Hani şu iki de bir zenginlerin gazını alan dergiler vardır bilirsiniz ya da en azından televizyon denen kanalizasyonda isimlerini duyduğumuz. Adı bazen Forbes, bazen Capital bazen de The Economist olan ve sözüm ona küçük dağları biz yarattık diyen Karun’un torunlarından bahseden renkli dergiler. Tabi ki  biz işçi ve memur takımını ilgilendirmediği için kapağından ötesine geçmez ya da geçemeyiz. Hem ne ilgilendirir ki bizi öyle ya.

       Öyle demeyin. Akıllı adam hem Dünya da ki hem de yanı başında ki zengini fakiri iyi bilmeli ki ona göre şükretmeli ve ona göre seçmeli eşini, dostunu belki de haline şükretmesi gereken onlarca durumu. Bilmeli ki övünmeli bizim memleketimizin zengini sizin memleketin zengini döver(!) diyebilmeli ve her yediği ve içtiğine para öderken ona göre parasına para katmalı bizden zannettiği zengin ağabeylerinin kasasına.

      Gerçi son on yıldır nerede ise herkesin zengin olduğu ya da kendini zengin zannettiği Türkiye de ve Karaman’da kim kimden daha zengin ya da kim asıl zengin tespit etmek hayli zor gibi görünse de; paraya susayınca bankaların ikram ettiği tuzlu suyu içtikçe daha çok   susayan hatta ömür boyu bankanın dümen suyuna su parası ödemek zorunda kalan sonradan görme kredi kartı zengini Anadolu Çocuklarını saymazsak kimlerin zengin olduğunu üç aşağı beş yukarı söyleyebiliriz aslında.

      Yazının başlığını okur okumaz ben zaten biliyorum Karaman’ın zenginlerini. Yıllardır aynı adamlar. Aynı yüzler. Vergi rekortmenliğini kimseye bırakmayan malum abiler. Falan fabrikanı başındaki filanla; bilmem hangi dükkanlar zincirinin ortağı filan olsa gerek. Yok bizim bilmediğimiz yeni toprak ağaları, market babaları ya da firma sahibi zenginler türedi ise merak ettim doğrusu dediğinizi tahmin etmiyor değilim.

      Aslını söylemek gerekirse Karaman’ın en zengin aileleri yeni zengin olmuş değiller. Öyle ki zenginlikleri bilmedikleri, görmedikleri dedelerinden kalan mirasa dört elle sarılan ve o miras hürmetine zenginliklerine zenginlik katan kişiler. Dışarıdan baktığınızda  nerede ise hepsinin zenginlik sebebi, zengin oluş şekli ve zengin olma çabaları dünyada ki diğer zenginlerle aynı. Genelde aynı şeyleri giyen, aynı şeyleri konuşan ve aynı mekanlara takılan aileler.

        Çoğunun anlamadığı , anlayamadığı bir şey var ki bu ailelerin yıllardır ne kaybettiği, ne de zarar ettiği hiçbir ekonomi dergisinde ya da yerel gazetelerde yazmadı yazılmadı. Doğrusu nerde, neyi, nasıl elde ettiklerini tespit edememiş olacaklar ki kazançlarının miktarını ve nerede olduklarını yazmadılar bir türlü. İsteseler de yazamazlar zaten. O kadar kolay değil Karaman gibi bir şehrin zenginlerinin kazancını sormak, sorgulamak hele ki kuşe kağıt dergiler de yazmak yazdırmak.

       Kim ne yazar, kimi söyler, kimden zengin diye bahseder bilemem ama benim bildiğim tek bir şey var o da “Karaman’ın hatta Türkiye’nin, belki de Dünyanın en zengin insanları. Ter temiz bir abdest alarak, bazen tek başına çalıştığı iş yerinde  , bazen çolu çocuğuyla evinde , bazen de arkadaşları ile birlikte cami de sırf Allah istiyor diye beş vakit namazını kılanlardır.”

       “Parasız da olmuyo ki gardaş” dediğinizi duyar gibiyim. Güldürmeyin adamı. Delinin dediği gibi .”Yemişim en lüksünden arabasını, en akıllısından evini, deste deste parasını, ağaçları meyveden yıkılan bağları, bahçeleri, şaşalı apartmanları, camekanlı dükkanları, toz kondurmadığınız hanları, her sene ikiz doğuran hayvanları, bilmem hangi kurumun en üst makamını, başkanlığı, patronluğu …”

      Sen bugün -sabah namazını kıldın mı- onu söyle ?