Harbiş Sendikası tarafından ‘Dünyada ve Türkiye’de Savunma Sektörünün Durumu’ konulu panel düzenlendi.

Panele 2. Ana Bakım Merkez Komutanlığı Teknik Müdürü Albay Abdülmuttalib Dürer, Harb-iş Genel Başkanı Bayram Bozal ve davetliler katıldı.

Harb-İş Genel Başkanı Bayram Bozal, burada yaptığı konuşmasında, "Savunma ve güvenlik konusu her dönem olduğu gibi günümüzde de genel devlet politikaları içindeki ağırlığını korumaktadır. Çünkü savunma ve güvenlik insanların birlikte yaşamaya başladığı günden bu yana başka bir güce havale edilemeyen, devlet olmanın birinci şartı olarak ortaya çıkmıştır. Çeşitli sebeplerle ayrışan insanların diğer gruplara karşı kendisini korumak zorunda kalması ve buna yönelik savunma tekniklerini güçlendirmesi ihtiyacı günden güne artan maliyetler ortaya çıkarmıştır. Savunma teknolojilerinin planlarının ve taktikleri gibi hususların gizliliği de aynı derece de artmıştır. Ülkelerin geliştirdikleri teknolojileri transferleri konusunda cimrilikleri de bu doğrultuda artmıştır. Ülkelerin savunma harcamaları genel bütçe içindeki en büyük kalemlerden birini oluşturmaktadır. Gelişmiş ülkelerin ekonomisini ayakta tutan en güçlü sektörde bilindiği gibi savunma sanayidir. Gelişmiş ülkelerde savunma teknolojilerinin geliştirilmesi için yapılan yatırımlar ticari potansiyele de dönüştürülerek diğer ülkeler ile aradaki yarışta yaratan unsur olarak karşımıza çıkmaktadır" diye konuştu.

Bozal, "Bilindiği üzere başta İnternet olmak üzere güncel hayatımızda kullandığımız birçok teknoloji önce savunma teknolojisi olarak icat edilmiş, sonra ticari bir kazanca dönüştürülmüştür. Gelişme ve kalkınma hedefi olan her ülke için savunma sanayini güçlendirmek vazgeçilmez bir hedef olarak karşımıza çıkmaktadır. Savunma harcamalarında dünya listesinin 15. sırasında yer alan ülkemiz açısından da savunmada yerli sanayi hayati bir öneme sahiptir. Buna rağmen ne yazık ki savunma sanayimizin gelişiminde Türkiye çeşitli nedenlere bağlı olarak önemli yılarını kaybetti. Savunma alanında küresel pazarda hak ettiğimiz yerde değiliz. Ancak son yıllarda savunma sanayimizi dışa bağımlılıktan kurtarma adına güzel gelişmeler yaşıyoruz. Kendi savaş gemilerimizi, denizaltılarımızı, denizlerdeki hücum botlarımızı, insansız hava araçları ve tanklar üretiyoruz. Bunların tamamının askeri iş yerlerinde yapılması milli savunma sanayi çalışanları olarak bizleri gururlandırıyor. Ancak asıl potansiyelimizin bulunduğumuz noktadan çok daha yukarılara taşıyacak nitelikte olduğunu çok iyi biliyoruz" dedi.

Bozal, "Üyelerimizin milli ekonomiye katkılarını gösteren en güzel örneklerden biri de hiç kuşkusuz tank üretimimiz. Tank üretimimizde ise ilk akla gelen Sakarya 1. Ana Bakım Merkez Komutanlığında üretimi gerçekleştirilen ‘Fırtına’ isimli tankımız olmuştur. Fırtınanın ilk ikisini Kore’den alan Türkiye, bu ülkeye tank başına 9 milyon dolar ödedi. Söz konusu tankı üretecek teknik donanım ve yetişmiş insan gücüne sahip olan ülkemizde, nihayet Fırtına’nın yapımı için sendikamızın örgütlü olduğu Sakarya 1. Ana Bakım Merkezi Komutanlığına görev verilmiştir. Tüm çalışanlarımızın alın teri ile yapılan Fırtına’nın ülkemizdeki üretim maliyeti 3,5 milyon dolara gerçekleşmiştir. Kore’den 9 milyon dolara aldığımız bu tankın Türkiye’de üretimi ile her biri için ülke ekonomimiz 5,5 milyon dolara yakın tasarruf yapılmıştır. Böylece Sakarya 1. Ana Bakım Merkez Komutanlığı bugüne kadar üretimi tamamladığı 280 Fırtına Tank ile milli ekonomiye 1 milyar 540 milyon dolar katkı sağlanmış oldu" şeklinde konuştu.