Av. İsmail Atakan Ünver;  “Son hafta içerisinde şehrimizin çeşitli yerlerindeki billboardlara ve belediye otobüs duraklarının reklam alanlarına asılan bazı afişler, hem bizim dikkatimizi çekmiş hem de vatandaşlarımızın şikayetine sebep olmuştur. Tarafımıza iletilen bu yoğun şikayetler nedeniyle Karaman Belediyesinin billboard kullanımı hakkında değerlendirme yapmak ve bu  değerlendirmelerimizi, kamuoyumuzla ve hemşerilerimizle paylaşmak ihtiyacı doğmuştur. Söz konusu afişlerde, sayın AKP milletvekilleri ile sayın belediye başkanının resimlerine, Karaman Belediyesi' nin logosu ile birlikte yer verilmiştir. Arka planda da uçak, tren, stadyum ve  duble yol resimleri, "Söz verdik... Karaman için elele verdik." yazısı ile birlikte dikkati çekmektedir. Afişlerde Karaman Belediyesi'nin logosunun  kullanılması, bu afişlerin, Karaman Belediyesince bastırılmış ve astırılmış olduğunu düşündürtmektedir. Tüm Karaman Halkı gibi, biz de Sayın Belediye Başkanının, "tüm Karaman'ın ödediği içme suyu bedeli, emlak vergisi, çevre temizlik vergisi vs.' den elde edilen Belediye gelirlerinin, bu şekilde, mensup olunan parti ile milletvekillerinin reklamını ve propagandasını yapmak için harcanmasının, belediye başkanlarının üzerinde taşıdığı, Şehremini, Şehrül-Emin sıfatına uygun düşüp, düşmediği" hakkındaki düşüncesini merak ediyoruz.  Eğer bu afişleri, kendi cebinizden veya partinizin kaynaklarından yapıyorsanız, o zaman Karaman Belediyesi'nin logosunu bu afişlerden kaldırınız, kaldırtınız. Çünkü o logo, size oy versin ya da vermesin, hangi siyasi düşünceye ve partiye gönül vermiş olursa olsun tüm Karaman Halkı'nı temsil etmektedir. Sadece sizin değil, tüm şehrin ortak değeri olan Karaman Belediyesinin ve logosunun, siyasi manipülasyonlara ve parti propagandasına alet edilmesi, temsil ettiği değerlere uygun düşmemektedir. Afişte yer verilen yatırımlar, genel bütçeden yapılan veya yapılması düşünülen yatırımlar olup, aralarında belediye projesi bulunmamaktadır. Ortada bir yerel seçim de olmadığına göre, sanırım, bu afiş/reklamlarla erken seçim hazırlığı yapılarak algı oluşturulmak isteniyor. Söz konusu afişten hareketle, algının bir parçası olarak kullanılan hızlandırılmış tren projesi, henüz tamamlanmamış ve hizmete sokulmamış bir yatırımdır. Yapılması planlanan havaalanının ise yatırım programına alındığı, bütçeden pay ayrılarak ihale edildiği ve yapım aşamasına geçildiğine dair kamuoyu ile paylaşılmış bir bilgi yoktur. Bugünkü hali ile bu yatırımın da gerçekleşebilmesi için uzun yıllara ihtiyaç duyduğu muhakkaktır. Yine yapılması düşünülen stadyum, bugün için Karaman'ın ihtiyaç duyduğu elzem bir yatırım değildir. Üstelik Kemal Kaynaş Stadyumu'nda yenileme çalışmaları yapılmış ve yapılırken. Profesyonel liglerde takımı olmayan bir  şehir olarak Karaman, öncelikle bu seviyeye yükselmeyi başarmalıdır. Belediye olarak, başta amatör futbolun altyapısı olmak üzere, Karaman'da sporun gelişimi için çaba sarfetmeniz ve bu noktada elde edilen başarılarla övünmeniz daha isabetli olur. Duble yollar ise AKP iktidarının övüne övüne bitiremediği, üzerinde çokça konuşulan ve belediyecilikle alakası bulunmayan bir devlet yatırımıdır. Afişte yer verilen, yapımına başlanan veya henüz başlanmayan yatırımlar gerçekleştiğinde, elbette hepimiz memnun oluruz. Bu meyanda önce vergi ödeyen milletimize ve bu vergileri yararlı hizmetlerde kullanan devletimize, sonra da yapılmasına vesile olanlara ve katkıda bulunanlara şahsımız ve Karamanımız adına teşekkür ederiz. Ancak bu teşekkür sırasında, Karaman Belediyesi, en son akla gelecek kurumdur. Zira bu yatırımlar, yapıldığı takdirde, genel bütçeden yapılmış yatırımlar olacağından, Karaman Belediyesinin değil, vergisini ödeyen hemşerilerimizin ve yurttaşlarımızın eseri olacaktır. Bu nedenle devlet kurumlarını idare edenler, kendi eserleri ile övünmeli, başkalarından rol çalmaya çalışmamalıdır. Kaldı ki iki ay önce bir genel seçim yaşadık. Her ne kadar AKP, ülkeyi yönetmeye devam etse de 13 yıldır sürdürdüğü tek başına iktidar olma şansını, meclis aritmetiğine göre, kaybetmiştir. Hal böyle olunca kurulacak yeni hükümette kimlerin yer alacağı ve başlayan veya başlamayan yatırımların gerçekleşmesine kimlerin vesile olacağı belli değilken, yapılan bu davranış siyasi etiğe ve nezakete de uygun düşmemiştir.  Osmanlı'da ve Cumhuriyet öncesi Türkiye'de günümüz belediyelerinin işlevlerini gören idareye "Şehremaneti", bu idarenin başındaki kişiye de "Şehremini", bir başka söyleyişle de "Şehrül- Emin"denildiğini hatırlatır; bu sıfatın; "bir şehrin güvenilen idarecisi olmak; idare ederken, Hazreti Ömer gibi âdil, Hazreti Ebu Bekir gibi sadık, Hazreti Ali gibi vefalı ve yiğit olmak; bir şehrin halkına hizmet ederken hakka, hakka hizmet ederken halka hizmet ettiğini bilen olmak; hak pişirmek, hak dağıtmak, hak gözetmek" anlamlarına geldiğinin bilinmesini isterim” dedi.