Karaman Destanı -2

6 Şubat sabahı Karaman yüzyılın felaketinin seferberliğine uyanmışçasına, tüm şehir sanki buna hazırmış gibi iş başı yaptı. Bir önce ki yazımda yazılmaya başlayan destanın kahramanlarından sadece birkaçına değinebildim. O kadar insan, kurum bu seferberlikte, bu iyilik yarışına baş koydular ki bir iki paragrafa ya da sayfalara sığmayacağı için yazıma devam ediyorum. Zira bu destan yaza yaza bitmez.


O kahramanlardan birisi de depremin hemen sonrası Hatay Antakya'daki yıkılan yerlerin keşfine giden Türk Kızılay Derneği Karaman Şube Başkanı Adem Küçükyarma. Hatay’a ilk ulaşan yardım kuruluşlarının öncüleri oldular. Adem başkanla Hatay dönüşü yaptığımız sohbetimde Antakya sokaklarında keşif çalışması esnasında, ana caddenin arkasındaki sokağa girdiğini, gece karanlığında yıkılmış binalar arasından yaralıların yardım çığlıklarını duyduğunu tespit etmiş. Telefonunun da çekmemesi nedeniyle tekrar Belen'deki yardım ekiplerinin yanına dönmüş. Belen'deki Karamanlı mühendis, yeni sanayiden oraya giden hiltili, jeneratörlü, 7 araç, 2 iş makinesi ile bu alanda kurtarma çalışmalarına başlamışlar. O mahalle ise televizyonlarda sürekli canlı yayınlarının yapıldığı Cebrail Mahallesiydi. O gece ve sonrası Cebrail Mahallesine yüzlerce Karamanlı hemşehrimizle birlikte on binlerce bu bölgeye gelen kurtarma ekiplerinin yaptığı kurtarma çalışmalarında, enkazlardan çok sayıda vatandaşımız sağ olarak kurtarılmış. Adem başkan daha sonra Karaman Gençlik Merkezindeki spor salonunu ekibiyle Kızılay hayır çarşısına dönüştürmüş, binlerce depremzedenin baştan aşağıya giyim kıyafet tedarikinin yanı sıra, her türlü hijyen maddesinin de birebir dağıtımına bıkmadan usanmadan günlerce emek verdiler. Hele deprem sabahı Aktekke 15 Temmuz Demokrasi Meydanındaki yardım toplama alanı ise yardım yarışının, Karaman Destanının inanılmaz bir mozaik taşıydı. Karaman Belediyesi ve ekiplerinin koordinesinde başlatılan yardım kampanyasında adeta tüm şehir bu meydana aktı. Yüklenen tırlar birbirleriyle yarışırcasına bekleme yapmadan ardı ardına deprem bölgelerine adeta akıp gittiler. Tüm dünya da kahraman tır şoförlerimizin bu yarışı “Çılgın Türkler İş başında” haberleriyle doldu taştı. Hele servisçilerimiz, servis şoförlerimiz günlerce o bölgeye uykusuz, canını dişine katarak gidip, geldiler. Giderken, gıda malzemesi, giysi, yorgan battaniye vs. götürürken, dönüşte o bölgeden vatandaşları ilimize getirdiler. İş makinelerimizle operatörleri buralarda ki işlerini güçlerini bırakıp yardıma koştular.


Takip ettiğim, izlediğim kadarıyla siyasi bir ayrım olmaksızın (böyle de olması gerekiyordu) tüm siyasi partiler canhıraş çalıştılar. Tüm teşkilatlar sahaya indiler. İlimizin 3 Milletvekili Recep, Selman ve Atakan vekillerimiz de hakkını vererek o bölgede bizzat çalıştılar, çok emek sarf ettiler. Karaman Belediye Başkanı Savaş Kalaycı da o bölgeye gitti, ekipleri ile aşevi kurdular. Birçok il başkanı, partililer herkes üstüne düşen görevi fazlasıyla yaptılar. Bazılarının birden çok deprem bölgesine gidip geldiklerini de şahit oldum. Bir diğer kahraman sektör ekipte ilimizdeki oteller, apartlar ve sahipleriydi. Küçüğünden, büyüğüne tüm otellerimiz, apartlarımız depremzedelere kapılarını ilk gün açtılar, bağırlarına bastılar, tüm eksiklerini giderdiler. Hala otellerde konaklayan ve memnuniyetlerini bizlere aktaran depremzedelerimizin de olduğunu biliyorum. Burada otelden söz açılmışken bir iki notu da buraya düşmek istiyorum. Grand Hotel Müdürü İbrahim Kaynak kardeşimiz aslen Hataylı. Birçok yakınını deprem de kaybetmesi onun için çok üzücü ve acı verici bir durum. İlk günden beri hala o bölgede. Yüzlerce insanı kendi imkanlarıyla, KARTAP ekibiyle, otobüslerle, servislerle hemen ilimize getirilmesinde ve ağırlanmasın da çok emekleri oldu. Bir diğer arkadaşımız da New Karaman Hotel Müdürü İlker Gezer. Onlarında kendi aralarında oluşturduğu dostlarıyla, topladıkları, bizzat temin ettikleri yardım malzemelerini il il, adeta nokta atışla birçok yardım yaptıklarını, Şanlıurfa’dan anlaştığı üretici bir firmayla 482 sobayı imal ettirip, ilk günlerde ihtiyaç yerlerine ulaştırdıklarını bizzat takip ettim. Kendi isminden pek bahsedilmesini istemese de New Karaman Hotel’in sahibi iş adamı İbrahim Uysal Bey’i de atlamak istemiyorum. O da ikamet ettiği Hollanda’dan Türkiye’ye ne yapabilirim acaba diye geldiğini, gece gündüz uğraştığına bizzat şahidim. Şehirde birçok hayırseverimiz evlerini bedelsiz açtılar. Kurulan WhatsApp gruplarında birbirlerini tanımayanlar, bu evlerin eşyalarını tamamlamak adına dur durak bilmeden çalıştılar.


Karaman’daki tüm resmî kurumlarımızda tüm imkanlarıyla, bütün şartları, fazlasını da zorlayarak deprem bölgesinde seferber oldular. İl Milli Eğitim Müdürlüğü tüm öğretmenleri, idarecilerini, personelini seferber edip, depremzedelerin, gönüllülerin yemeklerini gidermenin yanında, ilimize gelen tüm öğrenci ve velilerin psiko-sosyal desteklerini sağladılar. Sağlık Müdürlüğü sağlıkçılarıyla, ambulanslarıyla, ilk günden beri deprem bölgesine sevk edilmesiyle, Emniyet, Jandarma, Tarım, Çevre Şehircilik ve İklim Müdürlüğü, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Vergi Dairesi vs. devletin tüm resmi kurumları ve çalışanları hepsi sefer görev emri gelmiş gibi bölgeye yardıma koştular. Hala şu an orada gönüllü, görevli öğretmen, polis, jandarma, sağlıkçı, itfaiyeci, maliyeci, mühendisler gece gündüz deprem bölgesinde mesai yapıyorlar. Üniversitemize yeni atanan rektörümüz Prof. Dr. Mehmet Gavgalı, tüm birimleriyle o bölge için çalışmalarına aralıksız devam ettiriyor. Türkoğlu İlçesinde günlük yemek yapıp halka dağıtıyorlar. Ermenek İlçemiz de depremin ilk gününden beri özellikle tecrübeli madencileriyle birçok canın kurtarılmasında bizzat görev aldılar. Başkan Atilla Zorlu, ilçe kaymakamı, yardım tırlarıyla hem deprem bölgesinin hem de Karaman Merkezde ikamet eden depremzedelerin odun kömür tedarikleri açısından çok önemli eksikliğini giderdiler. Diğer ilçelerimiz de de seferberlik ve yardımseverlik aralıksız devam ediyor. Sudurağı beldesi boş tüm TOKİ evlerini depremzedeler için hizmete sundular. İlimizde faal olan tüm oda ve borsalarımızda bu yarışta hiçbir gün geri kalmadı. Bir paragrafa, sayfalara sığmayacak kahramanlarda Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ve KYK çalışanları. İl Müdürü Ali Osman Bebek bu depremlerde birçok yakınını göçük altına ebediyete uğurladı. Bu acısına rağmen çalışanlarıyla seferber olup, tüm KYK yurtlarını binlerce depremzedeye kapılarını açıp, hayırseverlerle her gün dur durak bilmeden tüm eksiklerini giderdiler, gidermeye de çalışıyorlar.


Karaman sanayi şehri, gıdanın merkezlerinden. İlk günler sosyal medyada bazı kendini bilmezler, “Sanayicilerimiz neredeler? İş adamlarımız niye yoklar?’’ diye yorum yazanlar oldu. Biz gazeteci olarak biliyoruz ki her yardım faaliyetinde herkesin çaldığı ilk kapıdır sanayicilerimiz, iş adamlarımız. Felaketin akabinde her gün onlarca tır OSB’den deprem bölgelerine bisküvi, kek vs. götürüldü. Ancak reklamı sevmediklerini de biliyoruz ki bunun değişmesini de istiyoruz. Eleştirmek güzel tabi, hayrın gizli olanı da makbuldür denir. Ancak, hayırda yarışmak için yapılanları da göstermek gerekiyor ve bu yardımseverliklerin de insanlara örnek oluşturması lazım.


İşin özünde Karaman’ın destanı aslında yazılmaya çok öncelerden zaten başlamıştı. Yazımın sonuna doğru şehrin mayasında var olan bu birliktelik ve yardımseverlik ruhu, şehrin tüm halkı ile birlikte, güçlü STK’ların (Sivil Toplum Kuruluşları), sendikaların, cemaatlerin yıllardır bu işi yapmaları ve bu kazanımlarını hemen devreye sokmalarıydı. Bu STK’larımızın ismini tek tek yazmayla bitmez. Ancak Yunus Emre Vakfı, Beşir Derneği hala deprem bölgelerinde her gün binlerce insana sıcak yemek vermeye devam ediyorlar. Devletle, milletimizle el ele tüm bu vb. kuruluşlar buralara gelen misafirlerimize gıda, giyim, eşya yardımlarında bulunmaya devam ediyor. Bu destan tabi ki yazılmayla daha bitmeyecek. Unuttuğum kişiler, kurumlar isimler olursa affola. Unutmak istemediğim, unutamayacağım kişilerin başında ise, gönüllü olarak çalışan özellikle öğretmen arkadaşlar, okul müdürlerinin mesajıyla yardım toplama alanına akın eden Z kuşağı dediğimiz, geleceğimizi emin olarak teslim edeceğimiz liseli arkadaşlar, öğrencilerimiz. KYK yurtlarında gece gündüz çalışan ablalarımız, bacılarımız, abilerimiz, arkadaşlarımız, kardeşlerimiz hepsi bu destanın kahramanlarındansınız. Bir destan yazıldıysa bunu Karaman halkı el ele verip birlikte yazdı ve yazmaya da devam ediyorlar. Gazeteciler olarak ta, halkımızı doğru şekilde yönlendirmek, bilgilendirmek adına bu sınavı geçtiğimizi biliyor ve inanıyoruz. Bu süreçte bir toplu iğne başı kadar emeği, yardımı, hakkı olan kahramanlarımızdan Rabbim razı olsun, tüm basın mensubu arkadaşlarıma da verdikleri tüm desteklerden dolayı ayrıca çok teşekkür ediyorum.