Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma günü dolayısıyla basın açıklaması yapan Türk Kadınlar Birliği Karaman şube Başkanı Nevin Tümene, “Bugün ‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma’ günü, olmasını istemeyeceğimiz bir gün. Bu kelimeyi hiç bilmeseydik dediğimiz gün. Neymiş kelimenin anlamı? ‘Şiddet veya Yeğinlik, temel dürtü ve varoluş gereği savunma veya karış savunma harici daha çok insanlarla ve topluluk halinde yaşayan hayvanlarla grup içi otorite sağlamak için diğerlerinin varlığını tehdit unsuru görmek ve onu bu konuda denemek, daha doğrusu sindirmek için karşı tarafa uygulanılan zarar vermeye yönelik psikolojik davranış türüdür’ Oysa kadına karşı kullanılan anlamına bir bakalım, üstelik 6 farklı anlam yüklemişiz;  Fiziksel şiddet: Yumruklama, tokat atma, vurma, ısırma, çimdikleme, tekmeleme, saç çekme, itip kakma, yakma, boğazını sıkma, bir aletle vurma. Ekonomik şiddet: Ekonomik özgürlüğü kısıtlama, eve para bırakmama veya çok az bırakma, sürekli hesap sorma, parayı kullanarak aşağılamaya çalışma. Sözel şiddet: Yıkıcı eleştiri, bağırma, alay etme, suçlama, isim takma. Psikolojik şiddet: Küsmek, baskı uygulamak, intihar etmekle tehdit, çocukları uzaklaştırma, arkadaşlarınıza, ailenize sizinle ilgili yalanlar söyleme, onları görmenizi engelleme,  güveninizi kırma, bilgi saklama, kıskançlık, gözdağı verme. Cinsel şiddet: İstenmeyen cinsel davranışları yapmaya zorlama, istemediğiniz halde cinsel ilişkiye zorlama, cinsel yöneliminize bağlı davranışlarınızı değersizleştirme, taciz etme, cinsel ilişki sırasında güç kullanma” dedi.

FLÖRT ŞİDDETİ

Tümene, “Flört şiddeti: Öfke patlamaları yaşamak, hoşgörüsüzlük. Olayların sorumluluğunu üstlenmeme, hatalarını kabul etmeme, cinsiyetçi bir tavra sahip olma. Genel olarak denetleyici, baskıcı, kısıtlayıcı davranışlar sergileme, gittiğiniz yeri, görüştüğünüz kişiyi, yaşam kararlarınızı kontrol etme arzusu. İstediği olmadığında küsme, surat asma, kendini acındırma, duygu sömürüsü. Dünyanın onun etrafında dönmesini, her zaman onu ve isteklerini kendi isteklerinizin önünde tutmasını bekleme. Sizin fiziksel, duygusal, cinsel sınırlarınıza saygı göstermeme, ihlal etme, ‘yapma’ dediğiniz şeyleri bilerek ve zorlayarak yapma. Aşırı kıskançlık ve kıskançlığı normal gibi sunma” ifadelerini kullandı.

ERKEKLERİN GÜÇLENMEK İSTEMESİ ŞİDDETE YOL AÇIYOR

“Artık şunu biliyoruz ki, kadına yapılan hangi şiddet olursa olsun, erkeklerin egemenliklerini güçlendirmek istemeleri şiddet davranışına yol açıyor” diyen Tümene sözlerine şöyle devam etti:  “Bunun sosyal konumu, eğitim düzeyi, gelir seviyesi arasında hiçbir farklılık olmadan yaşandığı görülmektedir. Şiddet ortamında büyüyen nesillerin de şiddet eğiliminde olduğu artık bilimsel bir gerçekliktir. Zafiyetlerini kadın üstünde kurabildikleri baskılar nispetinde artırabiliyorlar.  Erkeklerin zaman zaman toplum içinde beğendikleri, takdir ettikleri, yanında olsa gurur duyacakları kadın tipiyle evlenmedikleri görülmektedir. Bu durum belirtilen şiddet türlerinin yaşanmasına ortam hazırlayabilmektedir. Bu durumun kanıksanarak normalleşmesi ayrıca üzüntü yaratmaktadır.

Şiddetin her geçen gün arttığı günümüzde, yine iş kadına düşüyor. Yetiştirmekte olduğumuz oğullarımızı, kadınlara sadece eş olarak değil her ortamda saygı göstermeleri konusunda bilinçlendirmeleri gerektiği anlaşılmıştır. Aynı şekilde kızlarımızı da birey olarak değerli olduğu kendisini sadece kurban rolünde görmemesi gerektiği öğretilmelidir. Dernek olarak, hangi şiddet uygulanırsa uygulansın kadına yapılan her şiddeti kınıyoruz.”