1999 yılında İtalya'da kurularak uluslararası bir belediyeler birliği olan Cittaslow, kelime kökeni İtalyanca "Città (Şehir)" ve İngilizce "Slow (Yavaş)" kelimelerinin birleşmesiyle türetildi. Cittaslow, "Sakin Şehir" anlamında kullanılıyor.

Türkiye’de ilk olarak İzmir’in Seferihisar İlçesi Cittaslow’a başvuru yaparak katılmaya hak kazanarak, farkındalık oluşturmuş ve diğer şehirlere ışık tutmuştu. Seferihisar’ın ardından başvurular çoğalarak Türkiye’de 11 adet Sakin Şehir oldu.

Ermenek Belediyesi de, Cittaslow oluşumunu ilgiyle takip ederek, başvuru yaptı. Seferihisar İlçesine giden ve başvuru dosyasını sunan Ermenek Belediye Başkanı Uğur Sözkesen, Sakin Şehir olmak için orada gezi ve araştırmalarda bulundu.

Sözkesen’in başvuru dosyası sıraya konuldu. Artık Ermenek, ilçeye gelerek inceleme yapacak olan komisyonu bekliyor.

İşte Ermenek Belediye Başkanı Uğur Sözkesen’in Cittaslow Başvuru metni;

Ermenek Belediyesi olarak Cittaslow oluşumunu ilgiyle takip etmekteyiz. Bilindiği gibi ülkemizden de ilk olarak Seferihisar bu oluşuma katılmaya hak kazanmış Türkiye’de farkındalık oluşturmuş ve diğer şehirlere ışık tutmuştur. Seferihisar ile birlikte şu an Ülkemizde toplam 11 adet Sakin Şehir bulunmakta.

Ermenek Belediyesi olarak şehrimizin bu oluşumda yer alabilmesi, Cittaslow içinde Toroslardan da bir şehir olması için çalışmalarımıza başladık.

Cittaslow kriterleri, yürütmekte olduğumuz belediyecilik anlayışımız, misyon ve vizyonumuz ile birebir örtüştüğünden dolayı hem uyum sürecinin hem de Cittaslow’un sürdürülebilirliğinin rahatça sağlanabileceğine ve Cittoslow oluşumunu en iyi şekilde temsil edebileceğimize yürekten inanıyoruz.

Sizlerin Ermenek’i tanımasını sağlayacak, değerlendirmenizde faydalanabileceğiniz bazı bilgilere değinmek gerekirse;

Karaman ili Ermenek ilçesi 36°58’ doğu boylamı arasında yer almaktadır. İl merkezine uzaklığı 160 km’dir. İlçenin deniz seviyesinden ortalama yüksekliği 1.250 metredir. İlçenin kuzeyinde Karaman, Konya ili Hadim ilçesi, güneyinde Antalya ili Gazipaşa ilçesi, Mersin ili Anamur ilçesi, batısında Sarıveliler, Başyayla ilçeleri ve doğusunda Mersin ili Mut, Gülnar ilçeleri bulunmaktadır. İlçenin yüzölçümü 1.222,9 km²’dir.

Orta Torosların üzerinde yer alan Ermenek ilçesi birçok akarsu kaynaklarını, yaylaları, mesire yerlerini, tarihi ve tabii güzellikleri içerisinde barındırmaktadır. Bölgenin tüm sularını, bölgenin önemli akarsularından olan Ermenek Çayı toplamaktadır ve Ermenek Çayı üzerine kurulu büyük bir baraj mevcuttur (Ermenek Turkuaz Gölü). Ermenek ilçesi 122.297,7 ha’lık alan ile Karaman’ın %13,86’sını kaplamaktadır. İlçe toplam alanının %20,90’ı tarım arazilerine ayrılmış olup, bu oran Türkiye ve Karaman ortalamasının altındadır. Toplam alanın %9,79 gibi bir oranı çayır ve meralara ayrılmıştır. Toplam alanın %37,76’lık bir alanı ormanlık alan olup, Türkiye ve Karaman ortalamasının üzerindedir (özellikle sedir ormanları yoğundur. Zamanında İmparatoriçe Kleopatra’nın bile göz koyduğu; uğruna nice korsanların gelip geçtiği Sarp Kilikya ormanları, bugün Ermenek ve çevresinde adeta bir yeryüzü cenneti edasıyla yayılıyor. Sedirlerin ve ardıçların yaşadığı bu efsane ormanlar, tüm güzelliklerini cömertçe doğaya sunuyor...) Bağcılık ürünleri bölge için önem taşımakta ve marka olabilecek ürünlerin doğal üretimi söz konusudur (Ermenek Pekmezi). Ermenek engebeli bir yapıya sahip olduğundan tarımda makineleşme gelişmemiştir ve tarım ürünleri, bağ-bahçe ürünleri yetiştiriciliğinde her konuda doğallık ön plana çıkmaktadır.

2013 yılı itibari ile ilçe nüfusunun %36,22’si ilçe merkezinde yaşamaktadır. Güncel nüfus sayımına göre Ermenek nüfusu 11.700’dür. Ermenek ilçe nüfusunun %63,78’i aktif nüfus olarak nitelendirilebilecek 15-64 yaş gurubu içerisinde yer almaktadır. Ermenek ilçesi %96,04’lük bir okuma yazma oranına sahiptir.

Ermenek zengin doğal ve tarihi güzellikleri ile eko turizm potansiyeli taşımaktadır. Dünyanın en büyük mağaralarından ve yeraltı derelerinden birisi olan Maraspoli önemli bir değerdir. İlçede tarihsel olarak birçok arkeolojik sit alanı, doğal sit alanı, mezar, camii, sivil mimari, köprü, çeşme bulunmaktadır. İlçenin diğer ilçelere göre birçok güçlü yönü bulunmaktadır. (Örnek: Karasal iklim bölgesinde yer almasına rağmen Akdeniz iklim özelliği görülmektedir. Halk dilinde kırk ikindi yağmurları diye adlandırılan yağmurların bölgesidir. Deprem riski çok düşüktür. Doğal kaynakların çokluğu dikkat çekmektedir. Bozulmamış kültürel ögeler bulunmaktadır ve yöresel farklılıklar devam etmektedir. Doğal çevrenin bozulmamıştır ve alternatif ürün için elverişli bir yerdir. Tıbbi ve aromatik bitkiler için uygun bir bölgedir. Organik tarıma çok uygundur. vb.)

Ermenek yöresi tarihin ilk çağlarından itibaren mühim bir yerleşim alanı olmuş ve stratejik konumundan dolayı Asur, Hitit, Pers, Makedon, Romalı ve Bizans dönemlerinde de önemini korumuştur. Özellikle Hititler, Makedonlar ve Romalılar döneminde bölgenin çok büyük bir gelişme göstererek bayındır hale geldiği, yine bugünkü ilçe merkezinin de o dönemlerde şekillenmeye başladığı, hatta Romalılar döneminde iki yüz yıl kadar bölgenin her yönden merkezi konumuna yükseldiği de bilinmektedir. Ermenek ismi de bu dönemde görev yapan Romalı kumandan Germanicus'a izafeten "Germanikopolis "den bozulmuştur. İkinci bir izah tarzında da Ermenek; kelimesinin aslı tamamen Türkçe olup Kahraman anlamına gelen (Er) ile İnsan anlamına gelen (Men) Uygurca Karşı, Yamaç anlamına gelen (Ek) kelimelerinden mürekkep olarak (Kahraman İnsan Yeri) veya (Kahraman İnsanların Bulunduğu Yamaç) değerlendirilmekle birlikte bir diğer rivayete göre de İrem-Nak Cennet Bağları anlamına gelir. Türklerin fetihten hemen sonra Anadolu da kurdukları üç şehir (Yenişehir, Aksaray, Ermenek) içerisinde yer almıştır. Esasen Türklerin bölgeyi tanımaları da Malazgirt zaferinden çok öncelere rastlar. Ama kesin yerleşme 1071 'den sonra ve XII. yüzyılın hemen baş1ari yani 1115 yıllarına tekabül etmektedir. Yalnız daha sonra büyük bir kısmı İslamlaşacak olan Hristiyan Bulgar ve Varsak (Farsak) Türkleri yöreye daha önce yerleşmişler, Zira Bizanslılar daha XI. yüzyılda Ermenek kalesini ücretli askerleri olan Peçenek Türklerine bırakmıştı.

1071 'de Anadolu’nun kapılarını Türklere açan Malazgirt zaferinden sonra tamamıyla Türkmen nüfusu ile dolan Ermenek ve yöresine çogun1ugu Oğuzların Avşar boyuna mensup, Turgutlu, Oğuzhanlu, İkizce1ü, Mukaddemlü, Uğurlu, Kazanculu, Sarivelilü, Burhanlu gibi belli başlı oymak ve aşiret1er yer1eşecektir. Bunlar coğrafi yapının da özelliğine uygun olarak bu bö1geyi eski Türk taksimatında olduğu gibi İç-el (İç-i1) ve Taş-e1 (Dış-i1) olmak üzere iki bölümde isimlendireceklerdir. Bu esnada baş gösteren Haçlı seferlerine karşı mühim görev1er üstlenen Ermenek yöresindeki Türkmen1er, 1101 'de olduğu gibi, bu istilacıları bölgeye sokmamışlardır.

Ermenek yöresinde 1228 yılından itibaren önemli bir uç meydana getiren Türkmenler, Nure Sofi önderliğinde etraftaki kalelere hücum ederek, sınırlarını genişletmişlerdir. O'nun ölümü ile yerine geçen oğlu Kerimü'd-din Karaman Bey döneminde Erdemli ‘den Antalya önlerine kadar Taşeli bölgesi hakimiyet altına alınarak Ermenek başkent yapılmıştır. Bundan sonra şehir, önemli kültürel faaliyetler ve mimari eserlerin meydana getirildiği bir yer olmuştur. Belki de bu yüzden bir müddet Karamanlı adı unutularak ve devrin en önemli kaynaklarında bu devlet, Ermenek Beyliği olarak anılmaya başlanmıştır. Yine bu kaynaklarda şehrin vasıfları uzun uzun anlatılırken, beyliğin on beş kadar şehir ve elli bir kaleden 25.000'i yaya, kalanı da süvari olmak üzere 50.000'e yakın asker çıkardığından bahsedilmektedir. Bu dönemde Ermenek, bir kısmı gümüş olan ve halihazırda çok azı ele geçmiş bulunan Karamanoğulları paralarının da darp edildiği bir yerdir. Larende (bugünkü Karaman il merkezi), Alaiye, Mut, Anamur, Gülnar, Silifke o dönemde Ermenek'e bağlı şehirlerden bir kaç tanesidir. 1487 yılına kadar Karamanoğullarının yönetiminde kalan bölge her yönden mamur bir halde Osmanlıların eline geçerken, Ermenek'te doğmuş olan Karaman Beyliği yine burada son bulmuştur.

Osmanlılar döneminde Konya merkez olmak üzere teşkil edilen Karaman Eyaletine dahil edilen Ermenek, dönemin yerli ve yabancı kaynaklarının ittifakla belirttiğine göre bir müddet daha önemini devam ettirmiştir. Hatta bu dönemde bölgenin ticari faaliyetlerinin merkezi haline geldiği ve bilhassa tekstil üretimi ile ticaretinde çevredeki yegâne şehir konumuna yükseldiğini görmekteyiz. Öyle ki, o dönemde Ermenek bezi bütün Osmanlı ülkesinde arandığı gibi İstanbul ve Edirne pazarlarında da en yüksek fiyattan satılan emtia içerisinde yer almıştır.

XVIII. yüzyıldan itibaren Osmanlı Devleti'nin paralel olarak Ermenek ve yöresi de gerilemeye başlamıştır. Buna rağmen 1890'lı yıllarda Larende'nin 8.961 olan merkez nüfusuna karşılık Ermenek şehir merkezinde 6.430 kişi yaşamaktaydı. İlçe genelinde ise Larende'nin 16.828 kişiye ulaşan nüfusuna karşılık (1894 Konya salnamesi) Ermenek'te nüfus 25.665 kişiye ulaşmaktaydı (1893 Adana salnamesi). Yine bu dönemde civar kazalardan Silifke 28.000, Mersin 29.000, Mut 15.000, Gülnar 18.000, Anamur 16.000 toplam nüfusa sahip idi. Bu sonuç Ermenek'in 1845 idari taksimatında Mut, Silifke, Anamur, Karataş kazalarını içine alan İçel sancağının merkezi olmasıyla yakın ilişkilidir. Ne var ki, 1870'de bu vasfını kaybederek ve yöre insanı günümüze kadar devam eden bir mücadeleye mecbur kalmıştır. Bu süreç içerisinde bölgenin hızla gerilediği de bir gerçektir. Öyle ki, 1891 'de 6.430 olan merkez ilçe nüfusu 1945'de ancak 6.607 kişiye ulaşabilmiştir. Ermenek yine bu dönemde, 1910'da Konya'ya bağlanmışken, 1915'de Adana'ya, 1919'da tekrar Konya'ya ve 1989'da ise Karaman iline bağlanmıştır.

Ermenek’te Cittaslow için 1001 türlü özellik var. Ermenek’e bir an önce gelip görmelisiniz. Beklentimiz, şehrimizin de Cittaslow üyeleri arasındaki yerini alarak, halkımız, bölgemiz ve Cittaslow için güzel faaliyetlerin altına beraber imza atabilmektir.