Konuk; “Bugün türlü adlarla, masumiyet kılıfına gizlenmiş hain emellerle, proje organizasyonlar ve oluşumlarla, açıktan veya örtülü saldırılarla yürütülen, canlandırılmaya çalışılan birliğimize ve istiklalimize kasteden hesapların dün akıbeti nasıl hüsran olduysa bugün de, yarın da o hesapları yapanlar için akıbet aynıdır, ilanihaye aynı olacaktır.”

AK Parti Karaman Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu ve Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma,  Gençlik ve Spor Bayramı nedeniyle yayınladığı mesajında,  19 Mayıs’ın millet olarak son sözü söyleyerek tarihin akışına yön vermek için yeni ve daha büyük, daha kalabalık, millet olarak tek vücut olduğumuz kararlı, ihtişamlı, inançlı, hedefi belli, istiklaline kast edilenlerin istiklal ve istikbal için çıktığı yolculuğun başlangıcı olduğunu söyledi.

Konuk, “Onlarca yıl, onlarca cephede yorgun düşmüş milletimiz kendisine dayatılan şartlara da, karşısındaki güce de boyun eğmeyeceğini Samsun’dan başlayan süreçle ilan etmiş, tüm unsurlarıyla bir ve bütün olarak ata yurdunda hür, bağımsız ve egemen bir millet olarak tarih yolculuğuna devam etmek için verdiği mücadeleyi zaferle taçlandırmıştır” diyerek sürdürdüğü mesajında şunları söyledi;

“Milletlerin hayatında olayların ve tarihin seyrini değiştiren, coğrafyalar ve milletler için yazılıp çizilen masa başı senaryolarını, küresel mühendislik hesaplarını boşa çıkaran anlar ve kişiler vardır. Sergiledikleri irade, aldıkları inisiyatif, üstlendikleri sorumluluk, koydukları tavır, attıkları adımla akışı değiştiren, milletlerin kaderini şekillendiren önderler ve yaşanan sürecin kilometre taşlarını oluşturan o özel günler yüklendikleri mana ile millet hafızasında ayrı ve özel bir yere sahip olurlar. Bu anlamda 19 Mayıs 1919 bizim millet hafızamıza silinmemek üzere nakşettiğimiz özel ve özellikli bir tarihtir.
Ata yurdunun üstüne çöken karabulutlara inat istiklal parolasıyla o gün Samsun’a tarihin akışını değiştirme kararlılığıyla ayak basan Mustafa Kemal, o yolculuğun başlamasına sebep olan ve tarihin akışına müdahil olmamız için millet olarak irade göstermemizi gerektiren şartları şu sözlerle özetliyordu; “ Koşulları ağır bir Ateşkes Anlaşması imzalanmış. Ulus yorgun ve yoksul bir durumda. Ordunun elinden silâhları ve cephanesi alınmış ve alınmakta. İtilaf donanmaları ve askerleri İstanbul’da. Adana iline Fransızlar; Urfa, Maraş, Antep’e İngilizler girmişler. Antalya ile Konya’da İtalyan birlikleri bulunuyor. Yunan ordusu İzmir’e çıkarılıyor. Ortada bir avuç Türk'ün barındığı bir ata yurdu kalmıştı. Son olarak, bunun da paylaşılmasını sağlamak için uğraşılmaktaydı.”
Onlarca yıl, onlarca cephede yorgun düşmüş milletimiz kendisine dayatılan şartlara da, karşısındaki güce de boyun eğmeyeceğini Samsun’dan başlayan süreçle ilan etmiş, tüm unsurlarıyla bir ve bütün olarak ata yurdunda hür, bağımsız ve egemen bir millet olarak tarih yolculuğuna devam etmek için verdiği mücadeleyi zaferle taçlandırmıştır.”

19 MAYIS KURU BİR KAVUŞMADAN İBARET DEĞİLDİR
“Bizim milletimiz için 19 Mayıslar sadece bir deniz yolculuğunun karaya ayak basılmasıyla sonuçlanan kuru bir kavuşmadan, o kavuşmanın yıldönümünden ibaret değildir” diyen AK Parti Karaman Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı Recep Konuk,mesajını  şöyle devam ettirdi;
“19 Mayıs’ın millet hafızasına nakşettiği aynı irade, aynı kararlılık ve aynı mana bütünlüğü bugün de bu topraklarda dipdiri ve canlıdır. 19 Mayıs, milletimizin tarihin akışı içinde defalarca yaptığı yeni başlangıçlardan, milletimiz için son bekleyenleri, son planlayanları hüsrana uğratan ayağa kalkışlardan, tarihin dönüm noktalarından biridir. 19 Mayıs, millet hayatımızda tarihin akışını değiştiren son ve en özel başlangıçtır. Milletimiz için kuru bir tarihten ibaret olmayan 19 Mayıs’lar da biz o tarihin yüklendiği mana bütünlüğü ve mirastan geleceğimiz için dersler çıkarırız. O derslerden biri şartlar ne olursa olsun umutsuzluk, karamsarlık ve teslimiyetin milletimizin karakteri olmadığıdır. Bir diğeri birliktir. Tarihin en çetin imtihanlarından geçerek çelikleşmiş birlik hasletimiz, her zorluğu aşmada milletimizin yaslandığı ve asla vazgeçmeyeceği en temel değerdir.

Biz millet olarak bu özel günün milletimiz için yüklendiği manayı hafızamıza silinmemek üzere nakşettik. İstiklalin anlamını biliyoruz ve nasıl korunacağının da tam idrakindeyiz. Üzerimize düşeni dün olduğu gibi bugün de eksiksiz yerine getiriyor, yarınlarda da aynı mücadeleyi sürdürme kararlılığımızı muhafaza ediyoruz.  Biz o gün muharebe meydanlarında kazanılan egemenliğimize, istiklalimize, özellikle de birliğimize yapılan açık veya örtülü, içten veya dıştan her türlü saldırının, tehdidin farkındayız. Masa başında cetvelle çizilmiş, tarihin çöp tenekesine atılmış asırlık haritalarla küresel mühendislik hesaplarını tekrar ısıtanlar da, onların içerdeki dışardaki işbirlikçileri de unutmamalı ki onlar için şartların en uygun olduğu, milletimiz için şartların en zor olduğu bir dönemde bile o hesap milletimizin iradesi ve itirazıyla açılmamak üzere kapandı. Bu gün türlü adlarla, masumiyet kılıfına gizlenmiş hain emellerle, proje organizasyonlar ve oluşumlarla, açıktan veya örtülü saldırılarla yürütülen, canlandırılmaya çalışılan birliğimize ve istiklalimize kasteden hesapların dün akıbeti nasıl hüsran olduysa bugün de, yarın da o hesapları yapanlar için akıbet aynıdır, ilanihaye aynı olacaktır. Biz millet olarak bu tür hesaplara itirazımızı 19 Mayıs 1919’da yaptığımız başlangıçla yaptık. Kararlılık ve duruşumuzu ise tarih sahnesinde defalarca ispatladık. O başlangıçtaki kararlığımız da tarih sahnesinde sergilediğimiz duruş ve irade de dip diri ve ayaktadır. Bunu yeniden test etmeyi denemek bu milletin tarihini ve karakterini bilmemek demektir. Bu gaflete düşenlerin ödeyecekleri bedelin ağırlığının ispatı milletimizin yakın tarihindedir.”


97 YILDIR KARARLIMIĞIMIZ TAMDIR
Konuk, “dirliğimize ve vatan topraklarımıza kastedenler unutmamalı” dediği 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı mesajını şu sözlerle tamamladı;
“Milletçe 97 yıl önce çıktığımız o yolculukta, İstiklal Harbi Meydanlarında neyin peşinde olduğumuzun tam idrakinde verdiğimiz kararlı mücadeleyi, 97 yıldır olduğu gibi gönlümüz ve zihnimiz hep genç, nefesimiz kuvvetli, bileğimiz güçlü olarak istiklal ve istikbal için sürdürüyoruz. O başlangıç ile o başlangıcın sonucunda elde ettiklerimizden geri adım atmama kararlılığımız tamdır ve 19 Mayıs’ta sergilenen kararlılık ile o başlangıcın ayağa kaldırdığı irade gençlerimizin yüksek korumasındadır.

Nefesi kuvvetli, bileği güçlü, kararlı, idraki tam millet evlatlarının gerçekleştirdiği o yolculuğun sonunda kurulan genç Cumhuriyetimiz kazanılan istiklali ve istikbalini gençlere emanet etti. Samsun’da vücut bulan iradenin hep diri hep genç kalması, mücadele azminin gelecek kuşaklarda da var olması için, o başlangıç Türk Gençliği ’ne bayram olarak ithaf edildi. Bedeni genç olanlar kadar, zihni ve idraki genç olanlara.

Millet olarak biz, emaneti taşıyan gençlerimizin başarılarıyla gururlanıyor, daha fazla desteği ve daha fazla imkânı hak ettiklerine inanıyoruz. Çünkü biz şunu biliyor ve şunun idrakindeyiz; fiziken de bedenen de zihnen de yaşlanan bir dünyada bizim en büyük gücümüz gençliğimiz ve gençlerimizdir. Gençlerimizin ve gençliğimizin enerjisiyle, gençlerimizin geniş ufku ve onların genç bakışıyla daha müreffeh, daha güçlü, daha saygın bir gelecek inşa etmek elimizdedir. Bir şartla, tıpkı Samsun’dan başlayan istiklal ve istikbal yürüyüşündeki gibi gençlerimizin birbiriyle omuz omuza yürümesini sağlayarak. Her bir gencimizin enerjisini ve kabiliyetini değerlendireceği ortamı hazırlayarak. Onların bir birine omuz vurmasına neden olan istismara açık zeminleri ortadan kaldırarak. Onların yaşadığı ve yaşayacağı ortamlardan ve ülkemizden sebebi ve sonucu her ne olursa olsun acı, hüzün, keder ve hayal kırıklığına sebep olan kardeşi kardeşe düşman eden bataklıkları kurutarak.

Biz şunu biliyor şuna inanıyoruz,  bizim ülkemizin ne sokak köşelerinde, ne tarlada, ne bağda, ne okul ne fabrika kapılarında, ne dağda ne bayırda bir tek evladımızı bile kaybetme, bir tek evladımızın enerjisinden bile yararlanmama, bir tek evladımızın kabiliyetini bile köreltme lüksü yoktur. Çünkü biz bu ülkenin evlatlarının eline imkân verildiğinde neleri başarabileceğinin, destek sağlandığında neleri alt edebileceğinin şahidiyiz. Onların niteliklerine nitelik katmak, kabiliyetlerini daha da geliştirmelerini sağlamak elimizdedir. Onların başarı öykülerinin sayısını arttırmak da bizim elimizdedir. Bu, işi, mesleği, uğraşı, inancı, düşüncesi ve siyasi görüşü her ne olursa olsun hepimizin ortak yükümlülüğü, ortak mesuliyetidir. O mesuliyetin merkezinde huzur ve güven ikliminin ülkenin her köşesinde tesisi yer alıyor. O iklim olacak ki gençlerimizin enerjisi bu ülkenin enerjisine enerji katacak. O iklim olacak ki, kıyı da köşede değerlendiremediğimiz hiçbir genç fikir kalmayacak. Biz ülkemizin her taraf ve her köşesindeki tüm gençlerimizin desteği ve imkânı hak ettiğini düşünüyor ve ülkemizin her köşe ve her yerindeki tüm gençlerimizin enerji ve kabiliyetlerinden istifade edecek ortamı hazırlamak, onların kabiliyet ve enerjilerini ülkemizin kalkınmasına kanalize etmek için çalışıyoruz. 19 Mayıs 1919’da başlayan yolculuğun sonucunda elde ettiğimiz kazanımlarımızın hem muhafazasının hem de daha ileriye taşınmasının gençliğin enerjisi ve dinamizmiyle mümkün olduğuna, onların enerji ve yetenekleri ile kabiliyetlerine yapılacak her yatırımın 19 Mayıs ruhunun gereği olduğuna inanıyoruz.

Bu duygu ve düşüncelerle 97 yıl önce Samsun’da hürriyet ateşini yakan Ulu Önder Atatürk’ü, milletimizin istiklal ve istikbal yolculuğunda ona eşlik eden silah arkadaşlarını, yokluk ve yoksulluk içinde verdiği mücadeleden birliğe ve birbirlerine sarılarak zaferle çıkan ecdadımızı ve aziz şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle anıyoruz. Şuur, idrak ve nitelikleri ile gurur kaynağımız olan ve en büyük zenginliğimiz olarak gördüğümüz, Cumhuriyetimizi yaşatma ve yüceltme mesuliyetini tevdi ettiğimiz, geleceğimizin teminatı gençlerimizin ve tüm milletimizin Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramını kutluyorum.”