Türk Ocakları Karaman Şubesi tarafından yapılan yazılı açıklamada; “1922 yılında resmi anlamda Hâkimiyet-i Milliye Bayramı olarak kutlanmakta iken Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren Çocuk Bayramı olarak da kutlanmaya başlanmış ve 1929 yılına gelindiğinde resmi bir bayram olmamasına rağmen toplumun tüm kesimlerinin 23 Nisanı bir çocuk bayramı olarak benimsediği görülmüştür. 1929’dan sonra da kesintisiz olarak kutlanmaya devam etmiştir.
1923 yılından 1929 yılına kadar 23 Nisanı çocuk günü olarak kutlayan ve yardım toplayan Himaye-i Etfal Cemiyetinin bir haftaya çıkarılan 23 Nisan kutlamalarını tek başına yapamayacağı düşünüldüğünden dolayı 1929 yılı kutlamalarının genel organizasyonu Türk Ocaklarına verilmiştir.
“Çocuk Bayramı” Mustafa Kemal Paşa ve hükümetin de desteği ile 1929 yılında “Çocuk Haftası” adıyla yedi güne çıkarılmış ve o güne kadar Himaye-i Etfal Cemiyeti(Çocuk Esirgeme Kurumu) tarafından yapılan kutlamaları bu cemiyetin tek başına yapamayacağı düşünüldüğünden kutlamaların genel organizasyonu TÜRK OCAKLARINA verilmiştir. Böylece, 23 Nisan Çocuk Bayramı Çocuk Haftası haline getirilerek çocukların sorunlarının daha çok gündeme getirildiği ve tüm Türkiye’nin coşkuyla kutladığı bir bayram haline dönüştürülmüştür.

ÇOCUK BAYRAMININ İLK ÇIKIŞ GAYESİ ÇOCUKLARIN EĞLENDİRİLMESİNDEN ZİYADE
Çocuk Bayramının amacı, çocukların birkaç gün eğlendirilmesinden ziyade, çocuk sorunlarını kamuoyunun gündemine taşımak ve çocuk ölümlerini azaltarak nüfus artışının desteklenmesinin sağlanması olarak görülmüştür.
Memleketin (yetim çocuklar, analı babalı ama muhtaç çocuklar, hasta çocuklar, sokaklara atılan çocuklar, hırsız çocuklar, evlerdeki ahretlikler, oyundan, havadan mahrum çocuklar, dayakla büyüyen çocuklar, küçük yaşta ağır işlerde çalıştırılan çocuklar, veremli çocuklar, dilenci çocuklar, dimağen geri kalmış çocuklar, okumadan mahrum çocuklar, anneleri işte çalışan çocuklar, pislik ve sefalet içinde büyüyen çocuklar, sokaklarda yaşayan serseri çocuklar, istismar edilen çocuklar, köy çocukları, köy mektepleri, cahil anneler elinde büyüyen çocuklar, fuhşa düşen çocuklar...) gibi birçok çocuk meselesi vardır. “İşte Çocuk Haftasının gayesi, milleti bu meselelerle yakından alakadar etmektir” denilerek dönemin Türkiye’sinin çocuk sorunları dile getirilmiştir.
Bu amaçla; “fuhşa düşmeye mütemayil kız çocukları için ıslahhaneler kurulması, köprü altı çocuklarının ıslahı, çocukların hamal olarak çalıştırılmasına mani olunması, dilenci çocuklara sahip çıkılması, hapishane köşelerinde çürüyen bahtsız çocuklar için ıslahhane yapılması gibi sorunlara çözüm üretilmesi” gibi pek çok faaliyetler yürütülmüştür.

ORGANİZASYON VE ÇALIŞMALARI TÜRK OCAKLARI YAPIYOR
Türk Ocakları Genel Merkezinde 1 Nisan 1929 tarihinden itibaren Çocuk Haftasıyla ilgili hazırlıklar yapılmaya başlanmıştır. Bu çerçevede konferanslar verilmesi, eğlenceler düzenlenmesi, annelere çocuk bakımı eğitimlerinin verilmesi, çocuklara değişik hediyelerin dağıtılması gibi faaliyetler planlanmıştır.
Türk Ocağı tarafından Çocuk Haftası dolayısıyla meme çocuğu, mama çocuğu ve oyun çocuğu çağlarındaki çocuklar arasında “Gürbüz Çocuk Yarışması” düzenlenmiştir. Dereceye girenlere ve çok çocuk sahibi olan ailelere çeşitli ödüller verilmiştir.
 
Kutlamaların en yoğun yapılacağı yer olan İstanbul’da Türk Ocağı Reisi Nakiye Hanım, “ Çocuk Haftası için ocak tarafından bir haftalık program tanzim edilmiştir. Programda 3 gün müsamere, 4 konferans ve bir de balo vardır. Müsamereler ve balo tamamen çocuklar tarafından verilecektir. Konferanslar çocuk bakımıyla ilgili olarak annelere yönelik olacaktır. Müsamerelere 40.000 öğrenci arasından kura ile öğrenci getirilecektir.” şeklindeki açıklamasıyla Türk Ocağı’nın İstanbul’da Çocuk Haftasında yapacağı programları açıklamıştır.
Özetle; 23 Nisan 1929 Salı günü başlayacak olan Çocuk Haftası etkinlikleri programında Türk Ocağı çok etkindi ve neredeyse tüm faaliyetler ocak tarafından organize edilmekteydi.

ÇOCUK ÖLÜMLERİNİ AZALTMAK - 3 ÇOCUK
23 Nisan haftasında dönemin en önemli sorunu olarak görülen çocuk ölümlerini azaltmak için çocuk sağlığı ile ilgili de birçok etkinlik yapılmıştı. Bununla çocuk ölümlerini azaltarak nüfus artışının desteklenmesi
amaçlanmaktaydı. Bu amaçla gazetelerde ayrıntılı olarak çocuk mamasının nasıl hazırlanacağının tarifleri, sağlam çocuklarda muhtelif aylarda ne gibi vasıfların olması gerektiği, çocuklarla ilgili doktor tavsiyeleri ve çocuk sağlığı ile ilgili yazılar yayımlanmıştı. Türk Ocağında ise çocuk bakımı hakkında konferanslar verilmiş, çocuk sergisi açılarak sergide çocuğun gelişim süreci, gıdası, elbisesi, oyuncakları ve bütün ihtiyaçları gösterilmişti. Aile reisleri ve çocuklar Türk Ocağı tarafından açılan sergiye büyük ilgi göstermişlerdi.
Dr. Reşit Galip Cumhuriyet gazetesindeki makalesinde; Türkiye’nin nüfusunun artması için evlenme ve çocuk sahibi olunmasının teşvik edilmesini, evlenip çocuk sahibi olanlara para ve nişan verilmesini, bekârlardan ise vergi alınmasını istemekteydi. Reşit Galip Bey işi daha da ileri götürüp devlet memurlarından evlenmeyenlerin ve 40 aşına kadar 3 çocuk sahibi olmayanların memurluğuna son verilmesini dile getirip ülke nüfusunun artırılmasını savunmaktaydı. O dönem Türkiye’sinin önemli gündemlerinden birisi olan nüfus artışı ile ilgili olarak Yozgat mebusu Sırrı Bey de bekârlık vergisi için TBMM’ye teklifte bulunmuştu.

İHANET
23 Nisan haftasında basında yapılan haberlerden en dikkat çekici olanlardan birisi de, “Anneler çocuğunu mutlaka emzirmelidir. Maalesef birçok anne yoktan sebeplerle yavrularını emzirmiyor. Bu, annenin kendisine, çocuğuna ve bilhassa memleketine karşı bir ihanettir. Hiçbir şey, anne sütünün yerini tutamaz. Çocuk ölümlerinin çoğu annesini emmeyen çocuklar arasından oluyor. Çocuğunu ve memleketini seven kadın, çocuğunu emzirmelidir.” şeklindeki anne sütünün önemini anlatan haberdi.

KOLTUKLARIN ÇOCUKLARA BIRAKILMASI
Çocuk Haftasında ocağı yönetmeleri için göreve getirilen Türk Ocağı Çocuklar İdare Heyeti bir açıklama yaparak büyüklere teşekkür ediyor...
“Bugün 23 Nisan 1929, Türk Ocağını bize teslim ettiler. Bugün hayatımızın en mesut günüdür. Bizim haklarımızı tanıdığınız için hepinize teşekkür ederiz. Bu bir hafta içinde sizden birçok dileğimiz var. Bu isteklerimizin müdafaasını size bırakıyoruz. Bizden yardımınızı esirgemezsiniz değil mi?”
Türk Ocakları Merkez Heyeti Reisi Hamdullah Suphi Bey de Çocuklar İdare Heyetine telgraf çekerek Çocuk Bayramı’nı kutladı.
Çocuk Haftasında müsamereler, balolar, konferanslar ve sinema eğlencesi gibi faaliyetler düzenlenmişti. Gazetelerde ise çocuk şiirleri yayımlanmıştı. Türk Ocakları Çocuklar İdare Heyeti’de bu önemli günde Darülacezeye giderek fakir çocukları ziyaret etmiş ve onlara hediyeler dağıtmıştı.
Türk Ocağını yöneten çocuklar Reis-i Cumhur Mustafa Kemal Paşa’ya: “ Bugün Hâkimiyet-i Milliye Bayramı, bayramınızı tebrik ederiz. Biz bütün Türkiye çocukları büyük bir sevinç içindeyiz. Bu mübarek hâkimiyet gününde çocukların da hâkimiyetini kabul ettiğiniz için size ayrıca teşekkür ederiz.” telgrafıyla teşekkürlerini iletmişlerdir. Çocuklar ayrıca Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisine, Başbakana, Himaye-i Etfal Merkezi (Çocuk Esirgeme Kurumu) Riyasetine ve Türk Ocakları Heyeti Riyasetine de teşekkür ve kutlama telgrafı çekmişlerdir.
1929 yılında İstanbul’da yapılan Çocuk Haftası etkinliklerinin son günü de yoğun ve hareketli geçmiş ve son gün etkinlikleri de oldukça görkemli olmuştu.
Halk Tepebaşı’nda verilen son gün müsameresine yoğun ilgi göstermişti. Bir haftadır Türk Ocağının yönetimini üstlenen çocuklar son gün defter ve mühürleri Ocak Umumi Kâtibi Fethi Bey’e devir ve teslim etmiş ve bir de bir haftadan beri yaptıkları faaliyetlerle ilgili rapor sunmuşlardır.” denildi.