Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Üretim Yönetimi ve Pazarlama Anabilim Dalı Başkanı ve aynı zamanda üniversitenin rektör yardımcısı olan Prof. Dr. Kemal Esengün’ün, yardımcı araştırmacılar Prof. Dr. Osman Çevik ve Yrd. Doç. Dr. Orhan Gündüz ile birlikte yürüttüğü Karaman İli Organize Sanayi Bölgesinde Çalışan İşçilerin Yapısal Özellikleri, Sorunları ve Beklentileri başlıklı proje ilginç sonuçlar ortaya koydu.

Üniversitenin Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu tarafından desteklenen proje, Organize Sanayi Bölgesi çalışanlarına yönelik yapılan ilk araştırma niteliği gösteriyor. Proje kapsamında Organize Sanayi Bölgesinde imalat sektöründe çalışan 521 ve hizmet sektöründe çalışan 93 kişi olmak üzere toplam 614 çalışanla ve 42 işverenle 2012 yılı haziran ayında yüz yüze görüşme yapıldı.

Karaman’daki işgücünün önemli bir bölümünün yer aldığı Organize Sanayi Bölgesini mercek altına alan proje, ilimizin ekonomik yapısına ışık tutarken sorunları ortaya koydu.

Araştırma kapsamında görüşülen OSB çalışanlarının % 60.6’sı erkek, % 39,4’ü ise kadın ve büyük çoğunluğu (% 86.5) Karamanlı.  Çalışanların % 49.7’si ilkokul mezunu ve % 72.8’i alanlarıyla ilgili herhangi bir eğitim almamış. Çalışanların % 66.4’ü günde 7-9 saat, % 25.2’si 12-14 saat çalışmakta. Çalışanların yaklaşık yarısı (% 49.8) işyerinde fazla mesai yapmazken % 35.3’ü günde 4-7 saat arasında fazla mesai yapmakta. Fazla mesaiye kalma konusunda kararı kendisinin değil, yönetimin verdiğini ifade edenlerin oranı % 69.1. Çalışanların % 51.5’i ayda dört gün, % 15.5’i ise ayda iki gün izin kullanmakta. Çalışanların % 44.8’i bebekli bayanlara süt izni verildiğini söylerken % 32.7’si süt izni verilmediğini ifade etmekte. Çalışanların % 64.5’i ramazan ayında hamile bayanlara yemek imkanı sunulduğunu söylemekte, % 17.3’ü ise böyle bir imkanın verilmediğini dile getirmektedir.


Çalışanların % 60.8’i çalışma koşullarından memnun iken % 39.4’ü memnun değil. Bununla birlikte çalışanların çoğunluğu (% 59.6), aldıkları maaşı yetersiz buluyor. Çalışanların % 63.7’si 501-700 TL arasında, % 24.9’u 751-1000 TL arasında, yaklaşık % 10’u ise 1000 TL’nin üzerinde maaş alıyor. 

Araştırmanın yapıldığı OSB çalışanlarının % 44.1’i üretim, % 12.7’si paketleme-ambalaj, % 3.3’ü de depoda çalışıyor.

Araştırma, işverenler için de önemli bulgular ortaya koyuyor. Buna göre Karaman OSB’de görüşme yapılan 42 işverenin tamamı erkek. İşverenlerin yarısı 20 ile 34 yaş aralığında, % 79’u ise 44 yaşın altında. İşverenlerin % 31’i 1-5 yıl arası tecrübeye sahip ve mesleklerinde oldukça yeni. 6-10 yıl arası tecrübeye sahip olanların oranı % 26.2, 11-15 yıl arası tecrübeye sahip olanların oranı % 14.3, 16-20 yıl tecrübeye sahip olanların oranı % 9.5, 21 yıl ve üstü tecrübeye sahip olanların oranı ise % 19. Karaman OSB’de işverenlerin en fazla faaliyet gösterdikleri alanlar makine, inşaat ve bisküvi sektörleri iken en az faaliyet alanları mobilya ve tekstil. İşverenlerden yaşça daha olgun olanlar bisküvi sektöründe faaliyet gösterirken genç girişimciler makine ve inşaat sektöründe faaliyet gösteriyor. İşverenlerin % 50’si üniversite mezunu, % 40’ı ortaöğretim mezunu ve % 10’u da ilkokul mezunu. Karaman OSB’deki işverenlerin büyük çoğunluğu çalışanların performansından memnun iken, % 29’u memnun değil. 

İşverenler yerel yönetimden OSB ve şehir hattında raylı sistem kurulması konusunda düzenleme bekliyorlar. OSB yönetiminden ise yollar, sosyal tesis, yeşil alan gibi konularda girişim talepleri var. İşverenlerin devletten beklentileri daha çok mesleki eğitime yönelik projeler ortaya konması, çalışanların niteliğinin artırılması ve toplu konut inşası yolunda. İşverenler, Karaman Organize Sanayi Bölgesinin en büyük sıkıntısı olan kalifiye eleman bulma konusunda Karaman’ın cazibe merkezi haline getirilmesini ve teşvik edici politikalarla desteklenmesini, böylelikle nitelikli işgücünün yöreye çekilmesini istiyor.

Karaman İli Organize Sanayi Bölgesinde Çalışan İşçilerin Yapısal Özellikleri, Sorunları ve Beklentileri başlıklı projenin gerçekleşmesi altı ay sürdü. Araştırma sonuçları itibariyle kamu ve özel sektöre, yerel yönetimlere, sivil toplum kuruluşlarına ve diğer ilgili taraflara sorunların çözümü konusunda düşen görevleri belirleyici bir etkiye sahip.