Kağıthane’de Hasbahçe Söyleşileri’ne konuk olan Prof. Dr. Kemal Sayar, Kağıthaneli vatandaşlara merhamet duygusunu anlattı.

Kağıthane Belediyesi’nin ilçe sakinlerini fikir, düşünce ve sanat insanları ile buluşturduğu Hasbahçe Söyleşileri Prof. Dr. Kemal Sayar’ı ağırladı. “Merhamet Dünyamızı Nasıl Aydınlatabiliriz” söyleşisi ile Kağıthanelilerle buluşan Sayar, merhamet duygusunu güçlendiren pratik önerilerini vatandaşlarla paylaştı. Şehir Müzesi’nde gerçekleşen ve vatandaşları kendi vicdanıyla yüzleştiren söyleşiye Kağıthane Belediye Başkanı Fazlı Kılıç ve eşi Fatma Kılıç, belediye başkan yardımcıları, birim müdürleri ve ilçe sakinleri katıldı.

Söyleşide kısa bir konuşma yaparak davetlileri selamlayan Başkan Kılıç, merhametin insanlık için çok önemli bir duygu olduğunu ve günümüz çağının böylesi güzel bir duyguyu yok sayan insanlarla dolu olduğunu söyledi. Geleceğe umutla bakanların merhamet duygusunu koruyabilen ve başkalarının yaşamında fark oluşturmak için menfaatsiz şekilde çaba harcayanlar olduğunu söyleyen Başkan Kılıç, dünyanın ancak merhamet sahibi insanların varlığıyla güzelleşeceğini söyledi. Merhamet duygusunu dinç tutmanın yollarını Kağıthanelilere anlatan Sayar’a teşekkür eden Başkan Kılıç, akıcı üslubu ve anlatımı içinde Sayar’a teşekkür etti.

“MERHAMET İNSANLIĞIN KANDİLİNİ TUTUŞTURAN BİR DUYGU”

Konuşmasında dünyanın merhamet eksikliğinde can çekiştiğini söyleyen Sayar, “Merhamet, içimizde bir yerlerde sönmeye yüz tutmuş insanlık kandilini yeniden tutuşturan bir duygu. İnsanlığımızı geri çağırmak ve insanlık kandilimizin yanmasını sağlamak için verecek hiçbir şey yoksa acısı olanlara dostluğumuzu, kardeşliğimizi verebiliriz. Dünya merhamet eksikliğinden can çekişiyor. Çevre kirlenmesi, yoksulluk, önyargı ve şiddet gibi insanlığı ve dünyamızı tehdit eden unsurların temelinde merhamet yoksunluğu” diyerek modern dünyada insanın manevi bir buhran yaşadığını söyledi.

Psikiyatrist olarak karşılaştığı vakalar ve meslektaşlarının paylaşımlarına da yer veren Sayar, modern dünya yaşantısıyla birlikte oluşan negatif unsurların insan ruhu üzerinde etkilerini değerlendirdi.

Aklın ve merhamet duygusunun önemine değinen Sayar, kalbin akla kılavuzluk etmesi gerektiğini söyledi. Sayar, “Aklın yanında merhamet duygusunu da kaybetmemeliyiz. Kalbimiz bize bunun için verilmiştir. Herkesin eşit olduğunu anlatabilmek için merhamet duygusu gereklidir. Bu yüzden kalp akla kılavuzluk etmezse su istimallere her zaman fırsat verir” dedi.

“PARA, ŞÖHRET VE BAŞARI İNSANLIĞIN MOTİVASYONU HALİNE GELDİ”

“Merhametsizliğin en temel sebeplerinden biri olarak insanın insandan uzaklaşmasını söyleyebiliriz" diyerek sözlerine devam eden Sayar, “Şehirlerimizi, insanımızı tanımıyoruz, birbirimizden uzaklaşıyoruz. Para, şöhret, başarı gibi beklentiler insanların güçlü temel motivasyonları haline geldi. Hayatın temelinde bulunan arkadaşlık, aile olma, yardımlaşma gibi değerler kayboluyor. İnsanın manadan kopması da bu sarsılan değerler arasında” şeklinde konuşarak insanların Narsizm duygusuna kapıldığını ifade etti.

Sosyal zeka ve sosyal zeka konusunda yapılan araştırmalar hakkında bilgi veren Sayar, ”Zeka insanların yaşam koşulları, kültürü, yeteneklerine göre değerlendirilmeli. Zeka analitik zekadan ibaret değildir. Çevremize baktığımızda analitik zekası yüksek ancak sosyal zekası aynı düzeyde olmayan insanlar görüyoruz. Sosyal zeka, insanların empati yapabilmesini sağlıyor” dedi. Teknolojinin gelişmesi ile insanların hayatının vazgeçilmez bir parçası olarak algılanan internetin sosyallik üzerinde olumsuz etkisi olduğunu söyleyen Sayar, “Sosyal paylaşım siteleri ve internetten biraz uzaklaşarak, hayatın içinde, kültürümüzün içinde sosyalleşmemiz gerekli” şeklinde konuştu.

“Biz kefen parasını hazır tutan bir milletin çocuklarıyız. İnsanın ölümle yüzleşmesi kadar yakıcı bir şey yok” sözleriyle iletişimde ve yaşam anlayışında gerçekleşen değişime örnek veren Sayar, “Çocuklarımızı televizyon ve bilgisayarın karşısına oturtularak unutuyoruz. Çocuklarımızla sağlıklı iletişim kurmuyor, duygularımızı, tecrübemizi ve zamanımızı çocuklarla paylaşmıyoruz. Çocuklar aileleri ile güçlü ve sağlıklı bir iletişim içerisinde büyürlerse duygularını kontrol edebilirler. Çocuklarımıza sahip çıkalım” dedi.

“MERHAMET RUHUN PANZEHİRİDİR”

“Eric Hoffer, ’ merhamet ruhun panzehiridir’ diye yazmıştı, ’merhametin olduğu yerde en zehirli hamleler dahi nispeten zararsız kalır” şeklinde konuşan Sayar, “Hayatlar, merhametin ve onun iyileştirici güçlerinin farkına varmakla dönüşür. İnsan, kendi sınırlarının ötesinde bir alana gittiğinde, sadece kendisi için değil başkaları için de var olduğunu hissettiğinde çok daha güçlü olur” diyerek merhamet duygusu olmayanların gerçek mutluluğu hissedemeyeceklerini ifade etti.

Ruh ölümüne karşı katılımcıları uyaran Sayar, “Ruh sağlığı uzmanları günümüz kültürel şartlarında iyiden iyiye aşikar olan bir ’ruh ölümü’nden bahsediyor. Çoğu zaman bu durum sıkıntı şeklinde tecrübe ediliyor ve Batı dünyasının karşı karşıya geldiği en yaygın hastalık halini alıyor. Kronik sıkıntı Batı kültüründe gözlemlenirdi. Paylaşılmış etkinliklerin, yüz yüze iletişimin, geniş aile etkileşiminin, toplumsal katılımın ve anlam sağlayan diğer manevi ve sosyal çabaların yaygın olarak bulunduğu geleneksel toplumlarda sıkıntı pek tanıdık bir duygu değildi” diyerek modern şehir hayatının getirdiği kültürel yabancılaşmanın tehlikelerine dikkat çekti.

“MERHAMET DUYGUSUNU GELİŞTİRMEK İÇİN TEMEL YÖNTEMLER”

Merhamet duygusunu geliştirmek için dinlemenin önemli olduğunu söyleyen Sayar, insanların karşısındakilerin dertlerini dindirmeleri için kendilerine küçük hedefler koymaları gerektiğini söyledi. İnsanlara yardım etmek için harekete geçerken her gün karşılaşılan, yakın çevrede bulunan insanları fark etmek gerektiğini söyleyen Sayar, “Acıyı görmemek için gözlerinizi acı çeken insandan kaçırmayın” dedi. Bazı insanların kendilerini dünyada bir etki yaratamayacak kadar güçsüz hissettiklerini söyleyen Sayar, merhamet duygusuyla tek bir insanın bile çok büyük etkiler oluşturabileceğini söyledi. Merhametin kişinin kendi çıkarlarını düşünmediği durumda var olabileceğini söyleyen Sayar, kendi çıkarlarını düşünen insanın karşısındakinin acısını anlamasının mümkün olmadığını ifade etti.

Kağıthanelilere çocuklarını merhamet öyküleri ile büyütmelerini öğütleyen Sayar, okullarda, televizyon yapımlarında ve siyasette merhametin ön plana çıkarılması gerektiğini de sözlerine ekledi.

Başkan Kılıç’ın Sayar’a teşekkür plaketi takdim etmesinin ardından çekilen hatıra fotoğraflarıyla program sona erdi.