Karaman Sivil Toplum Platformu tarafından düzenlenen protestoda, Aktekke 15 Temmuz Demokrasi Meydanı'nda bir araya gelen vatandaşlar Myanmar ordusunun Arakan eyaletinde yaşayan Müslümanlara yönelik katliamına tepki gösterdi.

Platform adına açıklama yapan Raşit Bayrak, kitlesel cürüm ve cinayetlere başta BM olmak üzere bütün dünyanın sessiz kaldığını söyleyerek, “Bugün Myanmar’ın yedi eyaletinden biri olan Arakan’da, Rohingya Müslümanları, Myanmar Devleti tarafından soykırıma dönüşmüş korkunç bir zulüm ve insanlık trajedisine maruz kalmaktadır. Rohingya Müslümanlarının, vatandaşlık hakları ellerinden alınmakla kalmamış bir yandan yasa ile vatansız hale getirilirken, diğer yandan seyahat özgürlüğü, eğitim, sağlık hizmetlerinden yararlanma ve mülkiyet dokunulmazlığı gibi temel hakları da ellerinden alınmıştır. On yıllardır baskı ve şiddetle işkence ve katliamlara maruz kalan 4 milyona yakın Arakanlı, yavaşlatılmış soykırımdan dolayı çevre ülkelere kaçarken sağ kalanlar, sadece yaşamak için, yalnız hayatta kalmak için komşu ülke sınırlarında, kabul edilmeyi beklemektedir.

Bütün insanlığın gözleri önünde hiçbir hak, hukuk, adalet ve ahlaki ilkelere itibar etmeksizin işlenen kitlesel cürüm ve cinayetlere başta BM olmak üzere, devletler, siyasetçiler, aydınlar, sanatçılar, gazeteciler, sivil toplum örgütleri özetle bütün dünya sessiz kalmaktadır. Sözde medeni dünya insan hakları ve özgürlüğüne ilişkin tüm ilkelerini çiğnemiş, ayaklar altına almıştır. Öyle ki, bu kesin ve feci insan hakkı ihlalleri karşısında dünya sadece koyu bir sessizliği seçmiyor adeta göz yumarak destek veriyor. Zulmü ve zalimleri cesaretlendiren bu duyarsızlık, artık materyalizmin ve modern ideolojilerin egemen olduğu sistemde ahlakın çöktüğünü, vicdanın çürüdüğünü, insani duyguların öldüğünü göstermektedir.”

Katliamlara maruz bırakılanların ‘Müslüman’ olmaları, işkencelere karşı gösterilen sessizlik ve duyarsızlığın bilinçli bir tercih olduğunu ifade eden Bayrak, “Kendi öz vatanında kimliği olmayan, okullara, hastanelere gidemeyen, seyahat edemeyen, mülk edinemeyen mazlum ve müdafaasız Arakanlılar, zalimlerin olmayan insafına terk edilmiştir. Bütün dünya, diri diri yakılırken, liğme liğme edilirken mazlumların gökleri parçalayan çığlıkları karşısında tavır olarak sağır, soğuk bir sessizliği seçmiştir. Filistin’de, Gazze’de, Bosna’da, Doğu Türkistan’da ve halen süren Irak, Suriye işgallerinde görüldüğü üzere insanlık yok olmuştur. Neredeyse bütün katliamlara maruz bırakılanların ‘Müslüman’ olmaları, evrensel haksızlık, zulüm ve işkencelere karşı gösterilen betondan sessizlik ve duyarsızlığın bilinçli bir tercih olduğunu göstermektedir. Anlaşılan o ki, öldürülen, kanı akıtılan Müslümanlar olunca üzülmeye, karşı duruşa, engellemeye gerek duyulmamaktadır. İnsan hakları ve özgürlüğü Müslümanlar için işlevini yitirmektedir. Dün Srebrenitsa’da olduğu gibi bu katliamların zaman zaman Birleşmiş Milletlerin izin ve gözetimi altında yapılması da zulme teslim olmuş dünyanın medeniyet seviyesini göstermesi adına ibret vericidir.

İşin daha vahim boyutu acı ve işkencelere maruz bırakılan kardeşlerine biz Müslümanların duyarsız kalması anlaşılır gibi değildir. Kardeşlerimize insani ve İslâmi sorumluluğumuz gereği siyasi, ekonomik ve diplomatik yardım yapmamak, bizi kardeş kılan ruhun çürüdüğünü, bizi bir ve beraber kılan imanımızın zayıfladığını göstermektedir.  Fiili ve mali desteği bir yana koyalım, dualar da bile kardeşlerimizi hatırlayamayacak kadar acz, atalet ve yabancılaşma içinde küfrün duyarsızlığını yaşama biçimine dönüştürmüş gibiyiz. İçinde olduğumuz bu sefil durum bizim felaketimiz ve helak olma sebebimiz olarak yeter! Bizi asıl çökerten bu yabancılaşmadır. Bir an önce, hemen özümüze dönerek, kim ve ne olduğumuzun bilincini yeniden kuşanarak, kardeşlik duygularıyla silkinip Arakanlı kardeşlerimize ve tüm dünya mazlumlarına elimizi uzatmak zorundayız.” şeklinde konuştu.

Karaman Sivil Toplum Kuruluşları Platformu olarak haksızlığa, hukuksuzluğa, zulme, sömürüye asla rıza göstermediklerini aktaran Bayrak, açıklamasına şöyle son verdi;

“Bu zorlu zamanlar, inanan her insanın ağır sorumluluk ve sınavdan geçtiği süreçtir. Kardeşlerimize bugün destek vermezsek ne zaman vereceğiz? İslâm kardeşliğinin hayatı saran, kucaklayan yakınlığı, içtenliği ne zaman yaşanacak? Türkiye Dönem Başkanlığını yaptığı İslam Ülkeleri İşbirliği Teşkilatı’nı hemen aktif olarak devreye sokmalıdır. İslâm ülkeleri kendilerini teslim alan ataletten bir an önce kurtulmalı, tarihi, siyasi, ekonomik sorumluluklarını acilen yerine getirmelidir. Sivil toplum örgütleri, kardeşlerimizin sorun ve ihtiyaçlarıyla daha yakın, daha yoğun ilgilenmeli, gittikleri her yerde bu zulümlere karşı farkındalık oluşturacak etkinliklerle eylemler yapmalıdır. Bu konu yoğun, etkin bir diplomasi yürütülerek başta BM olmak üzere, uzak yakın tüm ülkelerin gündemine sokulmalıdır.

Sadece Arakan’da değil, bütün ümmetin bütün coğrafyasında Müslümanlar küresel emperyalizmin saldırısı altında perişan durumdadır. İnancımız, kültürümüz, kültür değerlerimiz, medeniyet eserlerimiz, kurumlarımız, benliğimiz, özetle bütün bir varlığımız işgal ve yok edilmek istenmektedir. Biz adaletin, insan hak ve özgürlüklerinin savunucuları Karaman Sivil Toplum Kuruluşları Platformu olarak haksızlığa, hukuksuzluğa, zulme, sömürüye asla rıza göstermedik, göstermeyeceğiz. Gittiğimiz her yerde, bulunduğumuz her platformda mazlum ve Müslümanların meselelerini gündeme taşıyacak, insanlık vicdanını uyandıracağız. Ayrıca buradan, başta siyasi otoriteler olmak üzere Türkiye’de etkili ve yetkili herkesi, sınırları ve sınıfları aşan aidiyet ve kardeşlik duygularımızı hatırlayarak bu zulmü durdurmak, kalıcı barışı sağlamak için ellerinden gelen tüm gayreti göstermeye çağırıyoruz.”