BASIN VE HABERCİLİK HİZMETİNE İLTİFAT MI?
Değerli okurlar öncelikle şunu ifade edeyim: Her zamanki gibi anlatacaklarımı açık-seçik, sözü çevirmeden ve net anlatacağım.
Şimdi geçtiğimiz Cumartesi gününden itibaren bazı yerel basın sitelerinde KMÜ Rektör Adayı Prof. Dr. Ali Şahin hocanın konu ve/veya “konu mankeni” edildiği bir seri haberler yayınlandı.
Ali Şahin hocayı hem üniversitede hem şehirde herkes tanır ve sever: Akademik ortamların hassaslığından dolayı KMÜ Rektörlük seçiminin bir arenaya çevrilmemesine en çok katkı sağlamış bir lider öğretim üyesidir. Makam davası gütmeyen hizmet sevdalısı bir insandır. Hep hoş bir sadâ bırakmak ister.
Yukarıda bahsettiğim haberlerde 15 Temmuz olaylarından sonra YÖK’ün malum gerekçeyle bütün dekanların istifasını istemesinden sonra KMÜ Rektör Adayı Prof. Dr. Ali Şahin’in neden Rektörlükçe bu istifalardan istifade ile yeniden Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanlığına vekâleten teklif edilmediği ve neden yerine karşısında yine Rektör Adayı olan Prof. Dr. Osman Çevik’in teklif edildiği sorgulandı.
Bu haberlerden hiçbirine Rektör cevap vermedi.
Ta ki içinde başka bir öğretim üyesinin de adının geçtiği bu haberlerden birine üniversitenin sitesinden verdiği “Basın ve Habercilik Hizmeti Gerçeğin Peşinde Koşmaktır” başlıklı resmi cevapta Rektör Prof. Dr. Sabri Gökmen o öğretim üyesinin neden yeniden teklif etmediğini, makul gerekçeleri olduğunu bütün detaylarıyla güzelce cevapladı. Fakat Prof. Dr. Ali Şahin ile ilgili soruların hiçbirine yine cevap vermedi ama bu cevabi açıklamada:
 “Rektörlüğümüz dekan tekliflerinde ve diğer atamalarda liyakat, tecrübe, insan onuruna saygı, farklılığa tahammül gibi evrensel insanî ölçütlerle hareket etmektedir. Son görevlendirmelerde de bu kriterlere bağlı kalınmıştır.” Şeklinde bir ifade kullandı. 
Bu da Ali hocaya ilişkin neden yeniden atama teklifi yapılmadığı hakkındaki eleştiri ve sorulara cevap vermeyen Rektör Prof. Dr. Sabri Gökmen’in KMÜ Rektör Adayı Prof. Dr. Ali Şahin’e yaptığı bir hakareti değil miydi? Nitekim haberlerden birinde, Rektörün açıklaması için “Bu Resmen Hakaret” olarak algılandı denildi.
Şimdi bütün bu olaylar sonucu:
1- Ben Sayın Rektör Prof. Dr. Sabri Gökmen’in “liyakat, tecrübe, insan onuruna saygı ve farklılıklara tahammül”ünü tartışmaya açmam ama yıllarca beraber çalıştığı, eni-sonu KMÜ’ye Rektör Adayı olmuş Prof. Dr. Ali Şahin’e bu yaptıklarını kendisine yakıştırabilmiş midir?
2- Kendisi de KMÜ Rektör Adayı olan Prof. Dr. Osman Çevik’in, KMÜ Rektör Yardımcılığı(1), KMÜ İktisat Fakültesi Dekan Vekilliği(2), Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Karaman İl Temsilciliği(3), Atatürk Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Karaman İl Temsilciliği(4), İşletme Bölümü Başkanlığı(5), Sayısal Yöntemler Anabilim Dalı Başkanlığı(6) ve daha birçok kurul üyeliği görevlerine ilave bir de 7. olarak KMÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan Vekilliğini kabul etmesi yukarıda sıralanan “insanî ölçütler” yönünden kendisini sorgulanır hale getirmemiş midir?
Kendisine Sayın Rektör bu görevi de teklif ettiğinde, hocam bu kadar görevi ben nasıl yapabilirim, beni yorup hasta edebilir hem de Prof. Dr. Ali Şahin hoca da benim gibi rektör adayı, onun yerine beni teklif etmeniz etik olmaz, centilmenlik kurallarına aykırıdır dememiş midir?
Hocam bizler hepimiz dekanlıklarımızdan FETÖ/PDY temizliği için istifa etmiştik. Bundan istifade ile Ali Hocayı böyle bir süreçte yeniden teklif etmemek yanlış anlaşılır, töhmet altında bırakır, ayıp olur dememiş midir?
Yoksa hocam aman çok teşekkür ederim, fırsat bu fırsat, en güçlü rakibim o, sen tut da ben şöyle bir yıkayım falan mı demiştir?
Burada Ali Hocaya bütün bu yapılanlar kardeşlerinin Yusuf Aleyhisselam’a yaptıklarından farksız mıdır? Ali Hocayı tanırım, yarın Rektör olsa Yusuf’un kardeşlerine dediği gibi “Bugün size kınama yoktur” diyebilecek hassas bir insandır.
Şairin dediği gibi:
Rabbim köleyi sultan eder, sultanı köle,
Şaşıp kalır Yûsuf’a el uzatan bu hâle.

Prof. Dr. Ali Şahin hocanın kendi köşesinde yayınladığı 14 Haziran 2016 tarihli “Cesaretin Kaynağı“ başlıklı yazısının son cümlesini de burada paylaşmak isterim: “Rektör Adaylığının denkliğini kabul edemeyenler Rektörlüğün farkını hiç taşıyamazlar”

Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesinde bütün bu olanları, Sayın YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç başta olmak üzere bilmesi gerekenlerin bilmediğini sananlar yanılıyor olamaz mı?

3- Buraya kadar okumuşsanız tebrik ederim, unutmadım bu yazının başlığına geleyim: 
Ey Rektörün ilgili bir habere verdiği cevabın içinden yalnızca Ali hocaya hakareti bulup çıkaran veya bir kısmı önce haber yapıp sonra sipere yatan basın ve medya mensupları! 
Peki, bu resmi cevabın “Basın ve Habercilik Gerçeğin Peşinde Koşmaktır” adlı başlığı Basın ve Habercilik Hizmetlerine iltifat mı idi? Yoksa İletişim ve Habercilik dersinizi aldınız mı? 
4- Etik mi dediniz? Onur mu dediniz? Haysiyet mi dediniz? Vakar mı dediniz? 
Karar verin, karar. Samimi olun, yeter.
5- Ali Hoca mı? Ali Hoca bugün yine KMÜ Rektör Adayıdır. O yalnızca Allah’a CC güvenip çıktığı yolunda tedbirini aldıktan sonra yine O’na tevekkül ediyor.
Vesselam.

Adil Büyükönder