Aslen Karaman merkeze bağlı Masdat (Muratdede) köyünden olan, 15 yaşında köyden gurbet serüvenine yelken açan İşadamı Fatih Yıldırım; yaşadıklarını, acılarını, tecrübelerini, memleket hasretini, bir kelime Hollandaca bilmeden Hollandalıya nasıl ürün sattığını, birçok kez iflasın eşiğinden döndüğü anlarını vs. kısa yaşam hikâyesini buyrun birlikte kendisinden dinleyelim.
Ben Fatih Yıldırım, Hollanda’da Werkkleding şirketinin sahibiyim. Karaman Masdat köyü doğumluyum, 2 çocuk babasıyım. 15 yaşında Masdat’tan ayrıldım. 2 sene Konya daha sonra Hollanda macerası başladı. Amsterdam’da 9 yıl turist olarak farklı işlerde çalıştıktan sonra çamaşırhanelerde kuru temizleme alanında çalışmaya başladım.
2 ayrı firmada yaklaşık 23 yıl çalıştım. Daha sonra 1999 senesinden itibaren uzun yıllar Utrecht’te iş tulumu işine başladım ve ayrıca hafta sonları semt pazarlarında satış yaptım. 20 sene kuru temizleme, 15 yıl semt pazarında tecrübe sahibi oldum.

Tek Kelime Lisan Bilmeden Ürün Sattım, O Olay Benim Dönüm Noktam Oldu
Hollandalı çiftçilere fazla Hollandaca bilmediğim halde tulum satışı yaptığım günü hiç unutamıyorum. O olay benim dönüm noktam oldu. Ben asla pes etmedim, yılmadım, azmettikten sonra, istedikten sonra her şeyin üstesinden gelinebileceğine inanıyorum. Sabır, azim ve mücadele sonucu başarı geldi. Utrecht De Meern kentinde son 3 yıldır mağazamız var, Mevla’m nasip etti. Daha sonra kendimizi Ridderkerk’te bulduk. Nereden nereye!
Avrupa ve Hollanda’da, iş güvenliği konusunda çok ciddi disiplin var, yaptırımları çok fazla. Şayet uygun bir kıyafet veya ayakkabı giymeden işe başladığın zaman cezai müeyyideleri çok fazla. Bu durum ise bizim sektör için büyük bir avantaj. Tulum, ayakkabı, eldiven vs. iş güvenliği için son derece önemli gereçler. İşveren ve işçi güvenlik kıyafetleri temin etmek mecburiyetindedir.
Kalite, uygun fiyat son bizim sektörde büyük önem taşır. Müşteri her zaman kraldır, velinimettir. Bizim bir tane müşterimiz var ancak müşterinin binlerce işyeri var. Müşteri memnuniyeti bizim prensibimizdir. Ben ürünüme güvendiğim sürece satamayacağım ürün yoktur.
Kendi markamızı geliştirmek, daha fazla tanıtma çabasındayız. Türkiye’deki bürokrasi fazla olduğu için sektörümüz üzerine Türkiye’de ticaret yapmaya cesaret edemiyoruz. Almanya, İngiltere, Belçika vs. birçok ülkenin markalarını satıyoruz ancak bir Türk markası neden yok? Kaliteli bir ürün üretip, iyi bir organizasyonla pekâlâ uluslararası satış yapılabilir.  Türkiye’de mecburen AB iş güvenliği normlarına tam olarak geçmeli, o seviyeyi yakalamalıdır.
Bir işte kalite birinci sırada gelir. Hollandalı bir işletme açacağız vakit önce alt yapıyı oluşturuyor. Bugün yarın değil on yıllarca ileriyi hesap ederek adım atıyor, yatırım yapıyor. Bizlerde o şekilde adım atmalıyız.

Bizim De Artık Bir Markamızın Olması Gerekir
Türkiye’ye yatım konusunda aynı branşta imkân ve şartlar uygun olursa neden olmasın. İsterim ki, bu sayede binlerce insanımız istihdam edilsin. Yıllardır bu işin içinde olduğum için sarrafın altından anladığı gibi bizde bu işin inceliklerini öğrenmeye devam ediyoruz. İş güvenliği kıyafetleri alanında ün yapmış olan Mascot, bir dünya markası. Öyleki bu marka için özel ekip oluşturulmuş ve bu ekip dünyanın her yerinde özel kumaş araştırması yapar. Genel merkezi Belçika’da ancak ürünler üçüncü dünya ülkelerinden üretilip, geliyor. Üretilen iş kıyafetleri diğer markalara göre biraz pahalı ancak bir o kadar da kaliteli ve uzun ömürlü. Dolayısıyla bizde mağazamızda başta Mascot olmak üzere diğer ünlü markaların da satışını yapıyoruz. Bizim de artık bir markamızın olması gerekir. Türkiye olarak biz neden yapmayalım!
Ridderkerk kentindeki mağazamızda henüz 7 aydır varız. Çok şükür Hollandalı ve diğer müşterilerimize kendimizi tanıttık, tanıtmaya da devam ediyoruz. Bu ülkede zor olan işler bile bize kolay gelmeye başladı, çünkü hep zor şartlarda çalışmaya alıştık.

Bu Sektörde Moda Diye Bir şey Yok
Bizim en önemli özelliğimiz, satışlarımızın genelini online yapıyoruz. Müşterilerimiz bilgisayarının ardından www.werkleding.nl sitemizden siparişini veriyor, bizde en acil şekilde kendilerine ulaştırıyoruz. Bu sektörde moda diye bir şey yok, aslı olan kaliteli ve rahat kıyafettir. Aynı ürünü bundan sonraki seneler için de satabiliyorsunuz. Bu bizim sektör için büyük avantaj.
Şayet werkleding olarak bizimle başka kentlerde şube açmak isteyen olursa (Franchise) biz o konuda bütün aşamalarda yardımcı oluyoruz. Aynı durum Türkiye için de geçerli. Türkiye’den bir girişimci şube açmak isterse gereken yardımı yapıyoruz. Toplamda 5 personelle hizmet veriyoruz, bu rakam bazen artış kaydedebiliyor.

Hollanda’da 2 Bin 500 Civarında Girişimci Hemşerimiz Var
Edindiğimiz bilgilere göre Hollanda’da 50 binin üzerinde hemşerimiz, Karamanlı yaşadığını öğrendik. Bunun yaklaşık 2 bin 500’ü işyeri olan, girişimci hemşerilerimiz. Bu ilerisi için çok önemli. Gelecekte çocuklarımızın daha iyi şartlarda yaşamaları, daha fazla söz sahibi olmaları için çok güzel bir imkân. Parayı kazanır veya kaybedersin ancak güven ve itibarı kaybettiğin zaman bunu parayla da alamazsın. Bu prensip benim hayatıma en önemli yol haritası oldu.

Önerilerimiz
Bu işi yapacak olan gençler öncelikle azda olsa bu işin eğitimini almalarını öneriyorum. Bu alanda belirli bir süre tecrübe edinmeleri şart. Piyasa araştırmasını sürekli yapmak zorunda. Günlük, haftalık, aylık muhasebe yapmalarını tavsiye ediyorum.
Hollanda Karamanlılar Federasyonu (Hokaf) son aylarda ciddi organizasyonlar düzenledi. Bizlere burada destek olmak düşüyor. Hem maddi hem manevi Hokaf’ın yanında olmamız gerekir.
Bana bu imkânı verdiğiniz için size çok teşekkür ediyorum.

Söyleşi – Fotoğraflar: Mehmet Ali Topcu
Rotterdam / Hollanda