Türkiye Yol-İş Sendikası 1 No’lu Kastamonu Şube Başkanı Mehmet Çelik, tekrar başkanlığa seçilerek güven tazeledi.

Türkiye Yol-İş Sendikası 1 No’lu Kastamonu Şubesinin 10. Olağan Genel Kurulu Karayolları 15. Bölge Müdürlüğünde gerçekleştirildi. Genel Kurula katılan AK Parti Kastamonu Milletvekili Mustafa Gökhan Gülşen, yaklaşık 10 yıldır aktif siyaset hayatında Yol-İş Sendikasının yürüttüğü çalışmalarda omuz omuza çalıştıklarını belirterek, “Bizler, ‘işçiye alın teri kurumadan verin’ kültürünün fertleriyiz. Bunu da mümkün mertebe yaşantımızda yansıtmaya çalışıyoruz. Elbette eksiklikler vardır. Türkiye, son 12 yılda hizmet üretiyor. Bu zaman zarfında Türkiye’de yaptığımız en önemli işlerden bir tanesini sizlerle birlikte yaptık. Yani yollarımız, yolda çalışan arkadaşlarımızla birlikte yaptık. Türkiye’de 2002 yılına kadar 6 bin kilometre olan bölünmüş yol ağımıza, 17 bin kilometre daha ekledik. Bunu birlikte başardık. Bunu da başarmak içinde kaynakları en verimli şekilde kullandık. Elbette eksikliklerimiz, eleştirilecek yönlerimiz olacaktık. Bunu da olgunlukla, yapıcı eleştiri olarak karşılarız. Ama bizlerin vazifesi, bu ülkenin kaynaklarını en verimli şekilde kullanmaktır. Bu yüzden bu şekilde davranmak zorundaydık. Türkiye’nin daha güzel günlere ihtiyacı var. İnşallah yine bunları, sizlerle birlikte başaracağız” dedi.

“TÜRKİYE’DE İŞÇİLERE EN İYİ ÜCRETİ KASTAMONU BELEDİYESİ VERİYOR”

Türkiye’de işçilere en iyi ücreti Kastamonu Belediyesinin verdiğini iddia eden Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Babaş ise, “27 yıldır hizmet üreten Kastamonu Belediyesinde çalışıyorum. Bu zaman zarfından her zaman işçi arkadaşlarımızla beraber olduk. Birlikte bu hizmetleri yürütmeye çalıştık. Benim için birinci derecede işçim gelir, personelim gelir. Çünkü çalışma esnasında bir aileyiz biz. Aile bireyleri arasında da bu hukukun gözetilmesi en büyük çalışma şeklidir. Ben, personelimin hak ve hukukunu en iyi şekilde gözetiyorum. İşçilerimiz olsun, memurlarımız olsun, hizmet alımında çalışan işçilerimiz olsun, iddia ediyorum Türkiye’de en iyi ücreti alan arkadaşlarımızdır. Bugün hizmet alımından çalışan arkadaşlarımıza, temizlikte çalışan arkadaşlarımıza bin 900 TL ücret veriyoruz. Varsa çıksın Türkiye’de. Memur arkadaşlarımız için yine öyle. 500 lira destek primi veriyorum. Burada çalışanlar bizlerin kardeşleridir. Memleketimizin insanları, onlara her türlü hak ve hukuku korumakta bizlere düşer” diye konuştu.

BAŞKAN ÇELİK, GÜVEN TAZELEDİ

Tek liste halinde gidilen seçimde tekrar başkanlığa seçilen Türkiye Yol-İş Sendikası 1 No’lu Kastamonu Şube Başkanı Mehmet Çelik de, Türkiye’nin zor bir süreçten geçtiğini ifade ederek, “İç ve dış mihrakların güzel yurdumuzu nasıl böleriz? Nasıl ayrıştırırız? hesaplarının yaptığı sınır komşularımız ile aramızın açıldığı, çeşitli mezhep ve din istismarlarının yapılarak taraftar toplamalarının yapıldığı, küresel sermayenin ve emperyalist güçlerin dünyayı yeniden nasıl paylaşırız? Hesaplarının yapıldığ1 bir dönemi hep birlikte yaşamaktayız. Bu ulus ötesi güçler şirketlenip dünyanın hammadde ve petrol kaynaklarını kendi hakimiyetlerine almışlardır. Avrupa Birliği özellikle Balkanlarda, Kafkaslarda, Ortadoğu ve Akdeniz’de, ABD’nin karşısında bir süper güç olarak varlığını kanıtlama çabasına girdi. Bu gün çevremizde yaşanan ve ülkemizi yakından ilgilendiren ve de etkileyen gelişmelerin arkasında bu güç ve menfaat paylaşma kavgası bulunmaktadır. Bu kavgalar yapılırken, küçük ülkeler, güçsüz ülkeler ve içinde yaşayan insanlar birbirlerine düşürülerek daha güçsüzleştiriliyor. Bazı toplumlar yok ediliyor. Ülke olarak bu tip eylemlere şiddetle karşı olduğumuzu, yakın bir tarihte Suriye’ye karşı duruşumuzla, Irak ve Filistin’e karşı, Mısır’a karşı zulüm gören onlarca Müslüman ülke ve topluluklara karşı dik duruşumuzla milletçe hep birlikte gösterdik. Türk milleti ol arak «tarih boyunca hür yaşamayı seven bir milletiz. İşçi sınıfı olarak savaşa karşıyız, halkımızda savaşa karşı. Kimsenin toprağında gözümüz yoktur. Eğer bizim toprağımızda, canımızda, misak-i milli sınırlarımızda, bayrağımızda ve ezanımızda gözü olanlar varsa şanlı tarihimizi bir daha okusunlar” ifadelerini kullandı.

İşçi sınıfının sorunları aşılmadan halkın sorunlarının aşılamayacağını vurgulayan Çelik, şunları söyledi: “İşçi sınıf olarak sendikacılık hareketi, ülkemizin bu konumunun karşı karşıya bulunduğu büyük sorunları aşmadan sınıfımızın ve tüm halkımızın sorunları aşılamaz. İşçi sınıfımız savaş karşıtıdır. Halkımız savaş karşıtıdır. Ülkemiz ABD’nin bölgedeki hesaplarının bir aleti kesinlikle olmayacaktır. Kurt puslu havayı severmiş. Gerek Suriye, gerek Irak, gerek IŞİD’in son aylarda ki farklı çıkışı birilerinin “tavşana kaç, tazıya tut” politikası yaşanırken; Kıbrıs konusunun gündeme getirilmesi, Rum kesiminin müzakere masasından çekilmesine ne denilmelidir? Türkiye yavru vatanı şehitler vererek ekonomik sıkıntı döneminde büyük kaynaklar harcayarak kurtarmış ve korumuştur. Kıbrıs mal ve can güvenliği korunmasının ardından ülkemizin savunması için son derece önemli bir parçamızdır”

Türkiye’de özelleştirme ve taşeronlaştırma sisteminin yaygınlaştırıldığını açıklayan Çelik, şunları kaydetti: “Aramızda taşeron üyelerimiz var. Bu Genel Kurul taşeron sisteminin bittiği TCK çalışanlarımız olarak çalışma hayatının başladığı bir dönüm noktası olması en büyük dileğimizdir. Bizler hükümet yetkililerinden gayri resmi hiçbir talebimiz yok. Sadece kazandığımız Yargı kararlarının uygulanmasını talep ediyoruz. Torba Yasaların görüşülmesi sırasında gözümüz yollarda kaldı, ama bir türlü olmadı. Bu sefer olacağı inancım çok yüksektir. 13 Mayıs Soma’da ki facianın acısı hala içimizde yanmaktadır. 301 işçi kardeşimizi şehit verdik. Bu facia özleştirmenin nelere yol açtığının açıkça bir göstergesidir. Allah böyle acılan kimselere yalatmasın, ülkemizde işsizlik oranı resmi açıklamalarda görüldüğü gibi olmadığını biliyoruz. 1 saat, 3 saat çalışanı işsiz saymazsan oran düşük çıkabilir, iş aramaktan bıkıp evde oturanları saymazsan oran düşük çıkar. Ancak sokaklar, birebir anketler, kahvehaneler resmi rakamları doğrulamıyor”

Çelik, şöyle devam etti: “Özel İdarelerin büyük şehirlere devredilmesi kavram kargaşasına neden olmuş ancak Yol-İş Genel Merkezimizin üstün gayretleri sayesinde belediye bünyesinde iş kolumuz hayata geçmesi sağlanmıştır. Ancak köylere hizmet eskisi gibi olmayacağı aşikardır. Bunca sorunlarla boğuşan, üstesinden gelmesini bilen Yol-İş Kastamonu Şubemizde ummadığım bir olayla karşı karşıya kaldım. 2006’da işe giren, işe girişlinde yüzde 90’nına birebir katkı yaptığım arkadaşlar üyelikten istifa ettiler. Gerekli eşit iş eşit ücret. Arkadaşlar uzun yıllardır temsilciliğinizi yapmaktayım, her konuda duyarlı hareket ederken bu konuda ben nasıl duyarsız olurum, ne söylersem kar ettiremedim. Arkadaşlara bu konuda kırgınım. O istifa eden üyelerim emek sermaye savaşında cepheden kaçanlardır. Biz hala cephedeyiz, mücadeleye savaşa devam ediyoruz”