Uluslararası Asılsız Ermeni İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMDER) Genel Başkanı Göksel Gülbey, 1992 yılında Ermenistan’ın işgal ettiği Karabağ’da 3 bine yakın Azerbaycan’lı esirler için Türkiye ve Uluslararası insan hakları kuruluşlarına ve resmi kurumlarına yazılı başvuru yaparak, Azerbaycanlı esirlerin akıbetinin araştırılmasını isteyeceğini belirtti.

1992 yılında Ermenistan Azerbaycan Karabağ bölgesinde başlattığı işgal sonucu binlerce sivil halkı katlettiği gibi 4 bin 700 sivil Azerbaycan vatandaşının esir alındığı, 2 bin 700 kadın ve çocuk bin 700’ün sadece kadın esirlerden oluştuğunu belirten Asimder Genel Başkanı Göksel Gülbey, “Ermenistan 25 yıldır işgal ettiği Azerbaycan Karabağ bölgesinden esir aldığı sivil Azerbaycan vatandaşlarını hep inkar edip durdu. Dünya insan hakları örgütleri ve AGİT üyesi ülkelerden de hiçbir ses çıkmaması o esirleri zulme, işkenceye ve ölüme terk etmişlerdir. Ermenistan işgali altında olan Azerbaycan topraklarına seyahate giden Gürcistan ve İran vatandaşlarının esir Azerbaycan’lıların çalıştığı bölgeyi gezerken tesadüfen Kelbecer şehrinde ve uzun zamandır esirlerin tutulduğu söylenen Zod köyü yakınlığındaki arazileri gezmişler. O zaman orada ki madenlerde çalışan, bakımsız, yarı aç, sefil durumda çok sayıda insan görmüşler. Demir tellerle kaplı olan bölge çalışanların kimliğini merak edip sorduklarında hayrete düşmüşler. Onlara rehberlik yapan Ermeni, Zod altın madenlerinde ve diğer madenlerde çalışanların Azerbaycan’lı esirler olduğunu söylemiş, geçmiş zamanlarda Gürcistan’a turist gibi gelen bazı Ermenilerin de o bölgede Azerbaycan’lı esirlerin çalıştırıldığı ile ilgili söylentileri herkes tarafından bilinmektedir. Buna rağmen dünya insan hakları iki yüzlülük yaparak insan haklarının çiğnenmesine sessiz kalmışlardır. Azerbaycan’lı esirler organ mafyası kadınlar ise seks tacirlerine satıldılar. 1992 ve 1995 yılları arasında Ermenistan Devlet yetkilileri işgal ettikleri Azerbaycan Karabağ esir çocukların ve genç kızların organlarını para karşılığı satmışlar ve Azerbaycan’lı esir kadınları kendilerine zorla eş edinmiş veya cinsel isteklerine köle yapmışlardır. Bu durumu kabullenmeyerek ölümü seçen Azerbaycan’lı kadınlar olmuştur. Bunları 1999 yılında Iğdır’da Ermenistan sınırından hayvan kaçakçılığı yaparken yakalanan ve Ermenistan cezaevlerinde 3 yıl yatan insanların anlattıklarından öğreniyoruz. Bu insanlar ceza evinde kaldıkları zaman içerisinde ceza evine günübirlik getirilip götürülen bir Azerbaycan’lı Karabağ esir olduğunu ve boynundan ceza evinde zincirle kilitlendiğini sorduklarında Karabağ işgalinde esir düştüğünü ve Nahcıvan Sederek bölgesi tarafına bakan Ermenistan tarafındaki taş ocaklarında çalıştırıldıklarını, kendisi gibi diğer cezaevlerinde de Azerbaycan’lı esirler bulunduğunu anlatmış. İşte bu kadar bilgi ve delil ortadayken Ermenistan’ın inkar etmesine Dünya İnsan Hakları örgütleri neden bu söylenenlere kulak verip inceleme başlatmıyorlar. Asimder olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İnsan Hakları İnceleme Komisyonuna, T.C. Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığına, T.C. Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğüne, T.C. İçişleri Bakanlığı İnsan Hakları ve Uluslararası Kuruluşlar Dairesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi, Avrupa Konseyi ve Birleşmiş Milletlerdeki örgütlere resmi başvuru yaparak göreve davet edeceğiz” dedi.