Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA), meydana gelen göçükler nedeniyle Elbistan’a bağlı Doğan Mahallesi’ndeki işçi lojmanlarının bulunduğu bölgede çalışma başlattı. İlk etapta sadece göçüğün oluştuğu bölgeyi inceleyen MTA ekipleri, bölgedeki olası yer altı boşluklarını tespit etmek için çalışmalarını Doğan Site’yi çevreleyen dağın eteklerini de içine alacak şekilde genişletti.

Doğan Site İlk ve Ortaokulu civarında 14 Nisan 2014’te tahmini 5 metre çapında, 25-30 metre derinliğinde ve iç uzantısı belirlenemeyen göçüğün ardından Maden Tetkik Arama (MTA) Genel Müdürlüğü’ne bağlı ekiplerin başlattığı pilot araştırmanın çapı genişletildi. Haziran ayında başlayan pilot çalışmanın ardından Eylül ayı sonunda aynı bölgede ikinci bir göçüğün yaşanmasının da MTA’nın yaptığı araştırmanın alanının genişlemesinde etkisi olduğu değerlendirilirken, ekipler hem Doğan Site içerisinde hem de sitenin etrafındaki geniş bir alanda özel ekipman yardımıyla zemine elektrik dalgaları yollayarak boşluk olup olmadığını belirmeye çalışıyor.

Ekibin başında ise ilk incelemeyi yapan Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü görevlisi Hidrojeolog Doktor Koray Törk bulunuyor. Törk’ün başkanlığında ekiplerden birisi, Doğan Site’nin kuzey tarafından başlayarak güneye doğru çepeçevre alan taraması yaparken, diğer ekip ise Kızılseher Dağı’nın eteklerinde kurulan ana merkezde döşenen kablolarla toprağa elektrik dalgası veren sistemleri yerleştiriyor. Bölgede daha önceden belirlenen noktalarda 20’şer metre arayla eksi ve artı kutupların buluştuğu noktalarda bu çalışma yapılıyor.

Kilometrelerce alanı kapsayan bölgede hidroloji ve jeofizik ekibi görev yapıyor. Hem elektrik hem de gravit olmak üzere iki ayrı disiplinle okul etrafındaki göçüklere benzer olan ve yüzeyde gözlenmeyen başka boşluk alanların tespiti yapılıyor. Metrelerce kablonun kullanıldığı aletler yere sabitlenen yerlerde noktasal bazda ölçüm yapıyor. Elde edilen veriler ise kaydediliyor. Verilerin değerlendirmesinin ardından boşluk diyebilecek yapının varlığı belirlenebilecek. Ekipler ayrıca hidrojeoloji çalışması ile de geniş alanlarda kuyularda ölçümler yaparak, su seviyelerine bakacak.

Yer altı su seviyesinin düşmesi ve kayaçların taşıma kapasitesinin azalması Doğan Site’deki obruk türü oluşumları tetiklediği öğrenilirken, MTA’nın tek bir yöntem değil bütün teknikleri kullanarak bir rapor hazırlayacağı ve Doğan Site ile ilgili kararın o rapor doğrultusunda verileceğini bildirildi.

İLK GÖÇÜK 14 NİSAN’DA

Doğan Site İlk ve Ortaokulu’nun bahçesinde 14 Nisan 2014’te tahmini 5 metre çapında, 25-30 metre derinliğinde ve iç uzantısı belirlenemeyen göçük yaşandı. Göçük nedeniyle okulda eğitim ve öğretime ara verildi. Daha sonra MTA ve Çukurova Üniversitesi’nden ekipler bölgede incelemelerde bulundu. MTA’nın yaptığı 2 aylık çalışmanın ardından okulun güvenlik gerekçesiyle tamamen kapatılması kararlaştırıldı.

Doğan Site’de 6 ay aradan sonra ikinci kez yaşanan göçük, sabah saatlerinde vatandaşlar tarafından fark edildi. Daha önceki göçük nedeniyle tehlikeli bölge olarak belirlenen ve tel örgü çekilen alanın dışında meydana gelen göçükte asfalt zeminde büyük çatlaklar oluştu. Çapı yaklaşık 5 metre olan göçüğün ilk göçükle arasındaki mesafenin yaklaşık 100 metre ve aynı istikamette olması, her iki olay arasında bağlantı olduğu düşüncesini akıllara getirdi.

OKUL SÜRESİZ KAPATILDI

Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü görevlilerinden Hidrojeolog Doktor Koray Törk’ün gözetiminde zemine elektrik dalgaları yollayarak boşluk olup olmadığını belirmeye yönelik olarak sürdürülen çalışmada, jeofizik, topograf ve hidroloji ekipleri hem elektrik hem de gravit olmak üzere iki ayrı disiplinle okul yanındaki göçüğün nedenini ortaya çıkarmak için mesai harcadı. Sadece okul çevresindeki zemin yapısını inceleyen ekip, göçüğün oluştuğu alanda yüzeyde gözlenmeyen anomalilerin (boşluk alanlar) varlığını tespit etmeye çalıştı. Yapılan 2 aylık çalışmanın ardından okulun güvenlik gerekçesiyle tamamen kapatılması kararlaştırıldı.

BÖLGENİN ZEMİN YAPISI

Bölgede 6 ay içerisinde yaşanan obruk benzeri göçüklerin, bölgenin zemin yapısı ile ilgili olabileceği belirtildi. Bilindiği gibi obruklar, karstik arazilerdeki mağara ve galeri gibi yer altı boşlukların tavanlarının çökmesiyle oluşan derin çukurlar olarak biliniyor. Derinliği ve genişliği bir metreden yüzlerce metreye değişen bu oluşumların içi genellikle suyla doludur. Obruklar karst arazi denilen, genelde suyun kolayca eritebildiği kireçtaşları ve karbonatlar içeren düzlüklerde bulunan derin çukur şeklinde görünürler. Bu tabakalarının eriyerek meydana getirdiği derin çukurların yeraltı sularıyla dolmasıyla veya yeraltı mağaralarının tavanlarının çökmesiyle oluşur.