Biliyoruz fakat harekete geçmekte zorlanıyoruz. Hatta çok zaman hiç hareket etmiyoruz. Hayatımızın her alanında karşılaşıyoruz bu durumla. Ya tembellik ediyoruz ya da işimize öyle geliyor. İstiyoruz ve biliyoruz ama hareket olmayınca bu faktörler başarmak için yetersiz kalıyor.

Yapılan araştırmalara bakıldığında ülke olarak ne kadar az kitap okuduğumuzu fark edebilmek zor bir durum değil. Özellikle artan internet kullanımı bu durumu tetikliyor. Uzaktan eğitim süreci ise telefonlarla ve bilgisayarlarla daha içli dışlı olmamıza neden olan bir faktör haline geldi. Kitap okumamız gerektiğini biliyoruz fakat okumuyoruz. Kitap okumanın bize sağlayacağı yararları biliyoruz ama yine okumuyoruz. Bu durum yalnızca kitapla da geçerli değil.

Sebzelerin daha sağlıklı olduğunu ve trans yağ içeren ürünlerin sağlık açısından bize çokça zararı olduğunu biliyoruz fakat trans yağlı paketlenmiş ürünler tüketmeye devam ediyoruz. İstediğimiz yere ulaşmak için neler yapmamız gerektiğinin farkındayız fakat bir türlü o şeyleri yapmaya başlayamıyoruz, başlamıyoruz.

 Etraflıca bir düşünme gerçekleştirirsek problemin bizde olduğu sonucuna varırız. Bu duruma neden olan faktörler elbette çok çeşitli. Örneğin çevresel koşullar önemli bir faktör. Dışsal motivasyon önemli bir faktör. Fakat ben asıl nedenin içsel motivasyondan kaynaklandığı fikrindeyim. Çevreniz sizi çalışmak için, sağlıklı yemek için ya da kitap okumanız için bir yere kadar motive ederler ve bu süre kısıtlıdır aslında. Buna karşın içsel motivasyonunuz güçlüyse ya da güçlendirirseniz eyleme geçmek ve o eylemi uzun soluklu hale getirmeniz daha olası gözüküyor.

Sonuç olarak; yalnızca bilmek işimize yaramıyor. Bilip harekete geçmeli ve uygulama yapmalıyız. Ancak o şekilde giriştiğimiz işlerden netice elde edebiliriz. Harekete geçme konusunda ve bu hareketliliği devam ettirme konusunda ise içsel motivasyon çok önem arz ediyor. Giriştiğiniz işlerde içsel motivasyonunuzun artması ve başarıya ulaşmanız temennisiyle. İyi haftalar diliyorum.