Çanakkale’nin rüzgârı dinmeyen tepelerinde başlayıp, İzmir körfezini kirli kanları ile kirletenlerin denize dökülmesi ile sona eren Kurtuluş Savaşımız bir Dünya Destanıdır.

Daha sonra Mustafa Kemal ile başlayan, birçoğunda günün şartlarından, yanlış kılavuzlardan ve küresel gücün o günkü baskılarından oluşan yanlışlıkların olduğu Devrim süreci başladı.

Bu gün Türkiye’nin yeni bir Kurtuluş Savaşına ihtiyacı vardır?

Günümüzde savaşlar şekil değiştirmiştir. Soğuk Savaş, Psikolojik Savaş, Politik Savaş, Kültür Savaşları, Spor Savaşları, İstihbarat Savaşları, Sanayi Savaşları gibi savaşlar mertçe yapılan kılıç kalkanlı, toplu tüfekli savaşlardan daha acımasız ve ciddi yıkımlar oluşturan savaşlardır.

İlk gelen beyazın ikramını kabul eden Afrika o gün aldığı yenilgi nedeni ile aç ve salgın hastalıklardan kırılmaktadır.

Burjuvaziyi devirip de güya işçi sınıfı haklarını elde etmeye soyunan Rusya bu gün Birlik olmak yerine bir insanlık kirliliği yaşamaktadır.

Yetmiş iki buçuk etnik kökenden oluşan Amerika keşfi yapılmamış bölgelerdeki kabileler için bile bir birim oluşturarak sistemli bir biçimde bu savaşların topunu birden yürüterek Küresel Dengeyi tek odaklı bir merkeze bağlama çabasındadır.

Gelinen bu noktada Türkiye’nin acil bir Kurtuluş Savaşına ihtiyacı vardır.

Öncelikle cehalete karşı bir savaş verilmelidir. Öğretmenlerin yetersizliklerini örtbas etmek için, eğitimin sırtındaki simsarların tuzaklarına düşerek oluşturdukları, dergi, yardımcı, test, soru bankası vs. aldatmacılığına karşı bir savaş verilmelidir.

Temelde bir giyecek bir ayakkabı birkaç defter ve kalemden oluşan 5 paket sigara parasını geçmeyen masraflar “tahsil masrafı” adı altında velilere külfet teşkil edecek boyutlara ulaşmakta ve eğitimden soğutmaktadır.

Günümüz okullarında verilen eğitimin şekli ile de ciddi bir savaş gerektirmektedir. Kendi çocuğunu zorla kiliseye götüren, din eğitim aldıran, ateistine bile temel diyanet bilgilerini verenlerin, bizim için oluşturduğu “eğitim sistemi” ne karşı bir savaş verilmelidir.

Her sorunun 4 seçeneği olan ve gerçek hayatta bir tek faydası olmayan kuru bilgilerle kafası doldurulup adam olmadan önce bir meslek sahibi olmaya yönlendirdiğimiz çocuklarımızı mankutlaştıran bu eğitim sistemine karşı bir savaş vermeliyiz.

Ömür boyu bir an bile ne kendisine ne ailesine ne vatana-millete faydası olmamışların bin bir türlü yalakalık ve riyakârlıkla bir BAŞ oldukları siyasete karşı bir savaş verilmelidir. Temelden yetişmiş ve toplum mühendisi sıfatına erişmiş kişilerin olması gereken yerde olup da; önce aklı apış arasına, sonra kesesine ve mabadını koyacağı koltuğa odaklı olanlara karşı bir savaş verilmelidir.

Şoför olmak için borç harç, kredili ve miraslı da olsa bir otomobilin parasını ödemenin yeterli olduğu bir sisteme karşı savaş verilmelidir. Her yıl küçük bir kasaba nüfusunu yok eden, bir orta ölçekli ilin ekonomik değerlerini yok eden trafik belasına karşı bir savaş verilmelidir.

Her çıkan yasaya, yönetmeliğe, tamime ve kurala karşı anında bir AÇIK yakalama mantığına karşı bir savaş verilmelidir. Öğrencinin, askerin, yolcunun, hastanın, ölünün, mağdurun sırtından haberleri olmadan vurgun vuranlara karşı bir savaş verilmelidir.

Her beladan bir çıkar, bir güç kazanmaya çalışan, ortaya konulan güzelliğin altında pislikler arayıp bulamayınca da iftira yöntemlerine başvuran zihniyete karşı bir savaş verilmelidir. Hiçbir fikri olmadan, hiçbir güzelliğin altında imzası olmadan, kendi yaşamına şekil ve düzen veremediği halde memleket yönetimine, toplum düzenine muhalefet etmek adına on parmağındaki çamurla çılgın bir arayış içindekilere karşı bir savaş verilmelidir.

Hala derin bir uykuda olup da; Küresel Güç heveslilerinin oyunlarına ve planlarına alet olarak, geçmişini bilmeden, geleceğini düşünmeden, her sloganın peşine takılan zavallı meczuplara karşı bir savaş verilmelidir.

Vatandaşın en hassas olduğu konular olan sağlık konusunda günde 5 sefer yeni reçetelerle saf vatandaşın sağlığını huzurunu tehlikeye atanlarla,

İki cihan yaşamını şekle koymak için sığındığı DİN’i konusunda ahkâm kesen ve yalan yanlış bilgilerle vatandaşı gütmeye çalışanlarla bir savaş verilmelidir. Gerçek din âlimlerinin bile seslerinin kesildiği şarlatanların hak etmedikleri HOCA sıfatına bürünerek, toplumu yıkmak ve parçalamak isteyenlerin desteği ve pohpohu ile STAR olan şarlatanlara karşı bir savaş verilmelidir.

 En ilkel toplumların ahlak düzeninden daha ahlaksız yayınları ile örf adet gelenek kurallarını yıkmakla kalmayıp, ahlak namus iffet şeref nezaket sağduyu ve edep yoksunu yayınları ile sistemli bir şekilde çökmüş bir toplum oluşturan, düzmece reyting şampiyonu yayın organları ile bir savaş verilmelidir.

BAŞ olmak için, güç sahibi olmak için, ayakta kalmak için, TEK olmak için dünyayı bile yakmaya gönüllü, kendisinden başkası için yaşam hakkının olmadığına inanan, yönetici idareci siyasetçi politikacı bürokrat ve bilumum HIRS düşkünlerine karşı bir savaş verilmelidir.

Bu savaşların topu YENİ KURTULUŞ SAVAŞI olacaktır.

Bu savaş için bir ordu, bir komutan, bir karargâh ve çok uygun bir savaş stratejisi gereklidir.

Üstelik bu savaş kılıç kalkanla, top tüfek ve süngü ile yapılan savaşlardan zordur. O savaşlarda en büyük kayıp can kaybıdır. Ama bu savaşı kazanamaz da Allah Esirgesin kaybedersek canımızdan çok daha önemli olanı, gelecek nesillerimizi de kaybederiz.

Yeni bir kurtuluş için acilen; topyekûn yeni Bir KURTULUŞ Savaşı’na ihtiyacımız vardır.