Van Ticaret Borsası (VANTB) Yönetim Kurulu Başkanı Selman Toprak, 23 Ekim Van Depremi’nin yıl dönümünde bir mesaj yayınladı.

Başkan Toprak, depremlerin hayatın artık yadsınmaz bir gerçeği haline geldiğini belirterek, depremle yaşamayı öğrenmemiz gerektiğine dikkat çekti. Başkan Toprak, Türkiye’nin depremler konusunda ciddi sınavlar veren bir ülke olduğunu ifade ederek, “Van Depremi tarihte eşi benzeri görülmemiş bir seferberliğe vesile olması açısından dikkatle analiz edilmesi gereken bir depremdir. Üç yıl önce bugün yaşanan Van Depremi, tüm halkımızın hayallerini, ailelerini, sevdiklerini ellerinden aldı. Evler, binalar, iş yerleri kullanılmaz hale geldi, toplu bir göç hareketi yaşandı. Bu olumsuzluklara rağmen halkımız yaşama ümidini yine de yitirmedi. Bu zor süreçte depremin hemen ilk anlarından itibaren 76 milyon metrekare vatan toprağından, Avrupa’dan, dünyanın birçok yerinden gönlü yüreği açık binlerce insan Van halkının yardımına koştu. Herkes, kadim Van için seferber oldu. 77 milyon halkımızın büyük destekleri ve yardımlarıyla çadırlar, konteynır kentler kuruldu, konutlar kısa bir sürede yapılıp hak sahiplerine teslim edildi. Tüm olumsuzluklara rağmen şehrimiz küllerinden doğdu. Yaşanan her şeye, geçmişte yaşadığımız bu acı tecrübe sayesinde şükretmeyi öğrendik. Bizler ne depremde hayatını kaybeden hemşehrilerimizi, ne fedakar öğretmenlerimizi, ne gazeteci kardeşlerimizi ne de gönüllü sağlık çalışanlarımızı unutmadık, unutmayacağız. Çadır kentlerde, konteynır kentlerde yaşanan insanlık dramları, çadırlarda yanan bebekler, kabus gibi devam eden ve ardı arkası kesilmeyen artçı depremler, gece vakitleri sokaklarda sabahlayan aileler, bisikleti için topladığı parasını depremzede kardeşlerine yollayanlar, Van için stadyumlarda tribün şov yapıp dikkati buraya çekenler, battaniyelere sarılan umutlar, kamyonlar dolusu yardımlar, Van için semaya kalkan eller ve bitmeyen dualar. Bunlar deprem döneminden film şeridi gibi dimağımıza yerleşen fotoğraf karelerinden yalnızca bir kaçıydı. Bizler ne Azra bebeği unuttuk, ne Yunus’u, ne şehit öğretmenlerimizi unuttuk, ne de enkaz altında kalan çiçeği burnunda talihsiz aileleri, masum bedenleri. Japon doktor Miyazaki, gazeteciler Sebahattin Yılmaz ve Cem Emir ile daha nice adsız kahramanlarımız. Onlar bizim gözümüzde, gönlümüzde bambaşka bir yere ve öneme sahip oldular. Depremden çok şey yaşadık ve inşallah çok ders çıkardık. Bugün hala depremin etkileri ekonomik ve sosyal anlamda, şehirleşme ve imarda görülse dahi, zamanla bunların da üstesinden geleceğimize olan inancım tamdır. Binlerce yıllık tarihi geçmişe, Urartular’dan Osmanlı’ya tüm medeniyetlerin izlerini gururla taşıyan Van, tarihinin en büyük imtihanlarından, en zorlu sınavlarından birini milletin yardım ve duaları, hükümetin destekleri, manevi duruşuyla, alnının akıyla kayıplar vermesine rağmen geçebildi. Temennimiz, böylesi felaketlerin bir daha yaşanmaması, depremin ders alınması, yapı denetimi ve inşaat alanında gerekli tüm yasal düzenlemelerin böylesi hayati hatalara mahal vermeyecek şekilde düzenlenmesidir. ‘Deprem öldürmez, bina öldürür’ gerçeğini şiar edinerek kendimizi hazırlamalı ve ona göre hayat şartlarımızı dizayn etmeliyiz. Depremin yıl dönümünde deprem şehitlerimize bir kez daha Allah rahmet eylesin diyoruz, yakınlarını kaybeden aziz hemşehrilerimize başsağlığı ve sabır diliyoruz” diye konuştu.