Şahin, "Çanakkale Zaferi, aziz milletimizin tüm imkânsızlıklara rağmen, inanç, azim ve kararlılıkla vatanımızı düşman işgaline karşı korumak, Ezan sesi susturmamak, yüce kitabımız Kuran-ı Kerimi kâfire çiğnetmemek için Allah’ın kanunlarının Ülkemizdeki ve yeryüzündeki hakimiyetinin devam edebilmesi için tarihimizin altın sayfalarına yazdığı bir destanın adıdır. Çanakkale imanın imkâna dönüştüğü zaferdir. İmanın zaferidir." dedi.

102 yıl evvel sahip oldukları büyük askeri ve teknolojik güçle Çanakkale önlerine gelen emperyalist güçlerin, milletimizin iman gücü karşısında asla unutamayacakları bir ders aldıklarını anlatan Şahin, "Vatanın dört bir yanından gelerek, Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle savaşan ve bu uğurda can veren ecdadımız milli birlik ve beraberliğimizin ne kadar güçlü temellere sahip olduğunu tüm dünyaya göstermiştir. Milletimizin sahip olduğu bu üstün kardeşlik ve iman gücünü Çanakkale’de bir kez daha gören aynı emperyalist güçler şimdi bu yüksek manevi kardeşliği hedef almaktadır. Bu yüzden kardeşliğimizi bozmaya, ahlaki ve manevi değerlerimizi tahrip etmeye yönelik çalışma ve gayret içindedir. Bu çalışmalarının sonucu bizi düşünen değil, kutuplaşan birbirini çok kolay hain, bölücü, münafık, mürtet, ilan edebilen fertler haline getirebildiler." dedi.

Tankıyla, topuyla, döneminin en yüksek teknolojisiyle donatılmış silahlarıyla Çanakkale’yi geçemeyenlerin, bugün bankalarla, misyoner TV’lerle, Avrupa Birliği kriterleri adı altında dayatılan düzenlemelerle Sevr emellerine ulaşmaya çalıştığını dile getiren Başkan Şahin; "Batı, gençliğimizin ahlaki ve manevi değerlerini tahrip etmek için her türlü hile ve desiseye başvurmaktadır. Maalesef Hakkı değil Gücü üstün gören işbirlikçi anlayışların yaklaşımları bu emperyalist güçleri daha da cesaretlendirmektedir. Bu durumu tersine çevirip Batı dünyasına korku vermek için, Lozan’ı tanımayan, stratejik müttefik! dost! ülke ile ilişkilerimizi gerçek manada gözden geçirmeliyiz. Yine bizi her fırsatta sırtımızdan vuran, bizi ancak bir pazar olarak gören Avrupa Birliğine girmek için değil D-8’leri işlevsel hale getirip, İslam Birliğini kurmak için çaba sarf etmeliyiz. Milletimiz Çanakkale’de dinine, imanına, vatanına sahip çıkmıştır. Bizde Ezanı yasaklayanlara ellerini ve dillerini titretecek tepki göstermeli, yaptırım uygulayabilmeliyiz. Ecdadımız özgür ve bağımsız bir ülke konusundaki kararlılığını 250 bin şehitle ortaya koymuştur. Bundan sonra böyle bir durumda aynı dirayet ve kararlılığı gösterecek Ahlaklı ve Maneviyatına sahip çıkabilecek şuurlu nesiller yetiştirmeliyiz.” dedi.

Başkan Şahin, Çanakkale savaşında öldürülen düşman askerlerini Müslümanların anmasına anlam veremediklerini belirterek, “Her sene biz Çanakkale zaferini kutlarken, Çanakkale’de şehit düşen ecdadımızı anıyoruz. Çünkü bu zafer ölümü esarete tercih edenlerin zaferidir. Allah için canını ortaya koyabilmenin en müthiş örneklerinden biridir. Ancak yine her sene Avustralya ve Yeni Zelanda başta olmak üzere Batı dünyası da burada kendi ölülerini anıyor ve ‘şafak ayini’ dedikleri bir ayin düzenliyorlar. Batı dünyasının bu etkinliklerine maalesef bir takım Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları da katılıyor. Kendilerini sanatçı! aydın! diye tanımlayan bu kimselere sormak lazım ‘Sen neyi anıyorsun? Bunlar topraklarımızı işgal edip, tüm mukaddesatımıza tecavüz için gelenler değil mi? Büyük bir heves ile katıldığın şafak ayini Ezanımızı susturamadıkları için üzüntülerinin ifadesi değil mi?” dedi.

Saadet Partisi GİK üyesi ve Karaman İl Başkanı Şahin açıklamasını şöyle bitirdi;

“Rabbimizden insanımıza şuur, tüm şehitlerimize rahmeti ile muamele etmesini niyaz ediyoruz. Başta Çanakkale’de can veren 250 bin şehidimiz olmak üzere, bu vatanı bize emanet eden tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle anıyoruz. Bütün milletimizin Çanakkale Zaferi’ni kutluyoruz.”