Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Konferans Salonunda gerçekleştirilen gösteriyi KMÜ Genel Sekreteri Ahmet Tüfekci, üniversite personeli ve öğrenciler takip etti.

Kültür Bakanlığı tarafından meddah kültürünü layıkıyla temsil etmesi nedeniyle “Geleneksel Tiyatro Sanatçısı Meddah” unvanı verilen ve UNESCO tarafından “Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcı Dünya Sanatçısı” olarak kabul edilen Yusuf Duru, otuz yıldır sahnede olduğunu ve yirmi yıldır geleneksel Türk tiyatrosuyla uğraştığını ifade etti. 

Gönül diliyle meddahlık

Türkiye’de ve dünyanın çeşitli yerlerinde beş bine yakın sahne aldığını belirten Meddah Yusuf Duru, Avrupa’da gerçekleştirdiği bir sahne gösterisinde kendisini dinlemeye gelen yabancılardan birisine Türkçe anlayıp anlamadıklarını sorduğunda “O kadar güzel ve gönül diliyle anlattınız ki anlamamak ahmaklık olur.” yanıtını aldığını söyledi.

“Gönül diliyle kime seslenseniz seslenin kesinlikle iletişim kurarsınız. Çünkü kelimelerin ruhu vardır.” diyen Ünlü Meddah, “Bizi eşref-i mahlukat yapan en önemli özelliğimiz gönlümüz. Çünkü yere göğe sığmayan Allah, kulunun gönlüne sığıyor. Gönlünüz aşkın ve mücadelenin yeridir. O yüzden gönlünüzü sürekli taze tutmalısınız.” şeklinde konuştu.

Meddah Yusuf Duru, Türk toplumunda uzun süredir mücadele ruhunun unutturulmaya çalışıldığından şikayet ederek hayatın bir mücadele olduğunu ve hayat gayesinin gönülleri birleştirmek üzerine kurulması gerektiğini ifade etti.

Aşk kutsal bir duygudur

Türkiye’de gençliğin aşkı unuttuğunu ve aşkın mecrasının değiştirildiğini söyleyen Yusuf Duru, Leyla ile Mecnun örneğini vererek “Kadın dediğin Fatih’i tek, fethi zor olmalı. Aşk, kutsal bir duygudur.” dedi.

Beşeri aşkın insanı olgunlaştırdığını iddia eden Yusuf Duru, aşk yaşayan kişinin artık kendinden başkasını düşünmeye başladığını, kendi nefsi için yaşamayı bıraktığını ve sorumluluk duygusunun gelişerek insanlık için çalışmayı tercih ettiğini belirtti. Yusuf Duru, kardeşini kendisinden fazla düşünmeyen kişinin de gerçek Müslüman olamayacağını sözlerine ekledi.

Gösterisinde Çanakkale şehitlerini de anan Meddah Yusuf Duru, “Çanakkale’yi okudunuz mu, yaşadınız mı ya da hissettiniz mi?” diye sordu. Kına gecelerinde çalınarak oynanan 15’li türküsünün aslında bir ağıt ve Çanakkale’ye giden 15-16 yaşlarındaki gençler için yakılmış bir Tokat türküsü olduğunu söyleyen Duru, “Çanakkale’nin bu yıl 100. yılı. Çanakkale’yi unutmayacağız, unutturmayacağız. Siz de 100 yıl önce Çanakkale’de canlarını veren askerlerimize vefa borcu olarak üç gün boyunca sofranıza boş bir tabak koyun. Soranlara ‘Şehitlerimizden biri bize üç gün boyunca misafir’ deyin. 253 bin kaybımızın olduğu Çanakkale’ye vefa borcunuzu unutmayın.” dedi.

Çanakkale’de bir metrekareye 6 bin mermi düştüğünü ve askerimizin bu mermilerden kaçabileceği hiçbir yeri bulunmadığını söyleyen Duru, “Üç gün içerisinde topraklarımıza 90 bin ton mermi atılmış. Dünya tarihinde bu kadar çok merminin havada birbirine çarptığı bir savaş daha olmamış.” diye konuştu.

Yusuf Duru, Çanakkale’de bir Türk askerinin şehit olana kadar her gece okuduğu ve düşman saflarının da dinlediği “Şu uzun gecenin gecesi olsam / Sılada bir evin bacası olsam / Dediler ki nazlı yarin pek hasta / Başında okuyan hocası olsam” türküsünü dinleyenlerle paylaşarak “Gönlünüzü asla ihmal etmeyin. Gönül Çalap’ın tahtıdır. Aşkınız daim, yüreğiniz kavi olsun.” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

Meddah Yusuf Duru’ya plaket takdim edilmesiyle etkinlik sona erdi.