Gözyaşı Mucizesi

Birçoğumuzun nasıl olduğuna anlam veremeyip, ağladığımızda bizi rahatlatan mucizeye verdiğimiz isimdir gözyaşı…
 
      Vücudumuzda hayati öneme sahip birçok sıvı salgılanır. Bunlardan biri de gözyaşıdır. Gözyaşının muhteşem bileşimi sağlıklı bir görüş için tahmin edilemeyecek kadar önemlidir. Gözümüzde mükemmel bir gözyaşı üretim taşıma ve boşaltma sistemi vardır. Ancak gözümüzdeki mekanizmalar bu kadar değildir: Her göz kırpışımızda göz yüzeyindeki gözyaşı filmi otomatik olarak yenilenir. Bu işlem ortalama her altı saniyede bir tekrarlanır. Hayatımız boyunca da yaklaşık ikiyüz elli milyon defa bu olay gerçekleşir. Fakat her tekrarlandığında bunu hissedemeyiz. Göz kapaklarımız arabanın cam silecekleri gibi görev yaparlar
 
      Üst göz kapağımızın içinde bulunan gözyaşı bezleri günde yaklaşık bir yüksük dolusu sıvı üretir. (Yüksük: Dikiş dikerken, iğnenin batmasını önlemek için parmak ucuna takılan kesik koni biçimindeki araç)Göz kapağımızı her kapattığımızda bu sıvı gözümüzün yüzeyine dağılır. Daha sonra gözyaşı gözümüzün buruna yakın köşesinde bulunan kanallar aracılığı ile burun boşluğuna akar. Çok ağladığımızda, duygulandığımızda bu kanallar tümüyle gözyaşı ile dolduğundan gözyaşımızı burun boşluğuna iletmekte yetersiz kalır ve fazlası damlalar haline yanaklarımızdan süzülür.
 
    Gözyaşının % 98,2’si sudur. Gözyaşı içinde farklı oranlarda farklı maddeler bulunan çok özel bir sıvıdır. Bu sıvı bileşenlerinin varlığı iyi ve net bir görüş için şarttır. Bileşenlerin miktarında ya da yapısındaki ufak bir farklılık olduğunda göz kolaylıkla mikrop kapabilir ya da gözümüz net görme özelliğini yitirebilir. İşte mucize diyebileceğimiz gözyaşının olması yetmiyor bide bileşenlerin içindeki oranda önem taşıyor.
 
   Çok karmaşık bir yapıda olan gözyaşını oluşturan bileşenler, 3 katmandan meydana gelmiştir.
  1)Yağ Katmanı: Gözyaşının en üstte yer alan katmanıdır. Bu sayede hemen altında bulunan sıvı katmanın buharlaşarak fonksiyonunu yitirmesini ve gözyaşının alt göz kapağından akıp gitmesini engeller. Yağ salgılayan bezlerin bulunduğu katman çok ince olmasına karşın gözyaşının dışarı akmasını ve buharlaşmasını başarıyla engellemektedir. Peki, kim gözyaşının üzerine buharlaşma etkisini hesap ederek böyle bir kaplama yapmıştır? Bu kadar özel bir tasarım nasıl ortaya çıkmıştır?
 
2) Sıvı Katman: Bu katman gözyaşının temel katmanıdır. Yağ tabakanın hemen altında ortada yer alan tabakadır. Üç katman arasında en kalın olanıdır. İçinde Tuzları proteinleri ve lizozim adlı özel bir kimyasal maddeyi barındıran karmaşık bir yapısı vardır. Gözün kornea tabakasını besleyen Oksijeni taşır, atık ürünleri korneadan uzaklaştırır korneada oluşabilecek enfeksiyonları engeller.  
 
3) Mukus Katmanı: Göz yüzeyinde bulunan konjuktiva adlı ince zardaki hücreler tarafından üretilir. Gözün hemen üzerinde yer alır gözyaşının en alttaki katmanıdır. Üzerinde yer aldığı epitel yüzeyi hidrofobiktir yani suyu sevmeyen iten bir yapısı vardır.
 
   Zaman zaman bizi rahatlatmakla kalmayan gözyaşının görevleri de saymakla bitmez. Göz yüzeyini nemlendirerek kurumasını ve tahriş olmasını önler. Değerine paha biçilemez dezenfektan özelliği ile bakterilerden ve enfeksiyonlardan korur. Mikroskopik olarak pürüzsüz olmayan göz yüzeyini pürüzsüz bir optik yaparak görmemizi koylaşlaştırır. Gözün kornea bölümündeki ihtiyaç duyduğu oksijen ve diğer besinleri sağlayarak görevlerini yerine getirir.
 
   Mucizevî gözyaşımızı mutsuz günlerimizde ağlamakla değil sevinç gözyaşlarımızda kullanmayı Allah Teâlâ’dan niyaz ederim…