“Marka Şehir İzmir” sempozyumunda konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “İzmir kendi gücüyle, marka kent olma yolunda büyük adımlar attı. 2014’den sonra kimse bu kentin şaha kalkmasını engelleyemeyecek. Çünkü ok yaydan çıkmıştır” dedi.

Ege Üniversitesi’nin 60. kuruluş yılı onuruna E.Ü İletişim Fakültesi tarafından düzenlenen “Marka Şehir İzmir” sempozyumu Prof. Dr. Yusuf Vardar MÖTBE Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Sempozyumun açılış konuşmasını gerçekleştiren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “İzmir gücüyle ve kendi dinamikleriyle marka kent ve dünya kenti olacak bir kenttir. Bunun için büyük adımlar atılmıştır. 2014 yılından sonra kimse bu kentin büyümesini, gelişmesini şaha kalkmasını engelleyemeyecektir. Çünkü ok yaydan çıkmıştır” dedi.

Başkan Aziz Kocaoğlu, marka şehir olabilmek için öncelikle katılımcı demokrasi ve yönetişimin gerekliliğine dikkat çekti. İzmir’in tarihi zenginlikleri bakımından pek çok artısı olduğunu vurgu yapan Başkan Kocaoğlu, “Ören yerlerinin kazılması ve restorasyonu için kaynak yetiştiremiyoruz. Çünkü o kadar çok zengin ve derin bir tarihimiz var. Bunlar marka kentin başka coğrafyalarda olmayan ya da ender olan büyük değerleri. Bunları insanlığa sunmak üzere hep birlikte kaynak yaratmak üzere çalışmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı özetle şunları söyledi:

“Bir kentin marka şehir olması için yaşanabilir bir kent olması gerekiyor. Çevre sorunlarını yatırımlarla aşmış bir kent olması gerekiyor. Kalkınması, gelir düzeyinin yükselmesi gerekiyor. Çok kültürlü insanların barış içersinde bu kentte yaşaması gerekiyor. Değerlerinin ortaya çıkması gerekiyor. Çağdaş ve konforlu ulaşım için yatırımlar yapmazsanız, kente 24 saat içilebilir temiz su vermezseniz, arıtma gibi alt yapı yatırımlarını yapmazsanız, marka şehir olamazsanız. Kentin fuarlar ve kongreler kenti olması için sadece kendi gücünüzle 450 milyon harcayıp Türkiye’nin en büyük fuar merkezini kurmazsanız, bu kenti marka şehir yapamazsanız. Turizm planları yapmazsanız, kentte belirli sektörleri destekleyip yatak kapasitesini artırmak için mücadele etmezseniz, bir kenti marka şehir yapamazsınız. Ahmed Adnan Saygun gibi bir sanat mabedini yapmazsanız, Türkiye Cumhuriyet tarihinin ilk operaya özel binasını tasarlamazsanız, bu kenti marka kent yapamazsanız. Eğer İstanbul’a, Ankara’ya, Antalya’ya buradan hızlı tren ile gidemezseniz, bu kenti marka şehir yapamazsınız. Bu kentin güzelim körfezini yüzülebilir hale getirmezseniz, bu kenti marka şehir yapamazsınız. Tarımından sanayisine, ticaretinden limanına, kültür sanatından hizmet sektörüne ve turizmine kadar, kendi dinamikleriyle; kanaat önderlerinin, belediyelerin öncülüğünde; sanayicisiyle, yatırımcısıyla, kooperatifiyle birlik-beraberlik içinde olursak, bu kenti ancak o zaman kalkındırabilirsiniz. Eğer çalışırsanız, eğer birlik beraberlik içinde olursanız, bu kent ve bu kentlinin yapacağı çok şey var. Bu kent gücüyle ve kendi dinamikleriyle marka kent ve dünya kenti olacak bir kenttir. Bunun için büyük adımlar atılmıştır. Bundan sonra, 2014 yılından sonra kimse bu kentin büyümesini, gelişmesini, şaha kalkmasını kimse engelleyemeyecektir. Çünkü ok yaydan çıkmıştır.”

Sempozyumun açılışında konuşan İzmir Valisi Mustafa Toprak ise, günümüzde markalaşmanın şirketler gibi kentlerde ve dünyada ön plana çıktığını belirterek, “İzmir olarak biz de küresel rekabette bir adım öne çıkmak, özgün değerlerimize sahip çıkarak farklılaşmak ve kendi markamızı ve alt markalarımızı oluşturmak istiyoruz” dedi.

Ege Üniversitesi Rektörü Candeğer Yılmaz ise sempozyumun önemine dikkat çekerek, "Ege Üniversitesi çok büyük bir aile. 60’ncı yılımızı kutlarken, biz kente ne katabildik, kent bizim ne kadar farkımızda diye kendimize sorduk. İletişim Fakültemiz marka kent İzmir sempozyumu yapmayı planladı ve bu sempozyumu gerçekleştirdik" şeklinde konuştu.