İlk Uluslararası Afet Kongresi ile Türkiye’nin afete hazırlık planını yaptıklarını ifade eden Bezmialem Vakıf Üniversitesi Medikal Direktör Yardımcısı Dr. İlhan Öztürk, ülke sınırlarımızın yüzde 98 oranında afet potansiyeline sahip olduğunu belirtti.

Türkiye’nin ilk uluslararası afet kongresi Bezmialem Vakıf Üniversitesi’nin ev sahipliğinde başladı. Afet yönetimiyle ilgili konuların değerlendirildiği konferansın ilk gününde katılımcılar afet sırasında yapılması gerekenlerle ilgili kurs aldı. Murat Yıldırım ve Ersen Saraç eşlinde gerçekleştirilen ‘Yüksekten Yaralı Tahliyesi’ konulu afet tatbikatı kapsamında hastalar, halatlara bağlanarak yangın merdiveninden indirildi. Arama-Kurtarma, AFAD (Afet ve Acil Durum), itfaiye personelleri ve Sağlık Bakanlığı’nın Ulusal Medikal Kurtarma Ekipleri’nin yoğun ilgi gösterdiği kongrede Doç. Dr. Kuzey Aydınuraz ise Afetlerde Travma ve Afet Cerrahisi-Amputasyonlar sunumunu yaptı.

TÜRKİYE SINIRLARINDA YÜZDE 98’LİK AFET POTANSİYELİ

Türkiye’nin sınırlarının yüzde 98 oranında afet potansiyeline sahip olduğunu ve Uluslararası Afet Kongresi ile Türkiye’nin afete hazırlık planını yaptıklarını ifade eden Bezmialem Vakıf Üniversitesi Medikal Direktör Yardımcısı Dr. İlhan Öztürk, “Uluslararası anlamda ilk afet kongresi üniversitemiz tarafından düzenleniyor. Uluslararası alanda iddialı ve tecrübeli bir ülke olduğumuzu göstermek ve akademik alanda bu işin devamlılığını getirmek için kongreyi düzenledik. Kongremizin ilk günü 9 kursla başladı. Afet deyince başta akla deprem gelse de sanayinin gelişmesiyle endüstriyel kazalar, kimyasal, biyolojik, radyolojik riskler, tehlikeli maddeler, salgın ve afete neden olabilecek hastalıklar gibi risklerle muhatabız. Sınırlarımızın yüzde 98’i afet potansiyeline maruz kalma riskine sahip” şeklinde konuştu.

“HEM SOMA HEM DE ERMENEK ENGELLENEBİLİRDİ”

Hem Soma hem de Ermenek madenlerinde yaşanan facialarla ilgili açıklamalarda bulunan Dr. İlhan Öztürk, her iki madende de yasalara uygun altyapı sistemi kurulsaydı böyle faciaların yaşanmayacağını söyledi. Ermenek madeninin altında bulunan yer altı kaynağının daha önceden tespit edilebileceğini belirten Dr. Öztürk, “6331 sayılı kanunun gereği işverenlerin yapmakla sorumlu oldukları şeyler var. Türkiye’de kontrol ve yerinde denetim mekanizmalarındaki eksiklikler var. Eğer denetlemeyi zamanında ve gereken şekilde yapsaydık Soma ve Ermenek’te olduğu gibi kaza ve can kayıplarını yaşamazdık. Afet potansiyelimizle mücadele etmeyi ve onları önlemeyi sağlayacak altyapıları hazırlamayı öğrenmeliyiz. Madenlerin mühendislik anlamındaki altyapıları, yasalara göre hazırlanmalıdır. Öyle olsaydı kurtarma ekipleri gelene kadar Soma’daki insanlar hayatta kalabilirdi ve can kayıplarını önleyebilirdik” ifadelerini kullandı.