Kerim (30) ile Ali Haznadar (34) kardeşler, geçtiğimiz yıl 28 Ekim'de meydana gelen kazada maden ocağında 16 arkadaşıyla mahsur kaldı. Yürütülen çalışmalar kapsamında olaydan 10 gün sonra Kerim Haznadar'ın, 38 gün sonra da Ali Haznadar'ın cansız bedenine ulaşıldı.
İki evlat acısı yaşayan Saadet ve Şükrü Haznadar çifti zor günler yaşıyor. Bir yıl geçmesine rağmen olayın sıcaklığını hala yüreklerinde hisseden çift, evlatlarının acısını hatıralarıyla bastırmaya çalışıyor.
"Gündüz ile gece birbirine karıştı"
Şükrü Haznadar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bir yıldır oğullarının bu acıyla yaşamaya çalıştıklarını söyledi.
Olayı sanki her gün yine oluyormuş gibi hissettiğini ifade eden Haznadar, "Evlatlarımız gitti, hayatımız karardı. Canımın parçası, ciğerimin parçası gitti. Bu acı hiçbir şeye benzemiyor. Evlat acısı çok zor" dedi.
Yoklukla, sefaletle büyüttüğü oğullarının avuçlarının içinden kopup gittiğini aktaran Haznadar, torunlarının boyunlarının bükük kaldığını anlattı.
O günden sonra gündüz ile gecenin birbirine karıştığını anlatan Haznadar, şöyle devam etti:
"Gerekli tedbirler alınsaydı madende bu olay yaşanmazdı. Çocuklarımın hayalleri gözümün önünden hiç gitmiyor. Bizler mezar taşlarıyla bayramlaştık. İki evlat acısı çok zor. Bedeninize bir diken batsa farklı, iki diken batsa farklı. İki evlat gider de acı olmaz mı? İnsanın dünyası kararmaz mı? Aynı kömür karası gibi insanın dünyası kararır. İki evlat kaybetmişim. Onların fotoğraflarıyla hasretimizi dindirmeye çalışıyoruz."
Anne Haznadar ise bacası olmayan ateşin içinde yandığını, evlatlarının yokluğuna alışamadığını söyledi.