Karaman Eğitim Bir-Sen Kadınlar Komisyonu ile Memur-Sen Kadınlar Komisyonu ortaklaşa 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla kadınlar günü etkinliği düzenledi.

Etkinliğe, Karaman Belediye Başkanı Ertuğrul Çalışkan’ın eşi Şerife Çalışkan, AK Parti İl Başkanı Nazmi Ünlü’nün eşi Zehra Ünlü, Eğitim Bir-Sen Kadınlar Komisyonu üyeleri ve Memur-Sen Kadınlar Komisonu üyeleri katıldı.

Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan açılışta, selamlama konuşması yapan Eğitim Bir-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Alime Kaya, kadın varsa demokrasi var diyerek 8 Mart Dünya Kadınlar gününü kutladı.

Kaya, konuşmasını şu şekilde sürdürdü;

“8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucu 120 kadın işçi can verdi.

26-27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka'nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın (International Women's Dav – Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi. Türkiye’de ise 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ilk kez 1991 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlandı.

Bizim için, şahsen benim için bu günün genel manada bir anlam ve önemi yok. Böyle bir günde bu cümleyi ifade etmek yersiz diye düşünebilirsiniz. Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Dünyanın her yerinde kadının anıldığı, sorunlarının çeşitli platformlarda tartışıldığı bir gün! Ama bu günün bu isimle anılması, kutlama seromonilerinin yapılması kadınların toplumsal hayattaki iş hayatındaki problemlerini çözmüyor. Bir günün kadınlar günü olarak kutlanması sanki onlar için çok bir şey yapılmış algısı oluşturuluyor. Hepimiz biliyoruz ki böyle bir olgu yok. Kadınların problemlerini kadınlardan başkası içselleştirerek dile getiremez, anlayamaz, anlatamaz. Problemlerin dile getirilmesi için örgütlü hareket edilmeli. Örgütlü hareket edilecek en yasal platformlar sendikalardır.

Biliyoruz ki, kadın toplumun en etkili, yönlendirici, birleştirici ve koruyucu unsurudur. Kadının ilerlemesi sosyal adaletin bir şartı olmakla birlikte sadece bir kadın sorunu değildir. Toplumun inşasında en önemli unsur kadının gelişimidir. Sosyal kültürel ve ekonomik yönden şartların iyileşmesi ve bu yönlerden kadının desteklenmesi toplumun dizaynını bir nebzede olsa istediğimiz gibi olması yönünde çalışmalar yapmamızı sağlayacaktır. Kadın için hiçbir görev annelik görevi kadar önem arz etmiyor. Bir hanım ne kadar çok akademik çalışma yaparsa yapsın hiç biri annelik görevi kadar kutsal değildir.

Bizler kadın ve erkeğin bir bütünün iki eşit yarısı olduğuna inanan bir gelenekten geliyoruz. Cinsiyetler arası adaleti şiar edinen bir dinin mensupları olarak kadın ve erkeğin karşılıklı adalet ve hakkaniyet içinde yeryüzünü birlikte imar edeceğine inanıyor ve bunun için çabalıyoruz.

İşte bugün bu sorumluluğu yeniden hatırlama vaktidir!”

“BİZ 15 TEMMUZ’UN NÖBETÇİSİYİZ. 16 NİSAN’INDA EVETÇİSİYİZ.”

Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Hasibe Ceyhan ise etkinlikte yaptığı konuşmada, “8 Mart Dünya Kadınlar Gününü, Mart ayından herhangi bir gün olarak değil de bugünü Dünya ve Türkiye kadınlarının sorunlarının konuşulduğu ve çözülebileceği, çözüme kavuşturulabileceği bir gün olarak kutlanmasını diliyorum.

Kadınlarımız toplumun temel taşı ve direği. Başarılı olmak ve huzurlu bir dünya istiyorsak önce bu direği çok sağlam tutmamız gerekiyor. Güçlü devletler, güçlü milletler, temelinde sevgi ve merhamet olan ailelerden oluşuyor. Bu aileleri de hayâlı kadınlar doğuruyor. Ancak bugün toplumun yaşadığı sosyolojik ve bunalımın temelinde hayatın özünü oluşturan kadının yaratılış gayesinden uzaklaştığını görüyoruz. Siyasi, sosyal ve ahlaki hiçbir sınır tanımayan kapitalistmin en çok kadını sömürdüğünü maddi ve manevi tüm varlığımıza her geçen gün biraz daha saldırdığını görüyoruz. Halbuki bizim değerlerimiz içerisinde kadın hiçbir ideolojinin oyuncağı değildir.

Bizim değerlerimizde kadın insanın oluşmasına vesile olan Hz. Havva’dır. Sevgilinin annesi olan Hz. Amine’dir. Zarif ve latif bir eş olan Hz. Hatice’dir. Ve bir iffet abidesi olan Hz. Meryem’dir. Modern hayat anlayışı içerisinde kadın ve erkeğin eşit olduğunu ifade eden bütün düşünceleri Memur-Sen olarak reddediyoruz. Biz eşitlik istemiyoruz, adalet istiyoruz. İslam coğrafyasında ve ülkemizde 28 Şubatta çok bariz bir şekilde yaşadığımız gibi bütün operasyonların kadınlar üzerinden yürütüldüğünü farkındayız.

Türkiye genelinde Memur-Sen’in 180 bin kadın üyesi var. Karaman genelinde de bin 392 tane kadın üyemiz var. Memur-Sen Kadın Kolları adına “Biz 15 Temmuz’un nöbetçisiyiz. 16 Nisan’ında evetçisiyiz” diyorum.” dedi.

Konuşmaların ardından etkinlik Karaman geleneği olan batırık ikramı ile son buldu.