Eğitim-Bir-Sen Karaman Şubesi, YGS ve SBS sınavları öncesi Karaman Aile Hekimleri Derneği tarafından öğretmen ve okul yöneticilerini,  “öğrencileri sahte rapor almaya yönlendirdikleri” iddiasıyla  Valilik, Sağlık Müdürlüğü ve Milli Eğitim Müdürlüğü onayıyla okullara gönderilen resmi yazıdaki isnat ve iftiralara sert cevap verdi.

Şube yönetiminin yaptığı yazılı açıklamada;''Karaman Aile Hekimleri Derneği (KARAHDER) nin öğrenci sevk ve raporlarıyla ilgili yazısı Valilik ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü aracılığıyla okullara gönderildi.  Yazıda KARAHDER haddini aşarak eğitim kurumlarının işleyişini hiçe sayarak öğrencilerin “okul idaresince tanzim edilecek bir belge ile Aile hekimlerine başvurmalarının sağlanmasını istemekte,  bu sayede öğrenci hastalık raporları ile suiistimallerin önüne geçileceği belirtilmektedir.

Yazının ilerleyen kısımlarında “Öğrencilerin ve velilerin SBS ve YGS sınavları öncesi sınava hazırlık durumunu bahane ederek istirahat raporları ve bu raporların hastalık dışı nedenlerle sahte rapor tanzim edilmesi istendiği” vurgulanmaktadır.  Bunun nedeni olarak da bu “Bu tip sahte raporlar taleplerine velileri ve öğrencileri yönlendirenler ortaöğretim kurumlarında görevli olan öğretmenler ve okul idarecileridir.” diyerek yazıyı “Kendileri de resmi kurumlarda çalışan bu kişilerin öğrencileri sahte rapor tanzim edilmesi  için bize yönlendirmeleri sonucunda Aile hekimleri olarak öğrenci ve veliler ile ilişkiler zarar görmekte, güvensizlik oluşmakta…” diyerek yazıyı tamamlamaktadırlar.

Öncelikle öğretmen ve idarecilerin resmi kurumlarda çalıştığını belirtenlerin, resmi kurumların çalışma usül ve esaslarını da bilmesi gerekir.  Okullarda hiçbir şekilde (hatta parasız yatılı okuyan öğrenciler de dahil olmak üzere) sevk vb. herhangi bir belge düzenlenmemekte, düzenlenen belgelerin  sonucunda oluşan maliyet Maliye Bakanlığınca da ödenmemektedir. Dolayısıyla okullarımızdan hangi tür belgenin istendiğini Eğitim-Bir-Sen ve eğitim camiası olarak anlamakta güçlük çekmekteyiz. Aynı şekilde konuyu yakinen bilmesi gereken Valilik ve Milli Eğitim Müdürlüğünün bütün bu durumları göz ardı ederek gereğinin yapılmasını istemelerini  de anlamakta güçlük çekmekteyiz. Okullarımız ne yapsınlar? Sahte belge mi düzenlesinler? 

Sevk ve muayene zincirinde hiçbir dahli olmayan okullarımızın yönetici ve öğretmenlerimizin akıllara ziyan bir iftirayla suçlanması en basit ifadeyle haddini aşmak ve hakarettir. Valilik ve Milli Eğitim Müdürlüğü de bu hakaretleri ve isnatları reddetmek yerine okullardan  gereğinin yapılmasını istemeleri  eğitim camiasını derinden yaralamış ve kırgınlığa yol açmıştır. Zira yukarıda  belirtildiği gibi adı geçen dernek tarafından asılsız iddia ve iftiralarla öğretmen ve idarecilerin, öğrencileri sahtekarlığa, usulsüz ve asılsız rapor almaya yönlendirdikleri ifade edilmektedir. İddia sahibi iddiasını ispatlamakla yükümlüdür. Aksi durumda müfteridirler.

Eğitim camiasını bu şekilde mesnetsiz isnat ve çirkin ifadelerle suçlayan derneğe şu soruyu sormaya hakkımız yok mu? Raporu verirken hangi öğretmen ve idareci size baskı yaptı? Yasal olmayan belge düzenlenmesini istediğiniz okul yönetici ve öğretmenlerinden,  öğrencileri muayene ederek hasta olup olmadıklarına karar vermeleri mi istenmektedir.

Kendilerini savcı ve yargıç yerine koyarak, öğretmen ve idarecileri peşinen suçlu sayanlar, şunu bilmelidirler ki eğitim camiası kanun ve yönetmeliklerle kendilerine verilen görevleri hakkıyla yerine getirmektedirler.

Bu yazının zincirleme halinde bu çirkin iddia ve iftiraları görmüş olmalarına rağmen,  herhangi bir düzenlemeye gitmeden onaylayarak, eğitim camiasından usulsüz iş ve işlem yapmalarını isteyen başta İl Sağlık Müdürlüğü, Milli Eğitim Müdürlüğü ve Valiliğe de derin teessüflerimizi  sunuyoruz. Adı geçen derneğin eğitim camiasından vakit kaybetmeden özür dilemesini istiyoruz. Unutmayın ki sizleri bu günlere getirenler suçladığınız eğitimcilerdir. Toplumların medeniyet düzeyi öğretmenine gösterdiği saygıyla ölçülür.''dendi.