Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası Karaman Temsilciliği üyeleri Atatürk parkında bir araya gelerek Tevhid-İ Tedrisat Yasası ile ilgili basın açıklaması yaptı.

Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası Karaman Temsilciliği Karaman İl Başkanı İsa Çetin Tevhid-İ Tedrisat Yasası Ulusal Birliğimizin Harcıdır diyerek ''Öncelikle; yoksulluğa başkaldıran köylüleri, ağaya direnişi, Çukurovalı ırgatları, Toroslardaki  göçerleri, onların destansı öykülerini dilimizde en iyi anlatan, kitapları 40 dile çevrilip, Nobel Edebiyat Ödülüne aday gösterilen, Anadolu'nun yetiştirdiği toplumcu yazarlarımızdan, edebiyatımızın büyük ustası, koca çınar Yaşar Kemal'i kaybetmenin üzüntüsünü ifade ediyor, tüm ulusumuza başsağlığı diliyoruz.

17 Temmuz 1921’de yapılan ve ilk eğitim şurası olarak kabul edilen 1.Maarif Kongresi’nde Atatürk; ”Eğitim, memleketin çocuklarının birlikte ve eşit olarak kazanmak zorunda oldukları bilim ve fendir” sözü ile Cumhuriyetin eğitim sisteminin nasıl olması gerektiğine işaret etmiştir. 

3 Mart 1924, TBMM’de üç devrim yasasının kabul edildiği ve devrimci cumhuriyetin hedeflerine ulaşmada önemli bir kilometre taşı olan dönüşümün tarihi olarak kayıtlara geçmiştir. Ulusal birliğin mihenk taşı Tevhid-i Tedrisat ile ülkedeki eğitim kurumları tek elde toplanmış, Şeriye ve Evkaf Vekaleti’nin kaldırılmasıyla modern hukukun önü açılmış ve Halifeliğin kaldırılmasıyla da laik devlet mekanizması için en gerekli adımlardan biri atılmıştır. 

Ulusal egemenlik ile bağdaşmayan ve toplumsal gelişmenin önünde engel olan çağdışı kurumlar kaldırılmış, devletin ve toplumsal düzenin akla ve bilime dayalı ilkelerce düzenlenmesinin yolu açılmıştır.

Kuşkusuz 3 Mart 1924, ülkemizde laikliğin doğum günü olarak kabul edilebilecek kadar önemli bir içeriğe sahiptir.

91 yıl önce çıkarılan 3 devrim yasası ile İslam coğrafyasındaki ilk laik ülkeyi kurarak bulunduğu bölgede örnek olan ülkemiz, ne yazık ki bugün, AKP iktidarının laikliğe ve cumhuriyet devrimlerine karşı antidemokratik uygulamaları ile diktatörlükle yönetilen ülkeler düzeyine getirilmiştir.

Eğitim alanında çıkarılan birçok gerici yasal düzenleme yanında, 4+4+4 olarak adlandırılan ucube yasa ile laik ve bilimsel eğitime darbe vurulmuştur. AİHM kararlarına rağmen zorunlu din dersi uygulaması, gerici ders programlarının hazırlanması, 19. Milli Eğitim Şurası’nda açıkça deşifre olan karma eğitimi kaldırmaya yönelik uygulamalar, “Değerler eğitimi” adı altında anasınıfı çocuklarına din eğitimi verilmesi ve okulların cemaatlere teslim edilmesi, normal okullar içinde imam hatip sınıflarının açılması, anaokullarına kadar türbanın girmesi, her okula mescit açma zorunluluğunun getirilmesi, belirli gün ve haftalara dini günlerin eklenmesi sonucunda, Tevhid-i Tedrisat Yasası yok sayılmış laik ve bilimsel eğitimden uzaklaşılmıştır.

Öte yandan tamamen yandaşlarını kayırma amacını taşıyan, değerlendirme ölçütleri belli olmayan bir mülakat yöntemiyle yöneticiler kıyıma uğratılmıştır. Çağdaş, ilerici, devrimci, Atatürkçü yöneticiler tasfiye edilerek AKP’nin “dindar ve kindar nesil” yetiştirme amacına hizmet edecek yöneticiler atanmıştır. Kadrolaşma cumhuriyetin laik, demokratik eğitim sistemini tehdit eder boyutlara ulaşmıştır.

Anayasadan, aralarında Tevhid-i Tedrisat Yasası’nın da bulunduğu “Devrim Kanunları”nı kaldırmayı amaçlayan AKP, bu amacını da gerçekleştirmesi durumunda, zaten fiilen uyguladığı medrese-mektep ikilemini tekrar yaratarak öğretim birliğini tamamen ortadan kaldıracaktır.

Laik eğitimin ve laik toplumun çok daha önem kazandığı bu süreçte, Eğitim-İş, çeşitli etkinliklerle 3 Devrim Yasası’nın ülkemizin geleceği açısından yaşamsal önemi hakkında kamuoyunu ve öğrencilerimizi bilgilendirecektir.

Bu nedenle, AKP iktidarının bilimsel, laik, ulusal ve demokratik eğitimi tasfiye etme girişimlerine karşı başta Eğitim-İş üyesi öğretmenler olmak üzere öğretmenler; 3 Devrim Yasası’nın kabulünün 91. Yıldönümü olan bugünde, yakalarımıza “Laiklik Özgürlüktür” sloganının bulunduğu kokartları takarak, Eğitim-İş tarafından hazırlanan ders planı dahilinde ülke genelinde tüm okullarda bir ders “Laiklik” konusunu anlattık.

Eğitim-İş olarak, öğretim birliğine son vererek, medrese-mektep ikilemini günümüze taşımak isteyen bu anlayışa karşı, Atatürk İlke ve Devrimlerine, Cumhuriyetimizin kazanımlarına, ülke bütünlüğüne, laik, bilimsel, demokratik, kamusal ve parasız eğitime sahip çıkmaya devam edeceğiz;  Bilimsel ve Laik eğitim mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.

Ayrıca Türkiye Büyük Millet Meclisinde büyük kavgalarla görüşmesi süren; toplumsal yaşamımız, demokrasimiz, örgütlenme özgürlüğümüz, sosyal hukuk devleti, yargı bağımsızlığı ve geleceğimiz açısından yaşamsal önem taşıyan iç güvenlik yasa tasarısına karşı kaygılarımızı, kamuoyu ve halkımızla paylaşmak istiyoruz.

Bu tasarının yasalaşması durumunda; Mülki amirlere ve polise tanınan yetkilerle, hâkim ve savcılar devre dışı bırakılacak, polis ile yurttaş karşı karşıya getirilerek sonuçları kestirilemeyecek toplumsal gerginliklerin, patlamaların ve kaygı verici gelişmelerin yaşanması ihtimali artacaktır. Bu yasa ile yargının devre dışı bırakılarak yürütmeye teslim edildiği, yurttaşlarımızın hukuk güvencesinin ortadan kalktığı ‘sıkıyönetim yasası ve hiç güvenlik’ yasası olacaktır.

Eğitim İş ve Birleşik Kamu-İş Konfederasyonuna bağlı sendikalar  olarak; hukukun genel ilkelerine; anayasaya ve evrensel hukuk değerlerine açıkça aykırı olan bu düzenlemeye karşı demokratik platformlarda sonuna kadar mücadele edeceğimizi ve direneceğimizi ilan ediyoruz'' dedi.