Türk Eğitim-Sen Karaman Şube Başkanı Mehmet Serin ve beraberindekiler ilkokullarda öğrencilere okutulan Andımızın kaldırılmasını bir basın açıklaması ile protesto ettiler. Basın açıklaması şöyle:
   
''Aziz Türk Milleti, değerli eğitim çalışanlar, kıymetli basın mensupları,
   

Büyük Türk Milleti, Demokrasi ve özgürlükle uzaktan yakından ilgisi olmayan, 76 milyon vatandaşımızın ortak ihtiyaçlarını karşılamak yerine terör örgütünün taleplerini hayata geçirmeyi amaçlayan şüpheli bir paketle karşı karşıyayız. Bugün burada bir kez daha tarihe not düşmek adına toplanmış bulunuyoruz.
     

Yıllardır yürütülen kampanyalarla bizleri bir arada tutan tarihi ve kutsal kavramlarımızın içi boşaltılmak, inanç değerlerimiz yıpratılmak, milli ve manevi değerlerimiz yozlaştırılmak istenmekte; milletimizin ve devletimizin geleceği üzerinde kirli bir oyun oynanmaktadır. Bu oyunun son sahnesi ise demokratikleşme paketi adı altında, Türk milletine dayatılan baldıran zehiri olmuştur.
   

Bu paketle, 30 yıl boyunca ülkemizi bir kan gölüne çeviren eli kanlı bebek katillerinin ana dilde eğitim talebi, özel okullarda hayat bulmakta, bölücülerin çok dilli toplum hayali, Hükümet eliyle gerçekleştirilmektedir.  Alfabemizde olmayan harflerin kullanılmaya başlamasının ve isteyen herkesin her dilde eğitim yapabilmesinin ardından gidilen yol, çok dilli, çok milletli, çok başlı, bölünmüş bir Türkiye’ye çıkmaktadır.  Bu yol, dilde ayrışma, iş’te ayrışma, fikirde ayrışma ve nihayetinde hedefte ayrışma yoludur.   
   

Bu paketle, Türk coğrafyasında yaşayan tüm vatandaşlarımızı bir arada tutan ve ortak bir amaç etrafında kenetlenmemizi sağlayan üst kimliğimiz “Türklük” yok edilmek istenilmekte, bu doğrultuda her sabah okullarda okutulan “Öğrenci Andı” kaldırılmakta, “Ne mutlu Türküm diyene” diyenler susturulmaktadır.
    Bu paketle “Türküm”le başlayan, “doğruyum”la devam eden bir andın kaldırılması, ancak Türk olmayan ve doğru olmayan insanları memnun etmek için atılmış bir adım olacaktır.
   Aziz Türk Milleti, değerli basın mensupları,
     Demokratikleşme paketi adı altında açılan, aslında bu paket, Türklüğün ve Türk milletinin geleceğine döşenen mayınlarla doludur. Bu paketle, tüm milletimizin yasağın kaldırılması yönünde hem fikir olduğu ve hemen uygulamaya geçilmesi mümkün olan, kadınlarımızın inançlarının bir gereği olarak örtündüğü başörtüsü konusu, PKK’nın kirli talepleri ile aynı potada değerlendirilerek siyasi emellere alet edilmekte, kirli taleplerin üzeri örtülmektedir.  
          Demokrasi kisvesi altında, demokrasi katledilmekte, milletimizin sinesine yerleştirilen ayrışma, bölünme ve kopma virüsü alabildiğine beslenip, büyütülmektedir. Yılladır gizliden gizliye yürütülen Türk milletini tarihinden koparma ve milli kimliğini unutturma politikası bu paketle gün yüzüne çıkmıştır.

 Aziz Türk Milleti, değerli basın mensupları
       Bu paketle PKK’nın taleplerini, türbanla kamufle ettiler. Demokrasiyi yok ettiler. Şimdi ise demokrasi adı altında ülkeyi terör örgütüne teslim etmeyi, PKK’nın taleplerinin hayata geçirilmesini asli görev edindiler.  
       Türklüğe saldıranlar, PKK taleplerinin icracıları iyi bilsinler ki, Türk milleti, kendisine yapılan hiçbir ihaneti karşılıksız bırakmayacaktır. Zafer sarhoşluğu içinde emellerine bir adım daha yaklaştığını düşünen alçaklar ve bunların işbirlikçileri için Atatürk’ün bir sözünü hatırlatmakta fayda görüyoruz:
     “Toroslara çıkın bir bakın. Nerede kara bir Yörük çadırı görürseniz, dumanı da tütüyorsa dünyada hiçbir güç bizi asla yenemez.”
     Bu coğrafyadan Türk adını silmeyi hedefleyenlere karşı, şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış bu toprakların Türk yurdu olduğunu bir kez daha ilan ediyor ve diyoruz ki:“Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe Türk’ün ilini ve töresini kimse bozamayacak, yeryüzünde bir tek Türk kalsa dahi, bu vatandan Türk mührünü kimse silemeyecektir. 
       Varlığım Türk varlığına armağan olsun! Ne mutlu Türküm diyene!”dedi.