Diyarbakır ve Antalya’dan peş peşe gelen taciz haberlerinin ardından uzmanlar toplumsal duyarlılığa bakıldığında insanların bu durumu sessizce izlediğin belirterek, “Gösterilecek tepki, bir nebze de olsa tacizi yapma eğiliminde olan insanların bir şekilde çekinmesine vesile olur” dedi.

Diyarbakır ve Antalya’dan peş peşe gelen taciz haberlerinin ardından uzmanlar toplumun büyük bir kesiminin taciz anında duyarsız kaldığının gözlendiğini belirterek toplumsal duyarlılık ve farkındalık için gösterilecek tepkinin diğer tacizlerinin önüne geçebileceğine dikkat çekti. Psikolog Melek Demir, birçoğu güvenlik kamerası görüntüsüne yansıyan taciz haberlerinde insanların çoğunun sessizce olayı izlediğini gördüklerini belirterek, “Bir yerde yakalanmış veya tek başına sıkıştırılmış kadınlar olabiliyor hatta bazen çocukların yanında bile tacize uğrayan kadınlar olabiliyor. Bununla ilgili özellikle toplumsal duyarlılık çok önemli. Toplumsal duyarlılığa baktığımız zaman insanlar sessizce izliyor. Sanki normal bir durum yaşanıyormuş gibi kimse müdahale etmiyor, tepki göstermiyor” diye konuştu.

“Tepki, taciz eğiliminde olanları korkutur”

Psikolog Demir, gösterilecek tepkinin bir nebze de olsa tacizi yapma eğiliminde olan insanların bir şekilde çekinmesine vesile olacağına dikkat çekerek, şunları kaydetti:

“Çünkü tepki göreceğinden korkar, etrafındaki insanların ona fiziksel veya sözlü olarak müdahalede bulunacağını düşünür. Bu da onların bu tür davranışları sergilemesinde bir nebze olsa geri çekilmesinde yardımcı olur. Kadınlara baktığımız zaman kadınlar fiziksel olarak erkeklerden daha güçsüz. Bu da erkeklerin taciz esnasında kadının baskın çıkamamasına sebep olabilir. Sokakta şunu göremezsiniz; Bir kadın sokakta bir erkeği tekme tokat dövemez ama bunu çok fazlasıyla erkeklerde görebilirsiniz. Kadın bu güçsüz düştüğü durumu fizyolojik olarak da psikolojik olarak da ciddi oranda uzun süre yaşar. Ciddi bir desteğe ihtiyaç duyabilir bundan sonraki süreçte, kadın dışarı çıkmaktan korkar, gündelik yaşantısına devam edemeyebilir. Domino taşı gibi çocuklarda da aynı korku yaşanmaya başlayabilir ve toplumsal olarak bu bizim tamamımızın gerilemesine sebep olur. Tacize uğrayan bir kadın yüzde yüz o anı silip unutamaz. Mümkün değil ama yaşadığı anının, travmanın etkisini azaltabilmek mümkün. Kadınların uğradığı tacizin, uğratan kişinin dışında bir de korktukları diğer şey de ailelerin tepkileridir. Aileler kadınlara orada ne işin vardı diyebiliyor. Sanki kadının da bunda bir suçu varmış gibi ve suç büyük oranda kadındaymış gibi yaklaşımlarda bulunabiliyor. Bu da kadınların travmasını çok ciddi oranda etkileyebiliyor. Aileler bu problemin üzerine bir suçlu arayarak gidemez. Özellikle bu suçluyu tacize uğrayan kadın olarak kabul etmemeliler. Bu durum kadınların uğradığı taciz durumunu çok daha travmatik hale getirir. Ailelerin yaklaşımı anlayışlı olabilmek ve duruma çözüm üretebilmek olmalı.”

“Anormal bir durum olduğunun çocuğa anlatılması gerekiyor”

Psikolojik Danışman ve Oyun Terapisti Fatma Yücel de tacizin çocuklar üzerindeki etkisine değinerek, şunları kaydetti:

“Toplumumuzda cinsel istismara veya tacize uğrayan kadınlar aile içi ilişkileri de etkileyebiliyor. Bu tür taciz olayları sosyal medyada çok fazla göz önüne gelen şeyler ve bunu gören çocuklar da bunun ya normal olduğunu, kabul edilebilir bir olay olduğunu gördükten sonra da ileride bu çocuklarda bunlara maruz kalabiliyor. Bu yüzden bu durumun normal olmadığını aslında anormal bir durum olduğunun çocuklarımıza öğretilmesi gerekiyor.”