Memur-Sen Karaman Şubesi, çeşitli sivil toplum kuruluşlarının desteğiyle Cuma namazının ardından Aktekke 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda basın açıklaması düzenledi ve Halep'te ölen Suriyeliler için gıyabi cenaze namazı kılındı.

Burada konuşan Memur-Sen Karaman Şubesi Başkanı Yunus Özdemir, Halep’te insanlık ölüyor diyerek, şunları söyledi;

“Halep bizim tarihimiz Halep bizim parçamız. Halep bizim yürek yangınımız.

Bugün Srebrenitsa'nın kaderini Halep yaşıyor. Halep'te insanlık ölüyor.  Batı yine üç maymunu oynuyor..

Bugün insanların, insanlığın ve bütün insani değerlerin katledildiği kentlerden biri Halep! Bugün Halep’te can pazarı yaşanıyor.

Ve maalesef insanlık bu katliamı kanıksamış durumda. Dünyanın birçok ülkesinde yaşayanlar bu katliamları kendi surları arkasından “bir film izliyormuş gibi” seyrediyor.

Değerli dostlar, Halep, insanlığın topyekûn öldüğü bir yerdir artık. Kim hangi bahanenin arkasına gizlenirse gizlensin hakikat budur. Bu yüzden Halep, aynı zamanda insanlığın imtihanıdır.

Ama insanlık duyarsız, insanlık kayıtsız... En çok da ümmetin sessizliği canımızı acıtıyor.

Surların arkasına sığınmış batılıların kahir ekseriyetinin duyarsızlığına Bosna’da, Çeçenistan’da, Doğu Türkistan’da, Afganistan’da, Irak’ta şahit olmuştuk.

Fakat ümmet kendinden uzak zannettiği olayın bizatihi ortasında olduğunu nasıl anlamaz? İçindeki yangını nasıl hissetmez?

Nasıl susma korosuna katılır? Ölen biziz. Ezilen biziz. Toza dönüştürülerek köle edilmek, yok edilmek istenen biziz.

İslam ümmeti, adım adım izlenen ve kendisini yok etmeyi hedefleyen stratejiyi neden görmez?

Yoksa bu köhne sistemin, bu çarpık düzenin kendisine dokunmayacağını mı zannediyor?

Her gün ölen yüzlerce insanın istatistiki bir veri olmanın ötesine geçemediği bu bozuk dünya düzeninde, herkes bilmeli ki birgün, insanlığın sığınacak yeri kalmayacak. Çünkü bu çarpık ve bozuk düzen, propaganda araçları marifetiyle, bir avuç kapitalistin, birkaç emperyalist devletin çıkarı için şiddeti meşrulaştıracak söylemler üreterek devamlılığını sağlamaktadır.

İnsani yardımın gidebilmesi için geçici ateşkesin bile Birleşmiş Milletler’de veto edildiği bir dünya daha ne söylenebilir ki?

Bugün insanlık dramının merkezi Halep, aynı zamanda işte bu ve benzeri manzaralardan dolayı bir ahlak imtihanının da merkezidir. Evet… Halep bir ahlak meselesidir. Tıpkı Arakan, Filistin, Doğu Türkistan, Afganistan, Irak, Mısır gibi…
Evet… Halep, geç kalınmış olsa da ahlak isyanının başlangıç noktasıdır.”

"HALEP'İ AÇLIKTAN, İNSANLIĞI UTANÇTAN KURTAR" KAMPANYASI
Yunus Özdemir açıklamasının devamında, Halep'e 81 ilden 81 tır yardım yapılacağını açıkladı.

Özdemir, “Yukarıda ifade ettiğim gibi zalim düzenin devamı için terör bir aparat olarak kullanılmaktadır. Biz biliyoruz ki, terör, özellikle İslam dünyasında yıkımın yaşanması için, bizzat emperyalist devletler tarafından desteklenmektedir. Suriye’ye bakın. İlk günden beri terör örgütleri etkin bir silah olarak kullanılmakta… Ve bunu hepimiz biliyoruz. Ne çare ki, sözün kar etmediği bir zamanda yaşıyoruz. Çünkü düzen öyle kurulmuş. Düzen güçlünün diline göre hükmünü icra ediyor maalesef.
Biz yine de düzenin bu yalanını yüzlerine çarpıyoruz. “Terörü üretenle, terörü temizleyeceğim diyen aynı ağız” diye haykırarak, Halep için ayağa kalktık. Biz biliyoruz ki, orada, o can pazarının yaşandığı mahşer yerinde, insanlık direniyor. İşgalci emperyalistler ne derse desin bu böyledir.

Rusya, İran ve Suriye rejiminin ortaklaşa gerçekleştirdikleri katliama karşı da uluslararası düzeyde “insanlık diplomasisi” başlattığımızı buradan deklare ediyoruz. Çünkü, dünyanın her yerinde vicdanlı insanlar olduğuna biliyoruz. Biz vicdanlara seslenerek, insanlığı harekete geçirebileceğimize inanıyoruz.

Merhamet ihtiyacı adalet yoksunluğuna dayanır. Biz daha köklü çözümler üretilmesi gerektiğini, adil bir dünyanın vicdanları harekete geçirdiğimiz zaman mümkün olduğunu inanıyoruz. Yani tüm dünya üzerindeki Rachelleri, Malcom X’leri, Gandileri harekete geçirerek Halep’e bir vicdan köprüsü oluşturmak zorundayız. İnşallah bunu başaracağız.

Bunun ilk adımı olarak da “Halep’i açlıktan, insanlığı utançtan kurtar.”  kampanyamızı başlattık. Halep büyük bir hapishaneye, bir açlık kampına, bir işkence kampına dönüşmüş durumda. Bir taraftan bombalar yağıyor, bir tarafta açlık insanları vuruyor. Bir an önce insanların temel ihtiyaçlarının karşılanması gerekiyor. Bununla ilgili bütün Türkiye de yardım kampanyası başlattık. Burada, Memur-Sen’in de içinde olduğu Karaman Sivil Toplum Platformu olarak Acil Un kampanyamızı da hafta başında başlattık. Hamdolsun halkımızın yoğun bir teveccühü var. Buradan tekrar çağrıda bulunuyor, en yüksek duyarlılığı bekliyor, yardım kampanyamızın 23 Aralık’a kadar devam ettiğini ilan ediyoruz.

Memur-Sen olarak, Cumartesi günü saat 11.00'da İstanbul, Taksim’de bir yürüyüş yapacağız. Enkazın altından çıkarılmış bir canın, Ümran bebeğin insanlığımızı sorgulatan fotoğraflarıyla yürüyeceğiz. Çünkü Halep bugün Ümran bebek kadar yalnız, Ümran bebek kadar şaşkındır. Bu yürüyüşümüzle o bölgedeki katliamı daha geniş kitlelere duyurmayı amaçlıyoruz.

Türkiye genelindeki 5 aşamalı eylem planımızı sırayla açıklayayım:
"İlk Olarak:
9 Aralık (Cuma) saat 10.30'da Yardım Kuruluşları ile Genel Merkezimizde basın toplantısıyla yardım çağrısında bulunuyoruz
İHH, Kızılay, Cansuyu ve Deniz Feneri'ne "81 Tır Un" çeklerini teslim ediyor ve bütün teşkilatlarımız illerde yardım seferberliği başlatıyor.

İkinci Olarak:
9 Aralık/Cuma Namazı çıkışı tüm illerde İl Teşkilatlarımızca  'Gıyabi Cenaze Namazı-Akabinde Basın Açıklaması' düzenleniyoruz.

Üçüncü Olarak:
10 Aralık İnsan Hakları Gününde 11.00 İstanbul'da Tünel'den G.Saray Lisesi'ne kadar yürüyüş ve basın açıklaması yapıyoruz.

Dördüncü Olarak:
Uluslararası Kuruluşlara ve İrtibatlı olduğumuz tüm emek örgütlerine 'Duyarlılığa Çağrı Mektubu' gönderiyoruz.

Beşinci Olarak:
Yardım TIR'larımızla, araçlarımızla 14 Aralıktaki 'Halep'e Yol Açın' konvoyuna katılıp Halep'e doğru yola çıkıyoruz.
Son söz olarak 'İnsanlığın ölmediğini’ herkese gösteriyoruz” dedi.