Karaman'da Atatürk Parkı'nda düzenlenen programa Atatürkçü Düşünce Derneği, Eğitim-İş, Eğitim Sen, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Türk Kadınlar Birliği, CHP ve İYİ Parti temsilcileri katıldı.

Programda basın açıklamasını okuyan Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Ülkan Şanlıtürk şu ifadelere yer verdi;

"Ülkemiz genelinde her geçen gün daha da artan çocuk istismarı ve buna bağlı olarak işlenen cinayetler toplum vicdanını ve hepimizin yüreğini derinden yaralamıştır. Çocuk istismarı geleceğimize yapılmış bir saldırıdır. Çocukları yok ederek kendimizi ve geleceğimizi yok ediyoruz. Bu yük kimsenin taşımayacağı kadar ağır bir yüktür.

Ülkemizdeki cinsel istismar olayları 2002'den beri yüzde 450 artmıştı, Sadece geçen yıl dört yüze yakın çocuk istismarı vakası gerçekleşmiştir. Araştırmalara göre her üç kız çocuğundan biri, her beş erkek çocuğundan biri cinsel istismara uğruyor. Türkiye'deki her üç evlilikten biri çocuk gelin evliliğidir. Türkiye çocuk gelin evliliğinde dünyada il on sıradadır. Gerçekleşen her istismar olayı bizim suçumuzdur ve bu çocukların vebali bizimdir.

Peki biz nasıl bu hale geldik? Geçmişte evimizi, çocuğumuzu, malımızı mülkümüzü komşularımıza emanet eden, kapısına kilit vurmayan bizler, çocuğunu sokağa bırakamayan, kapısına kilit üstüne kilit vuran insanlar haline nasıl dönüştük? Yüzlerine bakmaya kıyamadığımız, gözümüzden esirgediğimiz çocuklarımız sapıklar ve caniler elinde heder olurken nasıl böyle sessiz kalabiliyoruz. Bu sapıklar, bu caniler nerelerde yetişiyor? Toplumun bu hale gelmesinden kimler sorumludur? Bu bataklığı kimler yaratmıştır? Hep birlikte bu bataklığı kurutmalıyız. Başka çaremiz yoktur.

Buradan hükümete sesleniyoruz; Çocuk istismarına karşı en ağır cezaları getirecek yasal düzenlemeler derhal yapılmalıdır. Henüz meclis toplanmadı, yasal düzenlemeleri yapıyoruz gibi laflarla olay geçiştirilemez. Bir günde KHK çıkarıp uygulama yetkiniz var, bu yetkiyi her olayda kullanırken bu olay için neden kullanmıyorsunuz?

Karaman'daki birkaç yıl önce yaşanan Ensar Vakfı skandalında olayın üstüne gidilmemiş olay kapatılmaya çalışılmış, dönemin Aile Bakanı; bir kereden bir şey olmaz deme gafletinde bulunmuş, olaya müdahil olmaya çalışanlar üzerinde baskı kurulmuştu, TBMM de Çocuk İstismarı Önleme Komisyonu kurulması için verilen önerge AKP oylarıyla reddedilmiştir. Bu ve buna benzer olayların üzerine yeterince gidilmemesi bugünkü Eylül ve Leyla olaylarını yaratmıştır.

Çocuklar saflığın ifadesidir. Çocuklar bu çirkinliklerin içinde olamaz, olmamalıdır. Bu olayların altında sapık insan, hasta ruh, susan toplum, göz yuman ahlak, çanak tutan sistem vardır. Bizler her şeyden önce anne-babayız. Çocuklarımızın saçının teline gelebilecek en ufak tehlikede dünyayı yıkarız.

Burada kanayan bir yaramız bir derdimiz var hadi hep beraber sesimizi yükseltelim ve çocuk ölümlerine ve çocuk istismarlarına dur diyelim."