben burada ‘Zulüm bitsin’ deme noktasındayım. Basına yönelik operasyonlar yapıldı. Bunları tasvip etmek mümkün değil, eline kalem alanı terörist ilan etmeyi biz kabul etmiyoruz. Fakat öz eleştiriler bekliyoruz. Ki bir daha aynı yolları yürümeyelim. Tarih tekerrür etmesin.

Ayrıca bir cemaatin, tarikatın, dini yapının ya da grubun emniyette ya da yargıda özel yapılanmaların içine girmesi önemlidir. Bunların üzerine gidilmelidir. Ama nasıl gidilmelidir? Doğruyu yanlıştan suçluyu suçsuzdan ayıracak şekilde gidilmelidir. Kim yaptıysa kim izin verdiyse yapan ve izin veren hepsine gelmelidir bu soruşturmalar.”

İktidarların her zaman değişeceğini belirten Feyzioğlu, bu iktidarın da sandıkla gideceğini söyledi.

“HER BİRİMİZİN BÜROSU DANIŞTAYDIR BİZİM”

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Gaziantep’te bürosunda kimliği belirsiz kişiler tarafında tüfekle vurularak öldürülen 63 yaşındaki Avukat İsmail Akkaya’nın ölümüne sessiz kalındığını savunarak, “Bu bir Danıştay saldırısıdır. Her birimizin bürosu danıştaydır bizim. Bir avukata fiske vurulduğu yerde biliniz ki orada dövülen tartaklanan, öldürülen vatandaştır, halktır.

Biz huzur içinde görevimizi yapmaya çalıyoruz. Her hekimimizin her avukatın bürosunun önüne polis memuru koyamayız. Sistem bozuk, sitemi işletmeye çalışan avukatlar ve hekimler canlarıyla ödüyorlar. Acilde istediği alamayan hekime, davasını alamayan avukatın boğazına sarılıyor. Bu sistemi düzeltmemiz lazım ki avukat ve hekimleri koruyabilelim” diye konuştu.