Küçükçekmece Belediye Başkan Yardımcısı Dr. Sibel Güllüçayır, kamuda oluşabilecek riskler ve alınması gereken tedbirler konusunda önemli bilgiler verdi. Dr. Güllüçayır, iş güvenliği meselesinin uyulması gereken bir mecburiyetten ziyade, çalışanların sağlığını ve güvenliğini destekleyen bir araç olarak görülmesi gerektiğini belirtti.

Türkiye’de verilere göre, her gün 172 iş kazası yaşanıyor ve 4 çalışan hayatını kaybederken, 6 çalışan da sürekli iş göremez hale geliyor. Bu nedenle zaruret haline gelen, 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 2016 yılında kamuda da yürürlüğe girecek. Küçükçekmece Belediye Başkan Yardımcısı Dr. Sibel Güllüçayır, kamuda oluşabilecek riskleri ve alınması gereken tedbirleri anlattı.

İş Sağlığı ve Güvenliği’ni işin yapılması sırasında işyerindeki fiziki çevre şartları sebebiyle işçilerin maruz kaldıkları sağlık sorunları ve mesleki risklerin ortadan kaldırılması veya azaltılması ile ilgilenen bilim dalı olarak tanımlayan Dr. Güllüçayır, ‘İş Sağlığı Ve Güvenliği Kanunu’ (ISG) ile işyerinde doğabilecek, iş kazası ve meslek hastalıkları gibi her türlü riske karşı gerekli tedbirlerin alınacağını söyledi.

“İŞİNİZİN RİSKİNİ BİLİN, ÖNLEM ALIN”

Küçükçekmece Belediyesi olarak, insana önem veren bir belediyecilik anlayışı benimsediklerini kaydeden Dr. Sibel Güllüçayır, “Küçükçekmece Belediye Başkanımız Sayın Temel Karadeniz’in önderliği ve desteğiyle, kurulumuz çalışmalarına başladı. Kamuda daha çok yol yapım çalışmaları sırasında asfalt döşerken ya da ağaç budarken yani yüksek yerlerde kaza riski artıyor. Biz ise sadece yüksek riskli işlerde değil, masa başında oturan arkadaşlarımızı bile korumayı amaçlıyoruz” dedi.

Türkiye’de maden ocakları, inşaatlar, tersaneler gibi yüksek risk taşıyan meslek dallarında üzücü kazalar yaşandığını da kaydeden Dr. Sibel Güllüçayır, kazaların önüne geçebilmek için işveren ve çalışanlar tarafından iş güvenliği meselesinin uyulması gereken bir mecburiyetten ziyade, çalışanların sağlığını ve güvenliğini destekleyen bir araç olarak görülmesi gerektiğini belirtti.

“İŞVEREN KADAR ÇALIŞANA DA SORUMLULUK DÜŞÜYOR”

6331 Sayılı İSG Kanunu’nun taşeron, işçi ayrımı yapmadan tüm çalışanları kapsadığını da kaydeden Dr. Güllüçayır, işverenlerin yanı sıra çalışanlara da büyük sorumluluklar düştüğünü şu sözlerle ifade etti: “Çalışanlarımızın iş sağlığı ve güvenliği konusundaki haklarına sahip çıkmaları, bu hakların takipçisi olmaları gerekiyor. Verilen eğitimlere birebir katılmaları, mesleklerinin riskleri hakkında bilgi sahibi olmaları ve kurallara uygun çalışmaları hayati önem taşıyor.”

Bir iş kazası meydana geldiğinde yapılması gerekenleri, ‘İlk Yardım Uygulamak (İlk müdahale ve çalışanı sağlık kurumuna ulaştırmak), Kazayı İşverene ve SGK’ya (En Az 3 İş Günü İçerisinde) Bildirmek, Risk Değerlendirmesi Yapmak’ olarak sıralayan Dr. Güllüçayır, bu nedenle artık kamu dahil tüm işyerlerinde iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi bulundurularak; acil eylem planları hazırlanacağını söyledi.

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU BİZE NELER KAZANDIRACAK?

6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na göre, işyerleri tehlike durumlarına göre sınıflandırılacak ve tüm çalışanlar sağlıklı ve güvenle çalışacak. İşyerleri acil durumlara karşı hazır olacak. Çalışanlara iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verilecek. Hayati tehlike tespitinde iş durdurulacak. İdari yaptırımlar etkinleştirilecek. Kanun aşamalı olarak uygulanacak. Devlet, ondan az çalışanı olan işletmelerin iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri giderlerini destekleyecek. Çalışanlar belli aralıklarla sağlık gözetiminden geçirilecek. İşveren tüm çalışanlarını, iş sağlığı ve güvenliği ile çalışma hayatına dair hak ve sorumlulukları hakkında bilgilendirecek. Çalışan, ciddi ve yakın tehlikeyle karşı karşıya kaldığında çalışmaktan kaçınma hakkını kullanabilecek. Büyük endüstriyel kaza riski taşıyan işyerleri, güvenlik raporu ve kaza önleme politika belgesi olmadan işe başlayamayacak.”