Prof. Dr. Halit Çalış, ilim kavramının İslam kültüründe ilahi ve beşeri bilginin yanı sıra bilim için de kullanılan kapsamlı bir terim olduğunu belirterek terimin sözlük anlamları hakkında bilgi verdi. Kavramın ‘bilmek’ anlamında ‘bilgi’ ve ‘bilim’in karşılığında kullanıldığını söyleyen Prof. Dr. Halit Çalış, aynı zamanda bilgisizliğin (cehl) karşıtı olarak da tanımlandığını ifade etti.
 
Prof. Dr. Çalış, irfân, ma’rifet, fıkh, tefakkuh, hibre, şuûr, itkan gibi kelimelerin de sözlük anlamı bakımından ‘bilmek’ manasına geldiğini hatırlatarak, “Bu kelimeler tarihi süreçte teknik bir içerik kazandıklarından, gerek bilgi alanları gerekse bilgide kesinlik dereceleri açısından farklı bağlamlarda kullanılmaktadır.” dedi.
 
İLİM-FEN KAVRAMLARI VE ANLAM ÇERÇEVELERİ
İlim kelimesinin ilimler tarihi boyunca belli bir alana ait sistemli bilgi birikimini ifade etmek için kullanıldığını belirten Prof. Dr. Halit Çalış, fen teriminin ise İslam’ın klasik çağında herhangi bir ilmi disiplini veya bir ilme ait alt disiplinlerin her birini karşıladığını söyleyerek, “Modern dönemde fen, din ilimlerini kapsayacak şekilde de kullanılmış, ancak çok defa din ilimleri için ilim, modern bilim için fen kelimesi tercih edilmiştir.” şeklinde konuştu.
 
“KUR’ÂN-I KERİM’İN 750 YERİNDE İLİM KÖKÜNDEN TÜREYEN KELİMELER VAR”
Prof. Dr. Halit Çalış, Kur’ân-ı Kerim’de ilim kökünden türeyen kelimelerin yaklaşık 750 yerde geçtiğini vurgulayarak konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kur’ân-ı Kerim’de ilim kavramı daha ziyade ‘ilahi bilgi’ veya ‘vahiy’ anlamında kullanılmakta, ayrıca gerek insanın vahyedilmiş ilahi hakikate dair ilmi, gerekse bilme melekesiyle ilgili kazandığı dünyevi ilmi ifade etmek üzere çeşitli ayetlerde yer almaktadır. Kur’an’da doğrudan doğruya insanın zihni melekeleri sayesinde elde ettiği bilme, anlama, farkına varma, hatırlama gibi faaliyetleri için de ilim kökünden fiiller yer almaktadır.”
 
“İLİM ÜSTÜN DEĞERDİR; ANCAK BAŞARI SADECE İLME İNDİRGENMEMELİDİR”
İlmin bizatihi bir değer olduğunu belirten Prof. Dr. Çalış, bunun kişide benlik duygusunun harekete geçmesine ve her başarıyı kendisinden bilmeye sebep olabileceğine dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Evrende olup biten her şey Allah’ın ilminin gereği olarak gerçekleşir. İnsan bir nimete ulaştığında ya da bir başarı elde ettiğinde, ‘bu bana bir ilimden dolayı verildi’ diyerek yaratılışa yön veren ilahi kararları yok saymamalıdır. Ayrıca her ilim sahibinin üzerinde daha fazla bilgiye sahip başka bir âlimin bulunduğunu aklından çıkarmamalıdır”.
 
İLİM AMELİ GEREKTİRİR
Sunumunda ilim-amel ilişkisine de değinen Prof. Dr. Çalış, bu konuda şunları söyledi: “İlim hayata yön vermeli, inanç, ahlak, sosyal hayat bakımından insanlığa katkıda bulunmalıdır. Peygamber Efendimiz faydasız ilimden Allah’a sığınmıştır. Önemli olan bilginin, verimli bir toprak gibi hem bilgiyi edinene hem de bütün insanlığa faydalı sonuçlar doğurmasıdır.”
 
İLİMLER TASNİFİNİN TEMEL AMACI ÜSTÜNLÜK BELİRLEMEK DEĞİLDİR
Prof. Dr. Halit Çalış son olarak, İslam âlimlerinin çeşitli dönemlerde ilimleri tasnife tabi tutarken ilimlerin alan ve sınırlarını birbirinden ayırmak, bu alanlar arasındaki ilişkileri belirlemek, farklı ilimlere ait birikimleri sistematik şekilde değerlendirmek ve eğitim sisteminin temel müfredatını oluşturmak gibi esasları göz önünde bulundurduklarını söyledi.
 
Seminer, katılımcıların sorularının cevaplandırılması ve konuyla ilgili karşılıklı fikir alışverişinin ardından sona erdi.