Antalya Valisi Muammer Türker, Suriyelileri kentte barındırmama konusunda Antalya için özel bir durum olduğunu söyledi. Vali Türker, "Antalya’yı Suriyeliler için bir cazibe merkezi haline getirmemeliyiz" dedi.

Antalya Valisi Muammer Türker, Uygulama Oteli’nde düzenlenen kahvaltında gazetecilerle bir araya geldi. Toplantıda konuşan Vali Türker, Antalya’yı geleceğe taşımada herkese görevler düştüğünün altını çizerek, bu görevin sadece eksiklilerin giderilmesi olarak düşünülmemesi gerektiğini söyledi. Bu şehrin geleceğine yönelik projelerin ortaya konulması gerektiğini belirten Vali Türker, turizm kenti Antalya’da imaj ve tanıtımın önemli olduğuna vurgu yaptı.

Antalya’da birlikte çalışma kültürünün hayata geçirilmesi gerektiğini ifade eden Vali Türker, "Bu birliktelik sonucu kazanan Antalya olsun. Olabildiğince istişarelere önem veren bir yönetim anlayışım var. Yoğun programlarım nedeniyle bu anlayışı fazla yansıtamadım. Elimden geldiği kadar kurumları tanımaya gayret gösteriyorum. Hafta sonları da, akşamları da çalışıyorum. Bu asla bir şikayet değildir. Sahip olduğumuz konumun hakkını vermeliyiz. Kamu kurumlarını tanıma fırsatım olmadı. Yakında konsolosluklarla bir araya geleceğiz. Yoğunluğumuz bizim kendi programımızı yapmamızı elimizden alıyor. Bundan sonra uygun formatlarda, basının bizim yaptığımız işlerinde yansıtılması, kentin potansiyelinin tanıtılması noktasının ve öneminin farkındayım. Bundan sonra çok yakın diyalog halinde olacağız" diye konuştu.

BASINA ÖNERİ

Zaman zaman basın yayın organlarında karamsar bir tablo çizildiğine işaret eden Vali Türker, "Antalya’nın ben bunu haketmediğini düşünüyorum. Hep ileriyi hedeflemek güzel buna itirazım yok. Bulunduğu yerle yetinmemesi lazım. Olmayan bir tabloyu dışarıya yansıtmak kente zarar verir. Hayatın o kadar kötü gittiğini düşünmüyorum. Antalya’da eksiklikler olabilir. Oraları düzeltmek hepimizin ortak görevi. Ama karamsar tablo çizmenin de gereği olmadığını düşünmüyorum. Kaldı ki çok karamsar bir kötü tabloda görseniz, onu düzeltmek için gayret içine girmeliyiz. Bunu hemen afişe edip, Antalya’nın geleceğine etki edebilecek tavrı çok uygun bulmuyorum. Bunu bir öneri olarak algılamanızı istiyorum" şeklinde konuştu.

GÜRÜLTÜ ŞİKAYETİ

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Vali Türker, gürültü ile ilgili bir soruya, "Şehirde dolaştığım her yerde gürültü şikayetini alıyorum. Fırsat buldukça dışarı çıkmaya çalışıyorum. Turizmle bağlantılı aktivitelerden gürültü çıkabiliyor. Gerek burada yaşayan, gerekse dışarıdan gelenler için gürültüyü minimize etmemiz gerekir. Ama burada temel sorun mevzuatlar. Bu konuyla kimin çalışacağı noktada bir açıklık yok. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, belediyeler, güvenlik güçleri gürültü noktasında devreye giriyor. Bu sorunun tek elden yönetilmesi gerekiyor. Kapalı mekanların gece 24.00’dan sonra hiç gürültüsü olmaması gerekiyor. Yalıtımın iyi olması gerekir. Ama bazı yapılarda ruhsat sorunu var. Bu noktada gerekli çalışmalar yapılacak. Münferit olaylara müdahale ediyoruz. Sorun ayrıca masaya yatırılacak" ifadelerini kullandı.

Trafikteki gürültüye de değinen Vali Türker, "Motosikletlerin egzozlarından kaynaklanan bir gürültü var. Bu şikayeti alıyoruz. Bazı yollardan motosikletin geçmesini engelleyemeyiz. Ama bazı noktaların motorlu araç trafiğine kapatabiliriz. Bu düzenlemeleri yapamadığımız sürece zor. Belediye Kaleiçi’nde araç trafiği noktasında bir çalışma yapacak. Esnaftan da çeşitli şikayetler geldi. İlgili kurumlarla konuyu paylaştım. Ne yapabiliriz noktasında çalışacağız" açıklamasını yaptı.

RUSLARA ALTERNATİF PAKETLER

Rusya’da Ruble’nin değerinin düşmesinin uluslararası bir konjonktürün sonucu olduğunu ifade eden Vali Türker, şunları söyledi:

"Bu süreçten herkesin etkilenmesi doğal. Ona doğrudan yapabileceğimiz bir şey yok. Antalya olarak biz yine de turizmden çok ciddi gelir elde eden bir kent olarak, tabiri caizse ’Kuyruğu dik tutmalıyız’. Antalya’ya yaklaşık 3.5 milyon Rus turist geliyor. O coğrafyadan gelen turistlere en iyi şartlarda hizmet vermenin anlayışı içinde olmalıyız. Gerekirse fiyat tarifelerinde değişiklik yapmalıyız. Kamu görevlileri olarak turizmin darbe yememesi için neler yapmamız gerekiyor onun arayışı içinde olmalıyız. Ayrıca farklı alternatifler geliştirmeliyiz. Turizmi çeşitlendirmeliyiz."

"TAŞ OCAKLARI AÇILIMI ÖLÇÜLÜ ŞEKİLDE YAPILMALI"

Vali Türker, kentte hızla taş ve maden ocaklarının açılması ile ilgili olarak şöyle konuştu:

"Tabi güzellikleri üst seviyede olan bir yerde rahatsızlık verici görüntüler var. Antalya’nın ormanlık alan yüzölçümünün yüzde 56’sını kaplıyor. Bu bile çok iyi bir korumanın olması fikrini veriyor. Taş ocakları, maden ocakları iki kademeli sistem var. Mermer ocakları da dahil açılmasının kararını Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü veriyor. Mevzuat ve uygulama yetkisi bizde değil. Bizim fazla bir etkimiz yok. Bu geçmişte yapılan mevzuatların bir kusurudur. Burada temel sorun derdimizi iyi anlatmamız lazım. Kanuni bir yetki varsa bunu yukarıya iyi anlatmamız gerekir. Denetimlerin çok iyi yapılması lazım. Doğal güzelliği ön planda olan Antalya’da taş ocakları açılımı ölçülü şekilde yapılmalıdır. Merkezle yerelin mutlak suretle birlikte çalışmamız lazım."

SURİYELİLERE GEÇİCİ TOLERANS

Vali Türker Antalya’da yaşayan Suriyelilerle ilgili olarak, "Antalya’da Suriyelilerle alakalı yeni bir durum yok. Emniyet Müdürümüzün açıklamasında söylediği gibi Suriyelilere istisna uygulandığı doğru. O geçerliliği koruyor. Uygulama olarak Suriyelileri Antalya’ya kaydetmek yerine bizim üreticilerimizden geçici işçi çok ciddi talepler geliyor. Ucuz ve çalışkan işçiler deniliyor. Suriye ile ters düşecek politikaya girmek istemiyoruz. İşlerini düzgün yapsınlar. Asayişlik olaylara bulaşmasınlar. Birlikte yaşamanın gereğini arıyoruz şimdilik. Ama bunların kalıcı olmaması planlanıyor. 10 bine yakın Suriyeli olduğunu tahmin ediyoruz. Jandarma ve polisin resmi rakamlarında kayıtlı bin 500 kişi var. Suriyeliler daha çok tarım ve inşaat sektöründe çalışıyorlar. Onlara devlet mevzuat kapsamında çeşitli istisnalar uyguluyor. Geçici tedbirler uygulanıyor. Geçici sorun olarak varsayılıyor. Şu andan bir ara dönem uygulanıyor. Asgari ücretin daha altında çalışıyorlar. Tebligatta Antalya’yı terk edin yazıyor. Kamplara gitmeleri isteniyor" dedi.

Antalya’yı Suriyeliler için cazibe merkezi olmaktan çıkarmak istediklerini kaydeden Vali Türker, "Antalya’da yaşayan Suriyeliler, şartların iyi olduğunu söylemeleri ile buraya yenileri geliyor. Kentte niteliksiz iş gücüne ihtiyaç var. Suriyeliler için Antalya’yı bir kriz sorun olmadan cazibe merkezi olmaktan çıkaracağız. Gelenler engellenecek, kalanlar gönderilecek. Buradakilere şu an tolerans gösteriyoruz. Talep nedeniyle. Türk iş mevzuatı gereği ve Suriyelilere istisnalar uygulanıyor" şeklinde konuştu.

"ARZ VE TALEBİN AZALTILMASI LAZIM"

Antalya’nın bazı noktalarında yaşanan uyuşturucu madde sorunun koordinasyonla çözüleceğini kaydeden Vali Türker, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ocak ayı içinde bir toplantı ile bu sorunu masaya yatıracağız. Sorun çok boyutlu. Asayiş, eğitim, ailevi, eğitim, dini ve ahlaki boyutu var. Neresinden bakarsanız bakın, arz ve talebin azaltılması lazım. Buna zaman yoracağız. Narkotimler önemli işle yapıyorlar. Polisiye tedbirlerin yanında geniş açıdan olayı ele almamız lazım. Mücadele çok boyutu yürütülmesi lazım. Meseleyi sadece bir güvenlik ya da sağlık, ekonomik olarak görmüyoruz. Bütün alanları ilgilendiren mesele olarak görüyoruz. AMATEM’lerin kapasitesini arttıracağız. 18 yaş çocuk AMATEM Türkiye’de iki yerde var. Burada bir sorun var. Bunu da aşmalıyız."

VALİLİK KÖMÜR DAĞITMIYOR

Hava kirliliğine de değinen Vali Türker birçok vilayete göre Antalya’nın hava kirliliğinin az olduğunu belirterek, "İklim gereği doğalgaza fazla yönelmiyoruz. Merkez ilçelerde sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları tarafından kömür dağıtılmıyor. Ya da valilik kömür dağıtımı yapmıyor. Bu noktada kömür satışı yapan yerlerin denetimi noktasında gereken çalışmayı yapacağız" dedi. Vali Türker sözlerini şöyle tamamladı:

"Yoğun programlar nedeniyle kendi programımı yapamıyorum. Devlet erkanının buraya olan ilgisi benim çok zamanımı alıyor. Bu şikayet olarak algılanmasın. Protokol işlerinden zaman bulup asli işlerimize yapmamız gereken işlere tam zaman ayıramıyoruz. En fazla sıkıntı çektiğim sorun zaman."