Kudüs hakkında basın açıklaması yapan Cihannüma Derneği Karaman İl Temsilcisi Cahit Suci, “ABD Başkanı Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in Başkenti olarak tanıma kararını açıkladığı yıl Aralık 2017. Bu tarih sıradan bir tarih değildir. Bundan tam yüzyıl önce yani 1917 yılında Osmanlı Devleti Filistin topraklarından fiili olarak ayrılmıştı. Sözlerimin başında hemen şunu ifade etmeliyim ki Trump’ın yapmış olduğu açıklamanın yani büyükelçiliklerinin Telaviv’den Kudüs’e taşıma kararının zerre kadar bir kıymeti yoktur ve bu karar Müslümanlar nezdinde bir hiç hükmündedir ve hatta hiç bile değildir.” dedi.

BİR İHANET SÜRECİDİR

Mescid-i Aksa ve Kudüs’ün Müslümanların olduğunu söyleyen Suci, açıklamasında şunları kaydetti;

“Bu ayrılış sonucunda İngilizler Filistin topraklarını yönetmeye ve hükmetmeye başladı. Bu süreç haçlı-siyonist ittifakının da aynı zamanda bir ihanet sürecidir. Yahudiler bir plan çerçevesinde Filistin topraklarına getirildi ve kendilerinin olmayan bu topraklar onlara adeta peşkeş çekildi. Adım adım işgal devam etti. 1948 yılında İsrail Terör Devleti Filistin toprakları üzerinde kuruldu. Peki bu sürece nasıl gelindi. Müslümanlar bu süreçte Yahudilere herhangi bir zarar verdi mi? Şimdi şunu herkesin çok iyi bilmesi lazım. Roma İmparatoru Hadrian M.S 135 tarihinde Filistin topraklarındaki Yahudileri dünyanın dört bir yanına sürgün etti. Bu sürgün sonunda dünyanın dört bir yanındaki Yahudiler yıllar içerisinde yaşadıkları ülkelerden atılmaya başladı. İspanyollar, İngilizler, Fransızlar, Almanlar, İtalyanlar, Polonyalılar ülkelerindeki Yahudileri kovdu. Dikkat edilirse bu ülkelerin hiçbirisi Müslüman bir ülke değildir. O süreçte yine bu Yahudilere Müslüman ülkeler kucak açtı. Toraklarını ve yemeklerini onlarla paylaştı. Demem o ki Yahudilerin bu dışlanmalarında Müslümanların hiçbir dahli olmamıştır. Olmadığı halde üstelik onlara sahip çıkmıştır. Yahudileri dışlayan, onları aç bırakan, sürgün eden Müslümanlar olmadığı halde ve üstelik onlara o sıkıntılı zamanlarında müslümanlar sahip çıktığı halde bugün en büyük zararı Müslümanlar görmektedir. Bu asla kabul edilebilir bir durum değildir. Müslümanların ana sütü helal toprakları işgal edilmekle kalmadı Hz. Ömer’in, Selahattin’i Eyyubi’nin emaneti olan Kudüs şehri de Yahudiler tarafından işgal edildi. Bugün ise İsrail’in başkenti olmakla karşı karşıya getirildi. Bu biz Müslümanlar için asla kabul edilebilir bir durum değildir. Bunu kabul etmiyoruz, işgali kabul etmiyoruz. İsrail Terör Devleti’nin işgal ettiği Filistin topraklarından bir an evvel çıkmasını istiyoruz. Mescid-i Aksa ve Kudüs Müslümanlarındır. Mescid-i Aksa Müslümanların Kabe ve Mescid-i Nebevi’den sonra üçüncü haremidir. Bizim Harem-i Şerifimizdir. Harem özeldir ve oraya asla kimse giremez. Biz de haremimize Siyonistlerin girmesine müsaade etmeyeceğiz.

MESCİD-İ AKSAYI YALNIZ BIRAKMAYACAĞIZ

Yahudiler nankördür, Yahudiler korkaktır ve Yahudilerin kalpleri darmadağınıktır. Allah’tan başka güç ve kuvvet sahibi yoktur. Yahudiler yenilmeye mahkumdur ve onlar yenilecektir. Zafer tüm ihtişamıyla Müslümanlarındır ve zafer yakındır. Yahudiler kaybetmeye mahkumdur. Kudüs’ü ve Mescid-i Aksa’yı o nankörlere, o korkaklara ve o kalpleri darmadağınık olanlara ne bugün ne de yarın asla bırakmayacağız. Kudüs, Mescid-i Aksa başta olmak üzere bütün Filistin toprakları özgür oluncaya dek mücadeleye devam edeceğiz. Allah’ım şahit ol devam edeceğiz. Filistin’in başşehri Kudüs’tür ve Kudüs olmaya da devam edecektir Allah’ın izniyle.  

Karaman’dan bir kez daha haykırıyoruz. Peygamberlerin ayak izlerinin ve alın terlerinin bulunduğu Peygamber efendimizin Miraca yükseldiği Mescid-i Aksayı yalnız bırakmayacağız.”